Ahmed Hamdi Tanpınar’a göre şiir bir duyguyu, bir düşünceyi, “ruh hâli”nde verme sanatıdır. O hâlde, özellikle şiirin mütemmim cüzü olarak kabul edebileceğimiz müzik, bir duygu ve düşünceyi nasıl anlatmaktadır?
Wolfgang Amadeus Mozart; “Ben duygu ve düşüncelerini kelimelerle anlatan bir edebiyatçı değilim, tiyatrocu değilim, bir oyun sahneleyerek
"Belirmekte olan bütünüyle önemli bir şey gözlerimizin önüne gelir, gözlerimiz gibi duygularımı da onun içine karışmak ister ve biz, ah, tüm varlığımızla kendimizi ona vermeyi, büyük ve muhteşem tek bir duygunun tüm hazzı ile dolmayı özleriz.- Ah, oraya vardığımızdaysa, orası şimdi burası olmuşsa, her şey her zamanki haline bürünür, zavallılığımızın ve sınırlılığımızın içinde kalakalırız, ruhumuzsa kaçırdığımız huzura özlem duyar."
Sayfa 26Kitabı okuyor
İçi inci ve mercanlarla dolu bir tarih ummanı olan Erzurum, aynı zamanda da önemli ve zengin bir ticaret merkeziydi. Çin'den, Hint’ten, Türkistan, İran ve Azerbaycan'dan batıya doğru akan ticaret kervanları, Erzurum'dan Anadolu'ya girer, buradan da çoğu zaman Karadeniz'e, bazen de Akdeniz'e doğru yol alırdı. Bu Yol ile şarktan garba, garptan şarka gidip de yolu Erzurum'a düşmeyen tüccar yok gibiydi..
Erzurum'un bir diğer özelliği de Anadolu coğrafyasının şark hududunda tabii bir kale niteliği taşımasıydı. Burası Anadolu'nu hudut kapısıydı. Bölgeye hâkim olmak isteyen bütün ordular, devletler ve kavimler, önce bu kapıyı zorlar, eğer açabilirlerse artık onları kimse durduramazdı. Bu yüzden şehrin her tarafı, bir yandan kahraman savunmaların, bir yandan da kanlı işgallerin hatıralımını taşıyan izlerle doluydu. Coğrafya bir kaderdi ve Erzurum da kaderini yaşıyordu.
Sayfa 24Kitabı okudu
"Evet baylar, şimdiye kadar beni tanımıyordunuz. Kendimi tam anlamıyla anlatmanın yeri burası değil. Size sadece şu kadarını söyleyeyim. Dolambaçlı yollara sapmayı sevmeyen ve maskeyi sadece maskeli balolarda takan insanlar vardır beyler. En önemli iş olarak çizmeleriyle parkeleri cilalamayı görmeyen insanlar. Pantolonlarının üstlerine tam oturmasını yaşamdaki en büyük mutluluk saymayan insanlar beyler. Ve son olarak beyler, amaçsız yere ortalıkta dolaşıp durmayı, kur yapmayı, dalkavukluk etmeyi ve hepsinden önemlisi üstlerine vazife olmayan şeylere burunlarını sokmayı sevmeyen insanlar vardır... söyleyeceklerim aşağı yukarı bu kadar beyler; şimdi izninizi rica ediyorum…"
Sayfa 24
offf dosto yine ayar çekmiş :D
__
— Evet baylar, şimdiye kadar beni tanımıyordunuz. Kendimi tam anlamıyla anlatmanın yeri burası değil. Size sadece şu kadarını söyleyeyim. Dolambaçlı yollara sapmayı sevmeyen ve maskeyi sadece maskeli balolarda takan insanlar vardır beyler. En önemli iş olarak çizmeleriyle parkeleri cilalamayı görmeyen insanlar. Pantolonlarının üstlerine tam oturmasını yaşamdaki en büyük mutluluk saymayan insanlar beyler. Ve son olarak beyler, amaçsız yere ortalıkta dolaşıp durmayı, kur yapmayı, dalkavukluk etmeyi ve hepsinden önemlisi üstlerine vazife olmayan şeylere burunlarını sokmayı sevmeyen insanlar vardır... söyleyeceklerim aşağı yukarı bu kadar beyler; şimdi izninizi rica ediyorum...
__
İŞ BANKASI YAYINLARI (EPUB)Kitabı okudu
Bakın burası çok önemli
Reformistlere göre sosyalizm, burjuva toplumu çerçevesinde doğar. Onların fikrince, sosyalizm kapitalist topluma azar azar girer. Bu gidişle günün birinde, kapitalizmin bütünüyle ‘reforma uğrayacağını’, sosyalizme dönüşeceğini umudeder...
Devlet daima kapitalist tekellerin elinde bir araç olmuştur ve bu özelliği reformlarla değiştirilemez. Rastlantı eseri olmayan, gerçek olay şudur:
kitlelerin baskısı azalır azalmaz, devlet tavizlerini geri alır ya da onları tekellerin isteğine uydurur, öyle ki tavizlerin başlangıçtaki karakterlerinden geriye sadece anı kalır.
Sosyalizmi kurmaya girişmek için, her şeyden önce iktidarı egemen tekellerin elinden almak, emekçilere devretmek gerekir.
Sayfa 163 - Yar YayınlarıKitabı okudu
“Dinle küçüğüm” diye devam etti beni ihtirasla öperken, “burası bizim seks partilerimiz için kullandığımız özel sığınağımızdır.
Zevkten ölmek ve hayatın sıkıcılığından sıyrılmak için burayı sık sık kullanırız. Biri bizim kadar çok baştan çıktığında ve düzüşmek onun için hayattaki en önemli şey haline geldiğinde o burada bu duyguları en farklı tarzlarla tadar.”
