Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Büşra Özen

Büşra Özen
@busra_ozen
Kuyara Adako
-Anlamadım, dedim. -Kuyara ile Adako, dedi. -Ne o? Bir ilkçağ trajedisinin adı mı? Paleti bırakıp gittim yarına oturdum. - Bütün çağların trajedisi bu, Ku-ya-ra; 'Kumda yatma rahatlığı." A-da-ko: Ağaç dalı kompleksi. Şimdi kumda yattığım için kuyara diyorum. Daha da genişletilebilir. Kuyara, alışılmış tatların sürüp gitmesindeki rahatlıktır. Düşünmeden uyuyuvermek. Biteviye geçen günlerin kolaylığı. Ya adako? Ağaç dalındaki gövdeden ayrılma eğilimini fark ettin mi bilmem? Hep öteye öteye uzar. Gövdenin toprağa kök salmış rahatlığından bir kaçıştır bu. Özgürlüğe susamışlıktır. Buna ben ağaç dalı kompleksi' diyorum. Genç hastalığıdır. Çoğunlukla Kuyara dişidir. Adako erkek. Pek seyrek cins değiştirdikleri de olur. Ağaç dalı kompleksine tutulmuş kişi tedirgindir. İnsanların ağaç dallarını budayıp gövdeye yaklaştırdıkları gibi, yakınları onun içindeki bu Adako yu da budarlar. Onu gövdeden ayırmamak için ellerinden geleni yaparlar. Kimi insana ne yapılsa yararı olmaz. Asi daldır o. Ayrılır. Balta işlemez ona. Sustu. Iki sigara yakıp birini bana verdi.
Sayfa 127 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Neye değer veriyorsa insan, onun kasasıdır korku
Oysa insan, gerçekse eğer aradığı, sadece korkularıyla övünmeli. Çünkü korkusudur insanın en doğru özeti. Sadece korkuları gösterebilir birinin kim olduğunu, bu hayatta neyi üstün tuttuğunu. Her şey bir yana, neye değer veriyorsa insan, onun kasasıdır korku.
Sayfa 149 - TutiKitabı okudu
Makul
Sezgiyi bilgi kadar kullanışlı kılan zihinler ellerinde elverişli bir cevap olmasa bile ancak makulü algılama becerileri ile çağımızın en büyük derdi olan kesin yanıt yoksunluğu ile baş edebilirler. Böyle bir beceri için de öncelikle gereken zeki akıllar ve akıllı zekalar.
Sayfa 32 - TutiKitabı okudu

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Saatleri Ayarlama Enstitüsü
Van Humbert'in sevincine payan yoktu. Bir muharebe kazanmış gibiydi. Beni karımdan ve kızımdan dolayı tebrik ediyor, ikisini birden Hollanda'ya davet ediyordu. Onlara bisiklete binmeyi öğreteceğini söylüyordu. Biz burada hep beraber atlıkarıncadayız... dedim.
Sayfa 364 - DergahKitabı okudu
Saatleri Ayarlama Enstitüsü
Hayır, yalan söylemiyorlar, diyordum. İkisinde de samimi idiler. Yeniliği kendilerine ucu dokunmamak şartıyla seviyorlardı. Hâlâ da o şartla severler. Fakat hayatlarında emniyetli ve sağlam olmayı tercih ediyorlar.
Sayfa 387 - DergahKitabı okudu
Reklam
Saatleri Ayarlama Enstitüsü
Ben aşktan daima kaçtım. Hiç sevmedim. Belki bir eksiğim oldu. Fakat rahatım. Aşkın kötü tarafı insanlara verdiği zevki enin- de sonunda ödetmesidir. Şu veya bu şekilde... Fakat daima öder- siniz... Hiçbir şey olmasa, bir insanın hayatına lüzumundan fazla girersiniz ki bundan daha korkunç bir şey olamaz...
Sayfa 341 - DergahKitabı okudu
Saatleri Ayarlama Enstitüsü
Hayatımızın bir devrinden sonra başımıza gelen şeylere o kadar hazırlanmış oluyoruz ki, kederimizi kendi içimizde taşır gibi yaşıyoruz. ...Fakat bu hazırlıkla, onun hayatımızda aldığı şekil her zaman birbirini tutmuyor.
Sayfa 337 - DergahKitabı okudu
Saatleri Ayarlama Enstitüsü
Zannederim ki hep saatte kalıyor onun arkasındaki şeyleri ihmal ediyorsunuz. Saat bir vasıta, bir alettir. Tabii mühim bir alettir. Terakki saatin tekamülüyle başlar. İnsanlar saatlerini ceplerinde gezdirdikleri, onu güneşten ayırdıkları zaman medeniyet en büyük adımını attı. Tabiattan koptu. Müstakil bir zamanı saymağa başladı. Fakat bu kadarı kâfi değil. Saat zamandır, bunu düşünmemiz lazım!
Sayfa 259 - DergahKitabı okudu
Saatleri Ayarlama Enstitüsü
Realist olmak hiç de hakikati olduğu gibi görmek değildir. Belki onunla en faydalı şekilde münasebetimizi tayin etmektir. Hakikati görmüşsün ne çıkar? Kendi başına hiçbir manası ve kıymeti olmayan bir yığın hüküm vermekten başka neye yarar? İstediğin kadar uzatabileceğin bir eksikler ve ihtiyaçlar listesinden başka ne yapabilirsin? Bir şey değiştirir mi bu? Bilâkis yolundan alıkor seni. Kötümser olursun, apışır kalır ezilirsin. Hakikati olduğu gibi görmek... Yani bozguncu olmak. Evet bozgunculuk denen şey budur, bundan doğar. Siz kelimelerle zehirlenen adamsınız, onun için size eskisiniz, dedim. Yeni adamın realizmi başkadır.
Sayfa 232 - DergahKitabı okudu
Saatleri Ayarlama Enstitüsü
Orijinal ve yeni... Dikkat edin, yeni diyorum. En büyük harflerle yeni! Yeninin bulunduğu yerde başka meziyete lüzum yoktur.
Sayfa 231 - DergahKitabı okudu
Reklam
Saatleri Ayarlama Enstitüsü
Fakat ne çıkardı? Hangi meseleyi hallederdi? Sadece talihin hediye ettiği bu üç günü, bir başka mesele ile daha zehirlemekten başka hiçbir işe yaramazdı. En iyisi düşünmemekti. Kaçmaktı. Kendi içime kaçmak. Fakat bir içim var mıydı? Hatta ben var mıydım? Ben dediğim şey, bir yığın ihtiyaç, azap ve korku idi.
Sayfa 187 - DergahKitabı okudu
Saatleri Ayarlama Enstitüsü
Şu hakikati kendi hayatım bana öğretti: İnsanoğlu insanoğlununun cehennemidir. Bizi öldürecek belki yüzlerce hastalık, yüzlerce vaziyet vardır. Fakat başkasının yerini hiçbiri alamaz.
Sayfa 186 - DergahKitabı okudu
Saatleri Ayarlama Enstitüsü
Vâkıa evim yıkılmıştı, iki çocukla baş başa kalmıştım, çalışmanın lezzetini kaybetmiştim, hepsinden fenası, artık hiçbir şeye inanmıyordum. Fakat korkmuyordum da. Olabilecek şeylerin en kötüsü olmuştu. Artık hürdüm.
Sayfa 149 - DergâhKitabı okudu
Saatleri Ayarlama Enstitüsü
- Ama doktor, ben hasta değilim... Allah rızası için... Size anlattım. Tekrar gözlerini gözlerime dikti. En kati sesiyle: - Hastasınız... diye kesip attı. Psikanaliz çıktığından ben hemen herkes az çok hastadır.
Sayfa 112 - DergâhKitabı okudu
Saatleri Ayarlama Enstitüsü
Bu daima böyledir. Hadiseler kendiliğinden unutulmaz. Onlan unutturan, tesirlerini hafifleten, varsa kabahatlilerini affettiren daima öbür hadiselerdir.
Sayfa 62 - DERGÂHKitabı okudu
36 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.