Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Burak Er

Hatıralara saygı göstermenin insanları insan yapan bir üstünlük olduğunu da kabul ediyordu.
Sayfa 153 - Ötüken Neşriyat 76. BasımKitabı okudu
Reklam
Selim bir eksiklik hissediyordu. Birkaç adım sonra bunun ne olduğunu keşfetti ve kendi kendisine kızdı; Dün gece olduğu gibi kızın yine koluna girmesini beklemişti. Bu hayali yahut bu ümidi attıktan sonra Leylâ'nın yüzündeki güzelliği seyretmeye daldı. Bunu, Leylâ'ya hiç bakmadan yapıyordu. Bakmadan görmesini iyi bilirdi.
Beni niçin üzüyorsun? Gözlerini süzüyorsun Kirpiklerin paralıyor Bakışların yaralıyor Rengin hangi çiçekten Bilmem hangi çiçekten? İster darıl, ister kız Tek adını söyle kız!
Sayfa 6 - Ötüken Neşriyat 76. BasımKitabı okudu

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
İnsan sevdiklerini öldürür diye bir söz vardır ya; aslında bakın, insanı öldüren de hep sevdiğidir.
Sayfa 13 - Ayrıntı Yayınları 29. BaskıKitabı okudu
Kendi başlarına bırakıldıklarında Arjantin ovalarına salıverilmiş sığırlar gibi, doğal buldukları bir yaşam biçimine geri dönmüşler, bir anlamda atalarının yolundan gitmişlerdi. Doğuyorlar, sokaklarda büyüyorlar, on iki yaşında çalışmaya başlıyorlar, güzelleşip cinsel isteklerinin uyandığı kısa bir gelişme çağının ardından yirmisinde evleniyorlar, otuzunda orta yaşlı insan olup çıkıyorlar, atmışına geldiklerinde de ölüp gidiyorlardı. Ağır koşullarda çalışmaktan, boğaz kavgasından, komşularla didişmekten, sinema, futbol, bira ve en önemlisi de kumar yüzünden kafalarını çalıştırmaya fırsat bulamıyorlardı. Onları denetim altında tutmak hiç de zor değildi.
Sayfa 110 - Can Yayınları Özel BasımKitabı okudu
Reklam
Bilinçleninceye kadar asla başkaldırmayacaklar, ama başkaldırmadıkça da bilinçlenemezler.
Sayfa 109 - Can Yayınları Özel BasımKitabı okudu
Bağlılık, düşünmemek demektir, düşünmeye gerek duymamak demektir. Bağlılık bilinçsizliktir.
Sayfa 85 - Can Yayınları Özel BaskıKitabı okudu
Sloganlar bile değişecek. Özgürlük kavramı ortadan kaldırıldıktan sonra 'özgürlük köleliktir' diye bir slogan kalabilir mi?
Sayfa 85 - Can Yayınları Özel BasımKitabı okudu
Düşüncesuçu, ölümü gerektirmez: Düşüncesuçunun kendisi ölümdür.
Sayfa 50 - Can Yayınları, ciltli özel 1. BaskıKitabı okudu
Bazen çizmelerimi çekip kırlara çıksam bile, hiç insan yüzü görmeyeceğim taraflarda dolaşmayı tercih ediyor, gece yarısı eve gelip mindere uzanıyor ve birkaç saat uykudan sonra ertesi sabah, "Neden hala yaşıyorum?" diye acı bir hisle uyanıyordum.
Sayfa 146 - Yapı ve Kredi Yayınları 90. BaskıKitabı okudu
Reklam
Muhakkak ki dünyanın en lüzumsuz adamıydım. Hayat beni kaybetmekle hiçbir şey ziyan etmeyecekti. Hiç kimsenin benden bir şey beklediği ve benim hiç kimseden bir şey beklediğim yoktu.
Sayfa 124 - Yapı ve Kredi Yayınları 90. BaskıKitabı okudu
Demek ki beni bir türlü sevemiyordu. Hakkı vardı. Beni hayatımda hiç, hiç kimse sevmemişti.
Sayfa 122 - Yapı ve Kredi Yayınları 90. BaskıKitabı okudu
sevdiklerimin hasretle açılmış kollarıyla sarmanlanarak Silivri kapalı cezaevi’nden Türkiye yarı açık cezaevi’ne geçtim.
Sayfa 320Kitabı okudu