Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
1552 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
16 günde okudu
"Tanrı insanoğluna geleceği gösterene kadar, insanlığın sahip olabileceği tek bilgi şu sözlerde saklıdır: Bekle ve umut et!" •Selamlaaaar, bugün yine harikaaa bir eser ile karşınızdayım. Bu eseri @booktagram8 ile birlikte okuduk ve iyiki okumuşuz okurken aşırı keyif aldık yeri geldi üzüldük yeri geldi sevindik yeri geldi bomboş duvara
Monte Cristo Kontu (2 Cilt Takım)
Monte Cristo Kontu (2 Cilt Takım)Alexandre Dumas · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202025,7bin okunma
Vaktiyle, memleketin birinde, bir balıkçı köyünde, siyasi bir lider halka seslenir: “Buğday fiyatlarına zam yapacağız.” Siyasetçinin coşkulu konuşmasıyla kendinden geçen ahali bu müjdeye sevinir ve lideri izzet-i ikram ile ağırlayıp uğurlarlar. İlerleyen günlerde, köy halkından birisi işi fark edip çark eder: “Yahu biz balıkçı köyüyüz, buğday
Reklam
Nurullah Genç- Yağmur şiirinin hikayesi
Peygamber sevgisi salona sığmadı Karatay Belediyesi ile TYB Konya Şubesi’nin birlikte organize ettiği Kutlu Doğum programına Şair Nurullah Genç katıldı. Aziziye Kültür Merkezi’ni dolduran Konyalılar, Nurullah Genç’ten hikâyesiyle birlikte Yağmur şiirini dinlediler, efendimize salat ve selamda bulundular. Şair Prof. Dr. Nurullah Genç’in konuşmacı
Kendi ihtiyarlığım nasıl olur ?
Vakit Kemal’e Erdi Bugün hava çok güzel güneş kızgın bir kor Alevi gibi yakıp kavuruyor ortalığı demek istememde diyemiyorum,malesef soğuk bir Aralık sonundayız,hava her zamanki gibi kasvetli,gökyüzü bütün mahlukata emir verip,esin gürleyin taş üstünde taş baş üstünde baş koman yiğitlerim edasında Malkoç oğlu gibi bir o yana bir bu yana
Bir zarar Binlerce yararı insanlık tarihinden sildi!
KENEVİR MUCİZESİ VE ABD ŞEYTANLIĞI Yıl 1914, I. Dünya savaşı yılları ve Amerikan doları üzerinde “Kenevir” tarımı yapan çiftçiler figürü yer almaktaydı. Bunu aklınızın bir köşesinde tutunuz ve okumaya devam ediniz.  Endüstriyel Kenevir sadece bir tarım bitkisi değildir!  Petrolün ve doların pan-zehridir! Nasıl mı? 1. Bir dönümlük kenevir, 25
Kardeşim, Sekiz defa arayıp sen açmadıktan -yanlış anlama, mühim işin varmış, açmayacaksın tabii- veya senin ifadenle ben sana ulaşamadıktan sonra artık Hülya'ya daha fazla bozum olmayayım diye "Evimiz yandı. Perişanız. Ne olursa senden olur, acil bir el at." diye mesaj gönderiyorum telefonuna, pıt, arayıveriyorsun. Çok sevindik aslında. Ne güzel dostsun sen. Vallahi gözlerimiz doldu. Hülya'nın ayrı, benim ayrı. Da, üzüldük de bir taraftan. "Hele şu yangını baştan bir anlat. Nasıl oldu?" diye sorduydun telefonda da, ben de "Yahu Ömer Faruk, zaten canım burnumda. Bi git Allah aşkına." falan diye başımdan savarmış gibi ettiydim ya, seni biti kadar sevmediği halde Hülya bile çok kızdı bana. "Ayıp ettin çocuğa." dedi. "O kadar aramış. Kalbini kırdın." Düşün, Hülya diyorum Hülya. Zaten gururum yerle bir, kızarsa kızsın dedim, sövdüm saydım arkandan. "Aramasın amına kodumun çocuğu!" demişim o sinirle. Sana demeyeceğim de kime diyeceğim değil mi? Yanlış anlamadın inşallah. Senden hayır beklememeyi öğrenememişiz be Ömer Faruk. "Koşsun gelsin adamsa. Aramayla olaydı feysbuka telefon numaramı yazardım, önüne gelen arardı." falan da dedim üstüne. Vallaha yalan yok, kızdı mızdı ama "Haklısın o bakımdan." da dedi Hülya gene. "Ben o pezevenkten vefa bekleme diyordum ama, tutturmuşun bi Ömer Faruk da Ömer Faruk, al sana Ömer Faruk. Bok var!" bile dedi. Karnında lâf tutmaz biliyorsun. Yiğit kız.
Sayfa 11 - Yanlış Anlama Ömer Faruk...
Reklam
Ne şanslı küçük kız! Goethe ile sohbet ediyor.
Walschensee’ye varmadan yarım saat önce hoş bir macera yaşadım. 11 yaşındaki kızıyla beraber, bir arp çalgıcısı önüme çıktı ve çocuğu arabamı almamı rica etti. Adam çalgısını taşımaya devam etti, kız ise büyük, yeni bir kutuyu ayaklarımın dibine özenle yerleştirdi. Uslu, mektep görmüş bir mahluk; dünyada epey dolaşmış. (…) Zarif iri gözleri bazen biraz yukarı doğru kırışan inatçı bir alni var. Konuşurken hoş ve doğaldı; özellikle de çocuk gibi yüksek sesle gülerken… Buna karşılık sustuğunda sanki bir şeyi anlamlandırmak istiyordu ve üst dudağıyla yüzüne mahçup bir hava veriyordu. Onunla çok şey konuştum. Her yeri biliyordu ve her şeye dikkat etmişti. Mesela bir keresinde bana bu ne ağacı diye sordu. Bütün seyahatim boyunca ilk defa karşılaştığım güzel, büyük bir akça ağaçtı bu. Kız onu hemen fark etmişti. Bozen’a fuara gidiyormuş. Belki ben de oraya gidermişim. Benimle orada karşılaşırsa ona bir şey almalıymışım; ben de söz verdim. Orada yeni başlığını giymek istiyordu. Münih’te kendi kazancıyla yaptırdığı güzel bir başlığı. Bunu bana giymeden önceden gösterecekti. Derken o kutuyu açtı, ben de bu zengin işlemeli, güzel bağcıklı başlığa onunla birlikte sevinmeliydim… Başka hoş bir haber karşısında da aynı şekilde birlikte sevindik: Bana havanın iyi olacağına dair teminat verdi. Onlar barometrelerini yanlarında taşırlarmışmış. Ve barometreleri arpleriymiş. Arpin üs perde telleri tiz ise, hava iyi olacak demekmiş. Bugün de bakmışlar, üst eller tizmiş . Bu hayır alametini benimsedim ve keyfimiz yerinde yakında görüşmek umuduyla ayrıldık küçük kız ile…
31 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.