Ne kadar düşünüyorsam, bu hayatı sürdürmek boşuna! Ben toplumun bir mikrobu olmuşum, zarar veren bir varlık. Başkalarının sırtına yük. Bazen deliliğim başlıyor, Uzağa, çok uzağa, kendimi unutacağım bir yere gitmek, unutulmak, kaybolmak, yok olmak istiyorum. Kendimden kaçıp, çok uzaklara, mesela Sibirya'ya gitmek, ahşap evlerde, çam ağaçlarının altında, gri gök ve karın, lapa lapa yağan karın altında, gidip kendi hayatıma yeniden başlamak istiyorum. Ya da mesela Hindistan'a gitmek, parlak güneşin altında, göğe başlarını uzatmış ormanların altında, acayip insanlar arasında, kimsenin beni tanımadığı, kimsenin dilimi bilmediği, her seyi kendimde hissedeceğim bir yere gitmek istiyorum. Ne var ki bu iş için yaratılmadığımı görüyorum. Hayır, ben tembelin biriyim. Yanlışlıkla dünyaya gelmişim. Bütün planlarıma göz yumdum. Aşktan, şevkten, her şeyden kenara çekildim. Artık ölüler sınıfından sayılıyorum.
Kimi zaman kendi kendime büyük planlar yapıyor, kendimi her ise ve her seye layık görüyorum. Kendi kendime "Evet, yalnız canından usanıp her şeye başını çeviren kimseler büyük işler ya pabilirler" diyorum. Sonra kendime soruyorum: "Neye yarar? Ne faydası var? Delilik, hepsi de deliliktir! Hayır, vur, öldür kendini, bırak leşin ortada kalsın, git hadi, sen yaşamak için yaratılma- mışsın. Biraz felsefe yap, senin varlığının hiçbir değeri yok. Senin elinden hiçbir iş gelmez!" diyorum. Fakat neden olum naz yaptı? Niçin gelmedi? Niçin işime gidip huzura kavuşamadım?