Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
_Freud, rüyaların analizi üzerine muazzam bir kitap yayımladı. Araştırmalarının sonuçları şöyledir: Rüya, çoğunlukla inanıldığı gibi rastgele ya da anlamsız çağrışımlar veya uyku sırasında meydana gelen somatik duygulanımların bir sonucu olmaktan çok uzaktır. Rüya, psişik etkinliğin özerk ve anlamlı bir ürünüdür ve diğer bütün psişik işlevler gibi
_Aristo ile Hegel, diyalektiği oldukça geniş biçimde incelemiştir. Oysa asıl diyalektik, bugünkü doğabilim için en önemli düşünme biçimidir, çünkü ancak o, doğada ortaya çıkan evrim süreçleri, genel olarak iç bağıntılar ve bir araştırma alanından ötekine geçiş için benzeşimler ve bununla birlikte açıklama yöntemleri verir. _Boşinanların en boşu,
Reklam
_Bizler sırlarla dolu bir evrende bir rüyanın rüyasını görmekteyiz. Gerçekte bildiğimiz hiçbir şey yoktur. Bildiğimizi sandığımız şey sadece olaylardır. O olaylar ki, bilmediğimiz bir objeyle asla bilemeyeceğimiz bir süjenin birbirlerine olan ilgisinden doğmuştur. _Nasıl oluyor da kurguda kategorilerin duyuüstü kullanımına özgü nesnel gerçeklik
_Freud, rüyaların analizi üzerine muazzam bir kitap yayımladı. Araştırmalarının sonuçları şöyledir: Rüya, çoğunlukla inanıldığı gibi rastgele ya da anlamsız çağrışımlar veya uyku sırasında meydana gelen somatik duygulanımların bir sonucu olmaktan çok uzaktır. Rüya, psişik etkinliğin özerk ve anlamlı bir ürünüdür ve diğer bütün psişik işlevler gibi
Sunuş
Bu sayımızın başlangıç bölümünü, yakında yitirdiğimiz çok değerli bir felsefecimizin, Suvar Köseraif’in, anısını canlı tutacak bir yazı kümesine ayırdık. Öyle sanıyoruz ki bu değerli felsefecimiz, son yolculuğuna, böylesine kalabalık bir felsefeciler grubunun alkışları arasında çıkacağım hayal edebilseydi, bu, onun yaşammın acılar içinde geçen son günlerinde büyük bir teselli kaynağı olurdu. Bu sayıda Doğan Özlem, ilk bakışta felsefenin biraz dışındaymış gibi görünen fakat kısa sürede bütün düşünsel etkinliklerin odak noktasına yerleşeceği anlaşılan “Sivil İtaatsizlik” konusunu ele alıyor. Vehbi Hacıkadiroğlu, bir yandan “Bilgiyle Gelen İnsanlık” adlı yazısıyla bilgi konusundaki aykırı görünüşlü düşüncelerini açıklamaya çalışırken, bir yandan da “Bir Eleştiri” adlı yazısıyla, genel olarak klasik felsefe anlayışına karşı çıkan görüşlerini, A. Denkel’in bir yazısı üzerinde sergilemektedir. Ö. N. Soykan’ın “Bilginin Birliği ve Ayrılığı” üzerine yazısını ilgiyle okunacağını umuyoruz. M. Günay, H. Turan ve Işık Evren’in her biri ayrı bir felsefe konusunu işleyen yazılarıyla birlikte İ. Kurtsal’ın F. Pataut’dan ve M. Küçük’ün E. Laclau’dan yaptıkları çevirilerin, dergimizin içerik zenginliğiyle ilgili olarak okurlarımızın beklentisini boşa çıkarmayacağını umuyoruz.