Aşk nedir sorusu sorulur ve cevaplar hiçbir zaman net bir şekilde verilemez. Bu kitapta, aynı duyguyu hissettirdi bana. Aşk; bir kişiye tutku ile bağlı olmak mıdır yoksa hayal edilen ve aslında gerçeklik algısının yitip gittiği bir duygu durumu mudur diye sorguladım sürekli olarak. İçimizdeki bu duygudan sıyrılsaydık bizden geriye ne kalırdı? Bir hiçlik, bir boşluk mu?
Kitap boyunca bir ömrün, bekleyiş ile geçmesini ve bu süreç boyunca aynı zamanda dönemin toplumsal bakış açısını, ahlak bütünlüğünü ve gelişen dünya düzeni ile sanayileşme sürecine tanıklık ediyoruz. Kişisel olarak Marquez'i çok merak eden, ilk olarak "Kırmızı Pazartesi" kitabını okuduğum ve büyük eseri "Yüzyıllık Yalnızlık" kitabını okumadan önce yazarı daha iyi anlama deneyimi yaşamak istediğim için seçmiş olduğum eseriydi. Ve tabi ki biraz da "büyülü gerçekçilik" tekniğini kullanış biçimini anlamak istemiştim. Genel olarak kitabı sevdiğimi söyleyebilirim ancak ilerleyen bölümlerde mevcut "pedofili" unsurlarını okurken fazlasıyla rahatsız oldum ve okumakta zorlandım. Bu nedenle Florentino'dan nefret ettim. Fermina için ise üzüldüm.
Kitap sonunda genel olarak "aşk" duygusunun niteliğine karar veremesem de, Florentino için kesinlikle aşkın "hayal edilen ile kurulan bağ" olduğuna karar verdim.