Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Kalp Sutra ve Buda'nın Yolu
Budist kutsal yazıtlar yedi tapınaktan söz eder. Tıpkı Sufi­ lerin yedi vadisi gibi ve Hinduların yedi çakrası gibi Budistler de yedi tapınaktan söz eder. İlk tapınak fiziksel, ikinci tapınak psikosomatik, üçüncü tapı­ nak psikolojik, dördüncü tapınak psiko-spiritüel, beşinci tapınak spiritüel, altıncı tapınak spirituo-transandantal ve yedinci ve son nihai tapınak -tapınakların tapınağı- transandantaldır. Sutralar yedinci tapınağa aittir. Bunlar, yedinci tapınağa, transandantala, mutlak olana girmiş insanın açıklamalarıdır. Sanskritçe sözcük pragyaparamita'nın anlamı budur - ötenin bilgeliği, öteden gelen, ötedeki bilgelik; yalnızca tüm kimlikleri aştığın zaman gelen bilgelik - alt veya üst seviye olsun, o veya bu dünyaya ait olan, her türden kimliği aştığın zaman, hiçbir kimlikle tanımlanmadığın zaman, sadece etrafı dumansız bir farkındalık alevi olduğunda. Bu yüzden budistler bu küçük, bu çok küçük kitaba taparlar ve buna Kalp Sutra derler - dinin kalbi, özü.
Sayfa 108Kitabı okudu
Budist Bilgeliği
"Önemli olan aldığınız nefeslerini sayısı değil, nefesinizi kesen dakikalardır."
Reklam
Budist Sanat
Örneğin gözler bilgeliği simgeler;lotus çiçeği ruhun gelişimini gösterir;gamalı haç şans ve refahı işaret eder;güneş şemsiyesi koruma demektir ve çakra tekerleği Buda'nın aydınlanmaya giden yol öğretisini temsil eder.
Öfkenin ardından acı gelir; vurduğun yumruğun cevabı yine yumruktur. -Budist bilgeliği
Sayfa 110 - Az kitap yayınlarıKitabı okudu
Budist bilgeliği der ki: "Her şey içinden geldiği ahenge meyleder." Bilim ise şunu iddia eder:" Her şey genel entropiye- genişlemeye olan düzensizliği doğru hareket eder." Din ve bilim dünyayı tamamen farklı görür.
Sayfa 362Kitabı okudu
Yerler ıslak, iki gün önce özene bezene temizlediğim ayakkabılarım ne kadar dikkat etsem de birkaç adımda çamur içinde kalacak. Bilgeliği, iç huzurunu aramak, görünen ve görünmeyen gerçeklerin bilincine varmaya çalışmak artık benim için su içmek gibi bir alışkanlık, ama hiçbir sonuç yok. 22 yaşımdayken büyücülüğe merak sardım; çok farklı yollardan geçtim, yıllar boyunca uçurumların kenarında yürüdüm, kayıp düştüm, kaçtım geri döndüm. 59 yaşıma geldiğimde cennete ve Budist rahiplerin tebessümlerinde gördüğümü sandığım mutlak huzura yaklaşmış olacağımı hayal ederdim hep.
Reklam
Türümüzün son birkaç bin yıldaki entelektüel ve teknik kazanımları, esas olarak seksüel seçilim tarafından şekillenen zihinsel yetenekler ve güdülere bağlıdır. Seksüel seçilim ve seçilip gelen zihinlerimiz yıllar süren doğrudan eğitimle yetiştirilmiş, karmaşık olarak Yunan matematiği, Budist bilgeliği, İngiliz evrimsel biyolojisi ve Kaliforniya bilgisayar oyunları gibi inanılmaz şeyleri üretebilmiştir. Bu başarılar her şeyi öğrenebilen büyük beyinlere sahip olmanın basit bir yan etkisi değil, kur yapma adaptasyonları ile dolu zihinlere sahip olmamız sayesindedir. Aşık olmadığımız zamanlarda bile yeni fikirler icat etmek üzere yeniden eğitilebilen, yeniden yönlendirilebilen, kur yapma adaptasyonları ile dolu zihinlere sahip olmamız sayesinde mümkün olmuştur.
Sanat meditasyona ve manevi dönüşümlere yardımcı olur.
Budizm ile beraber, farklı sanatsal tarzların ve Buda yorumlarının Asya'da yayılmasıyla,kültürler arasında ortak semboller ortaya çıktı. Bazı unsurlar birbiriyle aynı iken, Bu sembollerden bir kısmı belirgin bir biçimde diğerlerinden farklılık göstermeye başladı. Renkler ve el hareketleri, belirli sembolik özellikler olarak farklı ülkelerde ortaya çıkan eserlerin bir parçası haline geldi. Örneğin gözler bilgeliği simgeler, lotus çiçeği ruhun gelişimini gösterir, gamalı haç şans ve refahı işaret eder, Güneş şemsiyesi koruma demektir ve çakra tekerleği Buda'nın aydınlanmaya giden yol öğretisini temsil eder. Budist sanatta renklerinde yaygın ortak anlamları vardır: beyaz,sarı,kırmızı,mavi ve yeşil renkten herhangi birine odaklanarak meditasyon yapıldığında, bu renklerin tinsel dönüşümlere yardımcı olduğuna inanılırdı. Bu yüzden farklı ülkelerde ortaya çıkan eserlerde, bu renkler sıklıkla görülür. Her rengin kendine has bir gücü olduğuna inanılırdı. Örneğin mavi sakin ve içe dönük, düşünceli bilgeliği; beyaz bilgi ve öğrenmeyi; yeşilde canlılık ve hareketli simgeler.
Bütün duaların dünya ile ilgilidir: Bir şeyler istersin. Gerçekten dindar olan insan vermeye gider, almaya değil. Duanın kalitesini işte bu belirler: Eğer ettiğin duanın herhangi bir yerinde, açık ya da gizli olarak, bir şeyler elde etme arzusu varsa, o dindar bir dua ediş değildir. Bu tip dualar nedeniyle insanoğlu sahte Tanrılar yaratmıştır. Yanlış yoldaki bir zihin, yanlış Tanrılar yaratır. Yanlış bir zihne yanlış bir Tanrı gerekir. Unutma ki, Tanrısallık kişiye özgü değildir. Putlar ise kişiye özgüdür: Hindu kendi putuna sahiptir, Hristiyan kendi putuna sahiptir, Budist kendi putuna sahiptir. Sadece bu da değil, her dünyevi insanın Tanrı hakkında sahip olmak istediği Tanrı putu hakkında belli bir fikri vardır. Dünyevi zihin sahiplenicidir. Sahiplendiğin anda yok edersin. Sahiplenicilik yıkıcıdır. Tanrısallık kişisel olamaz. Hatta onu bilmek için “ bir kişi olarak “ ortadan kalkman gerekir. Sen ise tam aksini yapıyorsun: Kişiye özgü olmaktan uzak olan Tanrısallığı kişiye indirgiyorsun. Çözünüp kişisellikten uzaklaştırmak yerine, evrensel olanı kendi konumuna indiriyorsun. İşte o zaman o put sana benzer.
Sayfa 192 - Omega YayıneviKitabı okudu
Türümüzün son birkaç binyıldaki entelektüel ve teknik kazanmaları, esas olarak cinsel seçilim tarafından şekillenen zihinsel yetenekler ve güdülere bağlıdır. Cinsel seçilimle seçilip gelen zihinlerimiz yıllar süren doğrudan eğitimle yetiştirilmiş, karmaşık statü oyunlarıyla güdülenmiş ve nesiller boyu birikmiş kültürel kayıtlarla donanmış olarak Yunan matematiği, Budist bilgeliği, İngiliz evrimsel biyolojisi ve California bilgisayar oyunları gibi inanılmaz şeyleri üretebilmiştir. Bu başarılar her şeyi öğrenebilen büyük beyinlere sahip olmanın basit bir yan etkisi değil, kur yapma adaptasyonlarıyla dolu zihinlere sahip olmamız sayesindedir.
31 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.