Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Her şeyin yakıcı,yok edici bir ateş olduğunu,ateşi besleyen şeyin de arzular,istekler, öfke, nefret dünyaya aldanma olduğunu söyler.Nirvana, işte bu ateşin sönmesidir.
Sayfa 82
keşiş ellerini önünde kavuşturup, "yaşarken çok sadık ve dürüst bir insandınız, ölünce de belli ki bir tanrı olmuşsunuz," demiş. "ancak savaşta da olsa bir sürü insan öldürdünüz ve tanrı da olsanız bunun cezasız kalmaması gerekiyor.* siz başınızı geri alırsanız, elinizde can verenlerin cezası ne olacak?" *keşişin bulutlardaki tanrı ile konuşması budizm'in karma kavramını açıklar niteliktedir.
Sayfa 176Kitabı okudu
Reklam
Aka'da sistemi Yerküre'de eğitim gördügü dönemde geçerli inceleme olan fırsatı bulduğu Budizm veya Taoculuk'takine benzer bir çeşit felsefi din olarak tanmmlamişt: Kaldı ki, Hainliler her şeyi listelere dökmeye ve kategorilere ayirmaya odaklı o kendine özgü tarzlarıyla, bu ikisini ilerleme dini olarak niteliyordu. "Akalnların
Sayfa 115
Tabgaçlar
MÖ 206 yılında Çin tarihindeki ilk büyük hanedanlık olarak kurulan Han MS. 220'de yıkılınca Çin bir anarşi ortamına girdi. Böyle bir ortamda yönetici tabakanın Türk olduğunu açık bir şekilde bildiğimiz Tabgaç Hanedanı ortaya çıkmıştır. Tabgaçlar, Kuzey Çin'de bozkır karakterinde bir devlet hâlinde yükseldiler. Bölgeyi ve etrafındaki devletleri kendilerine bağladılar. 465'ten sonra Budizm'in etkisine girerek Çinlileştiler ve 556'ya kadar siyasi varlıklarını sürdürdüler. Tabgaçların örf âdet ve geleneklerinin çoğu, kendilerinden önceki ve sonraki Türk boylarının kültürü ile benzer özellikler gösterir.
Budist inancına göre hayat ne ilk ne de sondur. Ölüm yoktur, o mutlak bir son değildir. Ölüm ruhun bir bedenden ikinci bedene geçmesidir. Yani yeni bir hayat suretine girmesidir.
Sayfa 37
Taspar Kağan büyük bir hata yaparak, Türk milletinin yapısına hiç uymayan Budizm'e meyletti ve başkent ötüken'de bir Buda mabedi inşa ettirdi.
Reklam
BUDİZM: TERSİNE VAROLUŞÇULUK...
- "(Varoluş bahsinde) Budizm ise, "hep"i ve "hepçilik"i isteyen işaretlere aykırı; HİÇ'i isteyen, HİÇÇİLİK yolu! Ruhî aksiyon değil, ruhî sükût yolu... Tersine varoluşçuluk... Yâni, Mutlak Fikir dışındaki, bütün beşerî sistemler gibi, mihraksız tümevarım zaafiyeti ile malül!.."
Sayfa 166 - 10.Levha, (Hepçilik ve Hiççilik), -Kurban- İBDA Yayınları.Kitabı okudu
Gökbörü’nün İzinde Gökbörü’nün İzinde Gökbörü’nün İzinde Kadim Türklerin Topraklarında Gökbörü’nün İzinde
Sayfa 193Kitabı okudu
Türk tarihindeki on bilge şahsiyet kimdir diye sorulsa, bunlardan birinin Tonyukuk olduğunu söyleyebilirim. Çünkü gerek iç düşmanları gerek dış düşmanları çok iyi tanımıştır. Bunların işbirliği yapmasını gerekli hamlelerle vaktinden önce engeller. Son derece başarılı işler yapmıştır. Bilge Kağan'ın ülkeyi Budistleştirmek istemesine karşı çıkmıştır. Sebebi de Budizm'in Türklerin yapısına uymadığını ve onları uyuşturacağını düşünmesidir. Cesaretli biçimde Bilge Kağan'ın karşısına çıkarak bu konuda ülkede propaganda yapılmasını yasaklatır. Ayrıca surlu şehirler kurulmasını da engeller. Şehir hayatı her zaman rahat hayat olarak insanları cezbeder. Ancak az sayıda nüfusla kalabalık Çin'e karşı savunma savaşı yapmak doğru değildir.
Sayfa 106Kitabı okudu
Üretkenlik hali, aynı zamanda en üst tarafsızlık halidir; nesneyi, hırslarımın ve korkularımın çarpıtması olmadan görürüm. Nesneyi, olmasını ya da olmamasını istediğim şekilde değil, olduğu gibi görürüm. Bu algılama biçiminde parataksik distorsiyon bulunmaz. Tam bir canlılık ve öznellik-nesnellik sentezi vardır. Yoğun bir şekilde yaşarım, yine de nesne olduğu gibi kalır. Onu hayata getiririm, o da beni hayata getirir. Satori, sadece, dünyayı algılamasının ne dereceye kadar salt zihinsel ya da parataksik olduğunun farkında olmayan kişiye gizemli görünür.
Reklam
Gerçeğe tam olarak uyanmak, yine psikoloik terimlerle konuşursak, "üretken yönelime" tam olarak erişmiş olmaktır. Bu, kişinin kendisini dünyayla çabuk kavrayan, sömürücü, biriktirici veya pazarlayıcı şekilde değil de, yaratıcı ve etkin bir şekilde (Spinoza'nun kastettiği anlamda) ilişkilendirmesi demektir. Tam üretkenlik halindeyken beni "ben olmayandan" ayıran peçeler yoktur. Nesne artık bir nesne olmaktan çıkar; bana karşı durmaz, benimle birliktedir.
İşler düzenli gidişatı izlerken 'evet' ve 'hayır' şeklindeki düşünsel alışkanlıklar gayet uygundur fakat yaşamın nihai sorusu geldiğinde, akıl tatminkâr bir cevap vermeyi başaramaz.” Tam da bu nedenle, satori deneyimi, asla düşünsel şekilde aktarılamaz. Kavrama dönüştürülmüş satori, kendini durdurur ve artık bir Zen deneyimi yaşanamaz." Yaşamın nihai sorusuna düşünsel formülasyonla cevap verilememesi bir yana, aydınlanmaya erişmek için, kişinin, zihnin doğru içgörüyü engelleyen kurgularını da ortadan kaldırması gerekir. "Zen, kişinin zihninin Özgür ve engellenmemiş olmasını ister; birlik ve bütünlük fikri bile, ruhun gerçek özgürlüğünü tehdit eden bir ayak bağı ve tuzaktır.”
Batı (mistikler gibi birkaç istisna dışında), iki bin yıldır, varoluş probleminin cevabının düşünceyle verilebileceğine inanıyor; dinde ve felsefede "doğru cevap" en yüksek önemde. Bu ısrarlılık, doğabilimlerinin ilerlemesinin yolunu hazırladı. Burada doğru düşünce, varoluş problemine nihai cevabı vermemesine rağmen yöntemin özünde mevcuttur ve düşüncenin uygulanması, yani tekniği için gereklidir. Diğer taraftan Zen, yaşamın nihai cevabının düşünceyle verilemeyeceği öncülüne dayalıdır.
Münferit bir hastayı -ya da herhangi bir insanı- anlamak için, onun varoluş sorusuna cevabının ne olduğunu bilmek, ya da farklı bir şekilde ifade etmek gerekirse, sırrının, bireysel dininin ne olduğunu, tüm çabalarının ve tutkularının neye adandığını bilmek gerekir. Kişinin "psikolojik sorunlar" olarak düşündüğü çoğu şey, sadece temel "cevabının" ikincil sonuçlarıdır, dolayısıyla bu temel cevap -sırrı, kişisel dini-anlaşılmadan bu sorunları "tedavi etmeye" çalışmak tersine yararsızdır.
Zen, kişinin kendi doğasını bilmesini amaçlar. "Kendini bilmeni" arar. Fakat bu bilgi, modern psikologun "bilimsel" bilgisi, kendinin bir nesne olduğunu bilen anlayan aklın bilgisi değildir; Zen'de kendinin bilgisi, düşünsel olmayan, yabancılaşmamış bilgidir, bilenle bilinenin bir olduğu eksiksiz deneyimdir. Suzuki'nin öne sürdüğü gibi: "Zen'in temel fikri, kişinin kendi varlığının içsel çalışmalarıyla temasa geçmesi ve bunu mümkün olan en dolaysız yoldan, dıştan gelen veya katılmış hiçbir şeye başvurmadan yapmasıdır. Kişinin kendi doğasının içyüzünü anlaması, bir bakıma dışarıda duran düşünsel bir şey değil, içeride bulunan deneyimsel bir şeydir. Bu düşünsel ve deneyimsel bilgiler arasındaki fark, Zen için esas önemli noktadır…
1.500 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.