Ben su, kalsiyum ve organik moleküllerin toplamı olan bir varlığım. Siz de öylesiniz, yalnız adınız başka. (Carl Sagan)
Hepimiz gökyüzünün ve yeryüzünün çocuklarıyız. Uzay tozlarından oluşmuş atomlardan meydana geldik ve omuzlarımızda evrimsel bir yük taşıyoruz. Bugün yaptıklarımızla geleceği şekillendirmekten sorumluyuz.
Evrenin yaratılış
Evren hakkında bildiğim en şiirsel gerçeklerden biri, bedenimizdeki her atomun bir zamanlar patlayan bir yıldızın içinde olduğudur. Dahası da var : Sol elinizin atomları başka, sağ elinizin atomları başka yıldızdandır. Kelimenin tam anlamıyla yıldızların çocuklarıyız, bedenlerimiz yıldız tozundan.
Lawrence M. Krauss
İncelemeniz yine harika.
Hedef muhtemel bir sonda yaşamı devam ettirmek, insan ırkının yeni bir gezegende meskunlaşması. Aya ilk sivil görev "Dear Moon" 2023'te tamamlanması gerekiyor. 8 insanın gönderilmesi planlanıyor astronot Yusaku Maezawa ile birlikte. Bildiğim kadarıyla 2026 Mars Mission için de geçerli. Yani tüm bu girişimler aslında hedefin ne olduğunu, amacın sadece sömürmek olduğunu açıkça gösteriyor. Son olarak şunu belirtmek istiyorum : insan sadece çıkarını güder, bencildir. Bencillik üç ana başlık altında karşımıza çıkıyor ve yukarıda yazdıklarım da dahil etiksel bencilliktir. Yani, insanın uzun vadede en yararına olan şey ne ise onu yapmasıdır. Demem o ki, uzun vadede Mars bize yaşam sunabilir, tüm çabalar bilim için değil. Bilimi ayakta tutan şey merakdır evet, ama yarara yönelik merak bu. Bilim sadece bir araç olarak kullanılıyor. Sizin de incelemede değindiğiniz gibi insan bilimi sadece gerçeği, hakikati aramak için kullansaydı eğer o zaman çok sır perdelerini aralamış olurduk. Ama sonsuzluğun ortasındaki minik noktadaki insanın efendi olmak hırsı bitmiyor. Ne yazık...
Öncelikle bu güzel yorumu ne yazıkki geç gördüğüm ve yeni cevap yazabildiğim için kusura bakmayın lütfen en az kitabın kendisi kadar derin va anlamlı bir yorum olmuş. Tüm yazdıklarınıza katılıyorum, kendime yine de minik bir umut noktası sunmak istiyorum. Bilinen insanlığın iki Altın Çağ'ından birisi Antik Yunan ve daha öncesi Antik Mezopotamya. Belki de insanlık uzay bilimleri ve kendi sınırlarını zorlayarak bir üçüncü Altın Çağ'a ulaşabilir. Şimdilik minik adımlar atan insanlık belki de bir gün büyük bir ilerlemeye neden olabilir. Bizlerin yaşamı bahsettiğiniz yıldız tozlarının uzay zamandaki yaşam süresi içinde göz önünde bulundurulamayacak kadar kısa. Dolayısı ile bizler yaşamla ilgili belki de net bir yanıt alamayacağız. Yine de geleceğin bilimlerinin bizlere anlatacağı hikayeye ulaşma heyecanı ile yaşamak gerekiyor..
Bilinende sınır vardır, bilinmeyende sınır yoktur. – T. H. Huxley
Gözlenebilir evrenin yarıçapı son tahminlere göre ortalama 90 milyar ışık yılıdır.
Evrenin yaşı ise 13,7 milyar ışık yılı olarak tahmin edilmektedir.
Peki 13,7 milyar yıl önce doğan evren nasıl 90 milyar ışık yılı yarıçapında olabilir? Bunun nedeninin evrenin genişlemesi ve
Güzel yorumunuz için teşekkür ederim. Interstellar ve Cosmos da izledikleriniz bu kitabı okuduktan sonra daha anlamlı olacaktır. Ancak Interstellar filmi için mutlaka kısa bir kitap olan “Kara Delikler - Stephan Hawking” okumanızı öneririm.