Tecrübelerim bana günlük hayatın ne denli boş ve fuzuli olduğunu ögretti ve korkularımın kaynağı olarak gördüğüm şeylerin aslında kendi başlarına ne iyi ne de kötü olduklarını anladım, sadece kafamda yaratıyordum iyiyi kötüyü, sonunda kendini açıga vuracak gerçek bir iyi olup olmadığını araştırmaya karar verdim; bu öyle bir iyi olmalıydı ki diğer şeyler reddedildiginde zihni ferahlatmalı bir kez bulunup ele geçirdiğinde bana sonsuza dek ve sürekli mutluluk vermeliydi.
‘Tecrübelerim bana günlük hayatın ne denli boş ve fuzuli olduğunu öğretti ve korkularımın kaynağı olarak gördüğüm şeylerin aslında kendi başlarına ne iyi ne kötü olduklarını anladım, sadece kafamda yaratıyordum iyiyi kötüyü, sonunda kendini açığa vuracak gerçek bir iyi olup olmadığını araştırmaya karar verdim; bu öyle bir iyi olmalıydı ki diğer şeyler reddedildiğinde zihni ferahlatmalı bir kez bulunup ele geçirdiğimde bana sonsuza dek ve sürekli mutluluk vermeliydi.’
Merhabalaaar :)
Sevgili Galeano 'yu ilk kez okuyorum ama bu son olmayacak gibi.
Kitabını severek ve 2 günde bitirdim. İçerisinde onlarca kadının kısa kısa öyküleri var. Aslında öyküden de kısa çok kısa kesitler. Bu kadınları okurken bazen' bu nasıl olabilir' diye insanların cahilliklerine şaşırıp, kabullenemedim. Bazen de kendi
Kişisel gelişimi Türkiye'de ilk kez konuşan ve konferanslar düzenleyen adam Ahmet Şerif İzgören kitabı.Onun konuşmalarına bayılıyorum kendimi kim olduğumu ilk kez onu dinlediğim zamanlar da anladım.Kitapları aslında konferanslarında konuştuğu şeyler ve hikayeler.Kendi sınavlarında sorduğu sorulardan biri de hergün sınıfı temizleyen hizmetli ablanın ismi .Ve sınıfta bu sorunun cevabını tel biri verebilmiş utanç verici.Eğer hergün gördüğünüz biriyle selamlaşıp ismini de bilmiyorsanız bir yere gelemezsiniz mesele üniversite okumak değil insan olabilmekte.
Ana karakter bir parti evinde hiç tanımadığı bir adamla karşılaşıyor ve sarhoş olduğunu fark ederek onu ortamdan uzaklaştırmaya çalışıyor. Kitabın devamı manzaralar eşliğinde geçen sohbetlerden ibaret..
Okurken sıkıcı gelebilir, evet gayet sıkıcıydı. Kısa olmasına rağmen 5 günümü aldı, kesinlikle akıcı değildi. Zaten Kafka'nın kitaplarından
Bir hafta önce yaz okulu sınavım vardı. Derslerimden biri de Cumhuriyet Dönemi Türk Nesri idi. O derse çalışırken bir kez daha anladım ki Türk Edebiyatı muazzam bir edebiyat. Okunması gereken o kadar çok eser var ki… Hepsine vakit ayırmaya kalksam yeni yazarlara zamanım kalmayacak. O yüzden bir yeni bir eski yazar şeklinde gitmeyi düşündüm ve
Ben giden bir adamdım. Birkaç kez döndüm terk ettiğim yerlere. Anladım ki ben gidişiyle sevindiren biriyim. Umman’a bu yüzden hiç dönmedim. Onu yeni hayatının içinde kendi haline bıraktım.