Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Bâtıl olan şey, doğrudan doğruya İslâm dışı bilgilenmenin esas olduğu, İslâmî bilgilenmenin ancak İslâm dışı bilgilerin tasdik ettiği kadar geçerli olduğu fikrinden doğuyor. Yani İslâm dışı bilgilenme tarzının yürürlükte olduğu fikri bizi butlan (Hak olmama, bâtıl olma hali) içinde bırakıyor. "Eğer İslâm'ı öğreneceksek bu İslâm'ı
Gözlerinin önündeki butlan perdelerini kaldırabilenler için herhangi bir ritüelin gücüne akılsızca inananlar artık birlikte yaşamaya katlanılabilecek kadar şirin görünmeyeceklerdir..
Reklam
Mesela: Asla yalan söylememelidir. İkinci kısmı bunun ispatını gösteren kısımdır: neden yalan söylememeli? Üçüncü kısım ise bu ispatların delillerini vererek, bir ispatın neden ibaret olduğunu ve onun hakikat ve katiyetini gösteren kısımdır ki delil, netice, tezat, tenakuz, hakikat, butlan gibi muhtelif tabirleri tarif ve izah eder.
furkan

furkan

@__merdumgiriz_
·
30 Haziran 2023 22:59
Felsefenin en mühim kısmı kaidelerin tatbikatından bahseden kısımdır.
Epiktetos
Epiktetos
وَعَيْنُ الرِّضَا عَنْ كُلِّ عَيْبٍ كَلِيلَةٌ - وَلٰكِنَّ عَيْنَ السُّخْطِ تُبْدِى الْمَسَاوِيَا 3 sırrınca, insafsız nazarın ve düşkün fikrin hakem olamaz, başkasının mesleğini butlan ile mahkûm edemez. İKİNCİ DÜSTUR: Senin üzerine haktır ki, her söylediğin hak olsun. Fakat her hakkı söylemeye senin hakkın yoktur. Her dediğin doğru olmalı; fakat her doğruyu demek doğru değildir. Zira senin gibi niyeti hâlis olmayan bir adam, nasihati bazan damara dokundurur, aksülâmel "ters tepki "yapar.
Yani hakkı, hakikati savunanlar sadece Müslümanlar olmalı ve Müslümanların düşmanı olarak sadece butlan içinde kalanlar, zulme yardakçılık edenler, cehaleti makbul sayanlar kalmalı. Durum bu değil ve durumun bu olması için bir şeyler yapılmalıdır.
Canan

Canan

@Canankaradere
·
21 Eylül 2022 16:33
Bir siperden söz ediyorum ilk soru şu: Acaba bu siperin bir yakasında Müslümanlar, karşı yakasında ise gayri müslimler mi yer alıyor? Elbette böyle bir durum ideal, ama ne yazık ki gerçek değil. Ne yazık ki siperin iki yakasında da Müslümanlar var. Bazıları dünya sisteminin işletilmesinden ve bu işletiliş içinde birçok Müslümanın mağdur olmasından büyük bir rahatsızlık duymuyor. Dünya sisteminin gerçek dinamiklerinin neler olduğundan habersiz. Belki bir “dünya sistemi” olduğunu bile umarsamıyor. Kendi bilgisizliğinin nelere mal olduğunu ya bilmiyor veya bilmez görünmenin işine geldiğini düşünüyor. Bazı Müslümanlar ise işleyen dünya sisteminin hem bütün Müslümanları ezdiğinin farkında, hem de ezilenler arasında henüz Müslümanlıkla şereflenmemiş kimselerin de bulunduğunu anlamış. Demek ki siperin her iki yakasında gayri müslimler de var. Dünya sistemi ve onun işleyişi sözkonusu olduğunda müslim ve gayri müslim ayırımı tek belirleyici unsur değil.
Sayfa 12
Denge Taşı
Camilerde denge taşı vardır Deprem olduğunda yapının hasar alıp almadığını gösterir Benim denge taşım ne alemde bilmiyorum Dengem ne alemde onu da bilmiyorum Ayakta mıyım sallanıyor muyum bilmiyorum Depremler yaşıyoruz Zaman deviriyoruz Yolumuzdan şaşıyoruz Su yatağımızdan taşıyoruz Ömrümüzü veriyoruz Hülasa ne haldeyiz nereye gidiyoruz bilmiyoruz İnsan yalnızlık çekiyor bazen Dertleri birikiyor Çözüm bulamıyor Bazen üstesinden geliyor her şeyin Bazen yıkılıveriyor Diyorsun olursa hayatımda bir şeyim Tüm yarımlarım tamam olur Tüm dertlerim butlan olur İşte bu şey her şeyden fazla olan şey Denge taşı gibi değerli olan şey İnsanın diğer yarısı Başımıza gelir inşallah hayırlısı
Hasan ALTINIŞIK
Hasan ALTINIŞIK
Reklam
açık butlan var
Her müfrid ardında birer müflis bırakmaz. Şayet müflis müfriga kadar etkili değilsa müfsitlik yapar.
Vâdedilmiş Hikâyelerin Târumar Kahramanlarına
Bana kaybedilmiş ruhumu ver. Bana anlat. Bu arabaların neden bu kadar hızlı olduğunu. Neden tüm bu binalar bu kadar göğe yakın, Allah'a uzak. Ve neden en üst katta oturan yaşlı adam kendini ahizeye asarak intihar ediyor. Hayatımın amacını neden böylesine süfli zevklere raptedmeliyim. Bu kadar hummalı çalışmalar beni bu uzun gökdelende bir daire
Eğer insanlara faydalı olmak, insanca yaşamak ve Müslümanın neliğini temsil etmek istiyorsan bilmen gereken ilk şey dostlarının olacağı gibi düşmanlarının da olacağı gerçeğidir. Bu arada en büyük düşmanın seni yolundan etmek isteyen şeytanın ve onun iğvalarına kapılmaya müsait olan nefsindir. Bu yolda olmak meşakkatlidir. Ne kadar yükseğe çıkarsan aşağı düşüşünün şiddeti o kadar artar, düşmemek için mücadele etmelisin, ama düşmek insanın tabiatında var. Öyle ise düştüğün zaman seni ayağa kaldıracak dostlara, muhataplarına sahip olmalısın. Sen nasıl düştüğünde bu düşüşünde senin yaralarını saracak birilerini arıyorsan düşen insanların da yaralarını sarmak için merhamet sahibi olmak mecburiyetindesin. İnsan daima kendisine iyilik yapılmasını ister. Kendisine yapılanı bir ise bin eder de başkasına verdiği zarar bin ise bir telakki eder. İşte mertlik, yiğitlik, şahsiyet sahibi olmak kendini her zaman daha hatalı başkasını ise masum görmek ve ona el uzatmak demektir. Bu ahlaka sahip olmaktan öte bunun eksikliğinin bile farkında olmayanların yolculuğu fasit değil bâtıldır çünki. Fesat bir şeyin vasfının butlan ise aslının bozukluğuna işarettir. Vasıf düzelince asıl düzelir de asıl bozuksa vasıf düzelse ne olur.
20 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.