Biz Kur'an'ı dogru anlamayı bırakıp güzel okuma safhasına geçince hafızın sesi guzelleşti. Ama biz bir şey anlamadık. Eğer hafızın sesini bırakıp Kur'an'in içeriğine baksaydık kimseyi beklemeden kendimiz kurtarmaya çalışırdık islam dünyasını.
Mir'at-ı Cünun
Mir'at-ı Cünun
ناديه ✨: Artık aklımızı zorlayacak ve hakikaten "tepki vermezsek" eski kavimler gibi helakımızı bekleyeceğimiz günlerin eşiğindeyiz. Eskiden "sağlıklı yaşam" için yazıyordum ama bugün "Nasıl insan kalabiliriz?" Sorusunun cevabını arar oldum. Neslimizi ve ümmetimizi tehtid eden "eş cinsellik" belası artık
Reklam
GENÇLİĞİN SIRRI Evvel Zaman içinde Memleketin Birinde 90 yaşlarında fakat çok dinç ve genç görünümlü bir adam yaşarmış... Çevresinde bulunan herkes ona çok özenir ve sorarlarmış; -Bu gençliğin sırrı nedir? diye, ihtiyar delikanlı güler geçermiş her soruldukça bu soruya ama sorular sık, soranlar çoğalınca cevap vermek vacip olmuş
Mahalle maçlanndan kalma bir çocukluk lafıydı: Ben tekim, siz hepinizsiniz." Hayat bize tek olmayi o zamanlar öğretmeye başladı aslında ama anlamadik biz. Sonra sonra baktık, biz gerçekten tekiz ve siz hepinizsiniz. Herkes tek olmayı seçemedi tabii. Bazıları hayatına birini, bazıları birilerini kattı. Tek olmak zordu. Tek olmak artistlikti. Öyle kolay iş değildi. Özetle göt isterdi tek olmak ve ben hep tektim. Sen varken de tek yokken de tek. Öyle mahalle maçına benzemiyordu hayat ama tek olmak çok havalıydı ve havalı çocuklardık biz. O yüzden ben tekim, siz hepinizsiniz.
Yaa,tüm sırrı bozdun sen şimdi :((
Bir aralık söz benim "Dalkavuklar Gecesi" romanına geldi ve sayın komutan şu şahane sözlerle beni cidden habtetti: "Sen kendini kurnaz sanıyorsun ama biz senden daha kurnazız. Romandaki şahıs isimleri ters okunduğu zaman hakikî birer isim çıktığını anlamadık mı sanıyorsun?"işte, benim bütün gizli maksatlarımı aydınlığa çıkaran ışıldak gibi bir zekâ karşısındaydım.
Kendisine deliler gibi ilân-ı aşk ettiğimiz asaletli ve necabetli Türk Milleti her seçimde bizi sildi; her seçimde,, kendisine gidip de kendisini idare etmemiz için bize yetki vermesini talep ettiğimiz "En Yüce Millet", kendisi için yanıp tutuşan bu kara sevdalı âşıklarını hiç ciddiye almadı; her defasında bize "sen beni idareye ehil değilsin, deli çocuk, çek git" dedi; bunu bile anlamadık, hiç anlamadık, hiç anlamaya da niyetimiz ve yeteneğimiz yok. Bahane hazır: Millet bizi anlamadı, biz kendimizi iyi anlatamadık, v.s. Şunu akıl edemedik: Türk Milleti'nin siyasetten ve siyasetçiden beklentileri anlaşılmaksızın, çözülüp deşifre edilip ona göre bir hatt-ı siyaset takip edilmeksizin böyle bir siyasî yetki belgesi alınamaz.
Reklam
528 öğeden 471 ile 480 arasındakiler gösteriliyor.