"Osmanlı'da içe dönük bir yaşam vardı. İnsanlar dünyayı camilerin, külliyelerin avlularından izliyorlardı. Geniş yollar, büyük alanlar, parklar açmak ihtiyaç olarak görülmüyordu."
Benim için fark eden şeylerin onda aynılaşması canımı sıkıyordu. Neyse ki beni tanımaya karşı duymadığı hevesi, benim için bir şeyler yapma konusundaki duyuyordu.
Ben zannediyordum ki ömürlerimizin teknesini istediğimiz sahile götürmek için yalnız onun dümenini ele almak kâfidir... Şimdi anlıyorum ki değilmiş... Yollar görünmez kayalarla doluymuş... Onlara çarpmamak lazımmış... Daha fenası gizli cerayanlar varmış ki onlara kapıldığı zaman yolun değiştiğini, gittikçe uzaklaştığını farkedemezmiş... Tâ kendisini başka sahillere düşmüş görünceye kadar...