Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Nadiye Aksu Bozan

Nadiye Aksu Bozan
@bozobozkurt73
Evli mutlu iki çocuklu...
Türk Dili ve Edebiyatı Ogretmeni
Erzurum Atatürk Üniversitesi
Siirt
erzurum
89 okur puanı
Aralık 2013 tarihinde katıldı
"Hafızamızın, biz yaşlandıkça fazla yük taşımak istemeyen huysuz bir yük hayvanı gibi attığı ağırlıklar en sevmediği yükler midir, en ağırları mı, yoksa en kolay düşenler mi?"
Sayfa 130 - IletişimKitabı okudu
Reklam
"Devşirme nitelikleri ince ince hesaplanmış kurallara bağlıydı. Kader bu, yazık ki her niteligin Nezuka'nın hayatında karşılığı vardı: "Iki oğlu olanın birisini alalar", Nezuka gider küçüğü kalır. "Sığırtmac olanı almayalar, akılsız ve edepsiz olur", Nezuka kasaba çocuklarının en akıllı en uslusudur. "Şacsız olanı almayalar", Nezuka'nın saçları omuzlarından akan sudur. "Kırk evden bir oğlan alalar", Nezuka kırkıncı kapının ardındadır. "Babası ve anası ölüp yetim kalanı almayalar", Nezuka gider annesi hem öksüz hem yetim kalır. "Çok sıska, çok şişman, çok uzun, çok kısa oğlanı da almayalar, çirkin olur", Nezuka'nın konuştuğu lisanda adı yoksa da, Nezuka zamanının Yusuf'udur. "Türkçe bilen oğlan alınmaya", Nezuka'nın bildiği tek Türkçe isim Tuna'nın ugultusudur."
Sayfa 48 - TimasKitabı okudu
"Belki en güzel aşk mektupları, aslında ayrılırken yazdığınız ya da giden bir sevgilinin ardından yazdiklarinizdir. Asla cevabı gelmeyecek olan mektuplar..."
Sayfa 124 - EverestKitabı okudu

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
"Hayatim boyunca kiminle tanissam bir an gelir onun çocukluğunu düşünürüm. Birine çok kızdığım zaman, nefret ettigim zaman, sevdiğim zaman hep bunu düşünürüm. Bir kadına baktığım zaman, aslında çok da uzak olmayan bir geçmişte, annesinin eteğine tutunup azıcık arkasına saklanan küçük bir kız olduğu gelir aklima. O zaman kimseye kizaman."
Sayfa 112 - EverestKitabı okudu
Kendi acı durumuna bakip içinde bulunduğu durumun, olabileceklerin en kötüsü olduğunu zannederek üzüüzülen yanılıyorlar. Hayatın içinde kendilerinden daha kötü durumda kimselerin de her zaman bulunabileceklerini düşünmeleri gerekir.
Sayfa 96 - KaranfilKitabı okudu
Reklam
... Ama yine de herşey öldü ve ardından herkes öldü. Gözleri birer derin kuyu, hattat öldü, gül kokulu teni olan cariye, yeni Hindistan gecelerine benzeyen ulagi. Siirsiz gecilemeyecek kadar güzel gözleri olan Enderun ağası, Habesi kalfa, evin beyin, güzel ve ince yüzlü sultan. Herşey ve herkes öldü. Kenarı iğne oyali ve köşesi gül resimli mendil, elmasli saç tokası. Başı beduhlu, sonu maruf kerhi'li onca mektup, onca şiir, onca risale. Gökte bedr-i hilal, kayan yıldız, kumsalda pembe deniz kabugu. Kıyıda dalgalar, açıkta bulutlar öldü. Masal öldü. Masaldan güzel olduğu kimselerce fark edilemeyen gerçek. Hiçbirşey kalmadı geriye. Bir büyük boşluk kaldı geriye. ...
Sayfa 80 - TimaşKitabı okudu
Ona bulutlarını anlatacaktı. Her aksamuzeri boğaz sularına gölgelerini dökerek geçen pembe bulutları. Daha küçücük bir şehzade iken, karen arkasında Habesi bir çocukla oynadiklari oyunları. Cenneti nasıl bulutların arkasında duslediklerini, bulutlara bakarken kac kez cildirmanin eşiğine geldiğini fark ettigini. Sonra hattata, sen diyecekti, bu bulutların ait olduğu ülkeyi biliyor musun? Biliyorsan göster bana hasretim dinsin. Çocukluğunda yine koca sarayın kac kez ağladığına gizli gizli şahit olduğunu da anlatacaktı. Kaç kez soğuk sabahlara, taş duvarların ve esmer koridorlarin, zamansız salalarla açıldığını. Acılı saraydan sessiz sedasız, irili ufaklı tabutların sürü sürü çıktığını kac kez gördüğünü. Nur yüzlü ve ak sakalli ihtiyarlar tarafından gasledilirken her nasıl olduysabir köşeden seyrediverdigi mini mini ve mosmor kesilmiş bedenleri. O ihtiyarlardan birinin gözlerinde beliren iki damla yaşı. Kardeşinin göğsündeki siyah benin yerinde kocaman bir kan pihtisi belirdiğini ve berrak suyun o kan pihtisini alıp götürdüğünü. O günden sonra bütün taşlardan, duvarlardan kirli ve hiç kurumayan bir kanin sızdığını gordugunu. O sizintinin hic durmak bilmediğini ve bunu bir tek kendisi gördüğü için bütün rüyalarının kabusa dönüştüğünü. ...
Sayfa 20 - TimaşKitabı okudu