Beyza Kaplan

Bir Kibirin Öyküsü
Savrulup atılan, toprağın üzerinde kıvrılıp bükülen ve üzerine acıyarak basılan bir mum ışığı gibi seğirerek sönmek değil, büyük alevler çıkaran bir keyif yangınında sanki rastlantıymış gibi son bulmak istiyordu. Uçuruma dans ederek düşmek istiyordu.
Reklam
Aklınız ve tutkunuz denizlere açılmış ruhunuzun dümeni ve yelkenleridir. Yelkenleriniz ya da dümeniniz parçalanırsa, oraya buraya savrulup sürüklenmekten ya da denizin ortasında hareketsiz kalmaktan başka bir şey gelmez elinizden. "Çünkü tek başına hükmeden akıl, kısıtlayıcı bir güçtür; başıboş bırakılmış tutku ise, kendisini yok edene kadar yanan alevdir."
"Öyle alçakgönüllüsünüz ki Mr. Bingley." dedi Elizabeth, "İnsan size kusur bulmayı aklından bile geçiremez." "Hiçbir şey alçakgönüllü bir görünümden daha yanıltıcı değildir." dedi Darcy. "Sık sık sadece düşünce dikkatsizliği, bazen de dolaylı bir övünmedir. "

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
"Oysa yazarken, zihninde bir başka adam, en ateşli hatıralarından, okuduğu en güzel şeylerden ve en kuvvetli arzularından doğan bir hayalet beliriyordu. Sonunda bu hayalet o kadar gerçek, o kadar somut bir hale geliyordu ki Emma hayranlıkla sarsılıyor fakat niteliklerinin bolluğu altında bir tanrı gibi kaybolduğu için onu net bir şekilde hayalinde canlandıramıyordu. O hayalet, ay ışığında ve çiçeklerin güzel kokusu altında, balkonlarda ipek merdivenlerin sallandığı mavi gökyüzünde bir ülkede oturuyordu. Emma onu yanı başında hissediyor, geleceğini ve bir öpücükle kendisini alıp götüreceğini sanıyordu."
"Bir erkek en azından özgürdü; ihtiraslar ve memleketler arasında istediği kadar seyehat eder, engelleri aşar, en uzaktaki zevklerin bile tadına bakabilirdi. Fakat bir kadın her zaman engellenirdi. Hem etkisiz hem de uysal olan kadının önünde vücudunun zayıflığı ve yasal bağımlılıklar gibi engeller vardı. İradesi, başlığının bir kordonla bağlı olan ve her rüzgarda uçuşan dantel tülü gibi onu daima sürükleyen bir arzunun yanı sıra, yine daima engel olan bir ahlak düşüncesi vardı."
Reklam
"Fakat iki türlü ahlak vardır." dedi Rodolphe. "Bunlardan biri yani küçük olanı, gelenek olarak nitelendirileni insanların ahlak dediği şeydir; sürekli değişen ve yüksek perdeden atıp tutan, saman altından su yürüten, şurada gördüğümüz budala çıkarcıların ahlakı. Fakat diğeri ebedi ahlaktır; etrafımızı saran bir manzara, bizi aydınlatan mavi gökyüzü gibi çepeçevre ve üzerimizde bulunan ahlak."
İster beş on kişilik bir nikah, ister büyük bir düğün olsun, aslında yapılan, kutsal bir kitap, devletin otoritesini temsil eden yüce bir defter karşısında gelinin ataerkil otoriteye kurban edilmesi ve bu kurban etme eyleminin toplumdaki herkesle etkileşim içinde gerçekleştirilmesidir.
"Yaratıcılık alanında kadın en önemli yere sahiptir, gerçektede tamamen ehemmiyetsiz. şiir sanatını baştan başa kaplar; tarihte ise bulunmaz. kurmacada kralların ve fatihlerin hayatlarına hükmeder; gerçekteyse ebeveynlerinin zorla parmağına yüzük taktığı herhangi bir oğlanın kölesidir."
Sayfa 63
"Sıkıntıdan ölmek üzereydim ve insan sonunda ille de ölecekse, dumandan boğulacağına kendini ateşe atmayı yeğler."
"Wilhelm, aşksız bir hayatın anlamı var mı? Aşksız hayat, ışıksız bir fener gibidir.Ancak feneri yakar yakmaz, duvarın üzerinde çeşitli şekiller oluşmaya başlar.Bunlar geçici birer hayal olmasına rağmen, o gölgelerin karşısında çocuklar gibi oyalanır, mutlu oluruz."
Reklam
"Bundan dolayı anladım ki; bir yazar yazdığı bir eserin ikinci basılışında kimi yerlerini değiştirecek olursa, bu eser öncekinden daha iyi de olsa, okuyucuların gözünde değerini yine de yitirecektir.Biz insanlar sürekli ilk izleri değerli buluruz.İnsanoğlu en olmayacak şeylere inandırılabilir; ancak bir kez kafasına bir şey yerleşti mi, onu oradan çekip çıkarmak isteyenin işi çok güçtür!"
"Çoğu insan korkuya karşı verilecek iki tepki olduğunu zanneder: Kaç ya da savaş. Oysa kötü durumlar karşısında verilebilecek üçüncü bir tepki daha var: Donakalmak. Araba farının aydınlattığı geyik gibi."
Yüreğinin Götürdüğü Yere Git
"İnsan kendi hakkında bir düşünceye sahip değilken bir düşünce uğruna savaşmak,yapılabilecek en tehlikeli şeylerden biridir.."
Kürk Mantolu Madonna
"İçinde hakikaten sevmek kabiliyeti olan bir insan hiçbir zaman bu sevgiye tek başına sahip olamaz ve kimseden de böyle yapmasını bekleyemez.Ne kadar çok insanı seversek, asıl sevdiğimiz bir tek kişiyi de o kadar çok ve kuvvetli severiz.Aşk dağıldıkça azalan birşey değildir."
Sayfa 105Kitabı okudu