Şimdi ben size sormak istiyorum. Neden hep kadınlara yaşadıkları sorulur da, erkeklere sorulmaz. Gidip erkeklere neden böyle yapıyorsunuz diye sormu­ yorsunuz. Kadınların yaşadıkları yazılıyor da erkeklerinki yazılmıyor. Gidin karısını arkadan kullanan erkeklere bunun nedeni­ ni sorun. Bir mikrop yuvasından ne anlıyor da kadına acı çektiri­yor. Bence arkadan isteyen erkekler eşcinseldir ve bunu söylemiyorlar. Madem eş cinseller gidip birbiriyle yaşasın­lar. Bizden ne istiyorlar. Benim evliliğim otuz altı yıl sür­dü. Ben otuz altı yıl boyunca bana tecavüz edildiğini düşü­ nüyorum. Çünkü ben hiç istek duymuyordum. Cinsel bir­leşme süresince de acaba arkadan girecek mi diye ödüm ko­puyordu. Otuz altı yıllık evliliğimin bende bıraktıkları kır­gınlık ve küskünlüktür. Erkeklere karşı hiçbir şey duymu­yorum. Bir kadının boşandığını duyduğumda hemen soru­yorum. “Sizi arkadan mı yapmak istedi” diye. Sanki bütün boşanmaların nedeni oymuş gibi geliyor bana. Beni bu ka­dar etkilemiş. Bir keresinde Kadıköy’de bir markette alış­ veriş yapıyordum. Orta yaşını biraz geçkin bir kadıncağızın ne kadar canı yanmışsa herkesin içinde bağırarak şunları söyledi. “Damadım kızımı önden beni arkadan kullanıyor” diye. Asıl gidip böyle erkeklere sorun bu konuları. Onlardır kadınlara tecavüz eden. Sapık ilişkilere zorlayan onlardır. Asıl tedavi olmaları gerekende böyle erkeklerdir. Onlardan o kadar çok ki. Kadınlara sorduğun bu sorulan neden gidip erkeklere de sormuyorsun?”
Selam verdim, rüşvet değildir diye almadılar. Hüküm gösterdim, faydasızdır diye iltifat etmediler. Gerçi görünürde itaat eder gibi davrandılar ama bütün sorduklarıma hal diliyle karşılık verdiler. Dedim: - Ey arkadaşlar, bu ne yanlış iştir, bu ne yüz asıklığıdır? Dediler: - Bizim adetimiz böyledir. Dedim: - Benim riayetimi gerekli görmüşler ve bana tekaüt beratı vermişler ki ondan her zaman pay alam ve padişaha gönül rahatlığı ile dua kılam. Dediler: - Ey zavallı! Sana zulüm etmişler ve gidip gelme sermayesi vermişler ki, daima faydasız mücadele edesin ve uğursuz yüzler görüp sert sözler işitesin. Dedim: - Beratımın gereği niçin yerine gelmez? Dediler: - Zevaittir, husulü mümkün olmaz. Dedim: - Böyle evkaf zevaidsiz olur mu? Dediler: - Asitanenin masraflarından artarsa bizden kalır mı? Dedim: - Vakıf malın dilediği gibi kullanmak vebaldir. Dediler: - Akçamız ile satın almışız, bize helaldir. Dedim: - Hesaba alsalar bu tuttuğunuz yolun fesadı bulunur. Dediler: - Bu hesap, kıyamette sorulur. Dedim: - Dünyada dahi hesap olur, haberin işitmişiz. Dediler: - Ondan dahi korkumuz yoktur, katipleri razı etmişiz. Gördüm ki sualime cevaptan başka nesne vermezler ve bu berat ile hacetim kılmağın reva görmezler, çaresiz mücadeleyi terk ettim ve mey'us ü mahrum guşe-i uzletime çekildim.
Reklam
Stalin, Papa'nın "Kaç tümeni var ki?" lafıyla Vatikan'ı hafife almıştı. Tanrı bizden sorulur havasında Ortadoğu dinleri de Budizm, Hinduizm, Şintoizmi dışlıyor, Afrika'nın yerel inançlarına ilkel gözüyle bakıyor, tarihi tektanrılarının tekelinde görüyorlar. İnançlarını uygarlık sanıyor, mucizelerini bayramlarla kutluyorlar. Çinlilerin tanrıya inanmaması uygarlığımızın geleceğinin sigortası.
Sayfa 195
ohoo gösteriş bizden sorulur oldu!
Hıristiyanlık te­ferruat, İslam sadelikmiş, ama işte sadelik de pek az kimse­ye göreymiş, sadeyken kendini zengin ve vasi duymak pek güçmüş, duymadan hele duyuramadan sadece İslam ile gö­ğüs göğse yaşamak pek Müslüman harcı değilmiş.
Sayfa 116 - iletişim YayınlarıKitabı okudu
Babasız kızlar balosu
Bu davette topuğunuzun ya da kanadınızın, biri kırık olmalı. Bu şartı yerine getirmeyenler, kırık ön dişler ya da deşik ciğerlerle de katılabilirler. Uzun hazırlıklardan geçtik biz, uzak diyarlara uçtuk başka çaremiz yoktu! Babasız kızlar korosu:
Bu davette topuğunuzun ya da kanadınızın biri kırık olmalı bu şartı yerine getirmeyenler kırık ön dişler ya da deşik ciğerlerle de katılabilirler uzun hazırlıklardan geçtik biz uzakdiyarlara uçtuk: başka çaremiz yoktu
Reklam
130 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.