246 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
Doğu Ne? Batı Ne?
DoğuBatı düşünce dergisinin ikinci sayısında Doğu ve Batı kavramları ele alınıyor. Özellikle Halil İnalcık hocanın kaleme aldığı yazıyı ve Karl Polanyi'nin 10 emri etkileyiciydi. Halil hocanın 23 yıl önce yaptığı tespitler ve uyarılar önemi bugün de kaybetmemiş. Bile bile lades demeye devam ediyoruz, hatalarımızdan ders almıyoruz... 《☆☆☆》 "Türkiye için iyimser olmak imkanı kaybolmuş değil, geniş dinamik nüfusu ile tüketiciliğe yönelen toplumuyla büyük bir iç pazar oluşturma imkanı var. Siyasi istikrarsızlığa rağmen daima büyüme kaydeden Türkiye; bu potansiyeli ile krizi önleme şansına sahip olabilir. Fakat bunun için siyasi istikrar şarttır." 《☆☆☆》 "Seçim ekonomileri ile popülizmden kurtulmuş siyasi ortamın, siyasi istikrar ve bunun yanında Japon vatandaşı gibi Türk vatandaşının da ülkenin genel durumu ile yakından ilgilenip bir özdisiplin içine girmesi aydınlığa çıkmanın kaçınılmaz koşuludur. Ya Batı ile tam bir bütünleşme yahut ona karşı olan devletler grubuna katılarak ümitsiz bir mücadeleye girişmek iki hayati alternatif olarak Türkiye'nin önündedir." 《☆☆☆》 Halil İnalcık'ın 23 yıl önce ortaya koyduğu durum bugün hâlâ geçerliliğini koruyor. Batıyla bütünleşmek ile mücadele etmek arasında gidip geliyoruz. Ve bu bize pahalıya mâl olmaya devam ediyor.
Doğu Batı - Sayı 2
Doğu Batı - Sayı 2Doğu Batı Düşünce Dergisi · Doğu Batı Dergileri · 199819 okunma
392 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
57 günde okudu
Türk modernleşmesi, bizim ilk yenileşme hareketlerimizle başlayan bir süreçtir. Modernleşme tabirine baktığımızda toplumsal, siyasal ve ekonomik alanda görülen değişme ve gelişmelerdir. Türk modernleşmesine, iktisadi anlamda sanayileşme denmektedir. Adına her ne denilirse denilsin görüyoruz ki tek bir kavrama sığdırmak ya da sadece budur demek
Türk Modernleşmesi
Türk ModernleşmesiAbdulkadir İlgen · Dergah Yayınları · 20144 okunma
Reklam
Zihin ile beden, hayvan ile insan, organizma ile makine, kamusal ile özel, doğa ile kültür, erkekler ile kadınlar, ilkel ile uygar arasındaki ikilikierin hepsi ideolojik bakımdan sorunludur. Kadınların fiili durumu, tahakküm enformatiği denen dünya çapındaki bir üretim/yeniden üretim ve iletişim sistemiyle bütünleşme ve o sistem tarafından sömürülme durumudur.
Zihin ile beden, hayvan ile insan, organizma ile makine, kamusal ile özel, doga ile kültür, erkekler ile ka­dınlar, ilkel ile uygar arasındaki ikiliklerin hepsi ideolojik bakımdan sorunludur. Kadınların fiili durumu, tahakküm enformatiği denen dünya çapındaki bir üretim/yeniden üre­tim ve iletişim sistemiyle bütünleşme ve o sistem tarafından sömürülme durumudur. Ev, işyeri, piyasa, kamusal sahne, beden; bunların hepsi, kadınlar ve başkaları nezdinde do­ğurduğu kapsamlı sonuçlarla (kuvvetli muhalif uluslararası hareketlerin hayatta kalmayı tahayyül etmesini zorlaştıran ve farklı insanlar açısından çok değişik etkilere yol açan so­nuçlardır bunlar) birlikte neredeyse sonsuz, çokşekilli bi­çimlerde dağıtılabilir ve birbirlerine bağlanabilir.
Peter Vermeulen, otizmli insanlardaki iletişimi şöyle anlatıyor : " Otizmli insanlar için dünya çok kaoslu, karışık ve düzensiz. Otizmli insanlar bütün detayları algılayıp, anlamlı bir bağa entegre edemiyorlar. Detayları algılamanın ve bunları anlamlı bir bağa entegre etmenin ismi, 'merkezi bütünleşme'. Otizmli insanların durumu, zayıf merkezî bütünleşme olarak nitelendirilir."
Dünya ekonomisyle bütünleşme, Ortadoğu ekonomisini marjinalleştirdi. Marjinalleşme, devlet ile toplum, zengin ile fakir arasında daha derin bir çatlak demekti. Eski sistemde hali vakti yerinde olanların durumu aynen devam etti ve yönetim kalarak zenginleşmenin yeni yollarını buldular. Bu daha durgun bir yerli ekonominin çıkmasına yaradı. Borçların artan yükü çoğu sıradan insanın hayatını daha da kötüleştirdi.
Reklam
55 öğeden 21 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.