“Gitme, seni bakan yapıyorum!”
“Ne bakanı?”
“Eeee... adalet bakanı!”
“Ama burada yargılanacak kimse yok!”
...
Küçük Prens bir an tereddüt ettikten sonra iç çekerek yola koyuldu.
“Seni büyükelçi yapıyorum, ” diye bağırdı kral aceleyle.
Ermiş deniz fenerlerinden aydınlık dumanlar gelir
Eski bir şarkıda gemileriyle kaybolanlar gelir
Siyah yelkenleri rüya tozlarıyla örtülü
Attila İlhan - Deniz Kasidesi şiirinden.
Fırat Sunel’in okuduğum ilk kitabı. Öylesine yüreğe dokunuyor ki tam olarak nasıl yorumlayacağımı bilemiyorum. Ne duru bir anlatım. Okuyanı sarıp sarmalayan bir kitap.
Virginia Woolf’un yakın arkadaşı biseksüel yazar Vita Sackville-West için yazdığı
Orlando, bir nevi sahte bir biyografi. Ama bir biyografiye göre fazlasıyla fantastik, fazlasıyla eğlenceli. Zaten yazar bunu kaleme alırken kendini tatile çıkardığını söylemiş.Tatil dediğin başka yerler görüp yeni şeyler denediğin, eğlendiğin bir aktivite sonuçta.
İhsan Şenocak Hoca Efendi;
"Bin yıl İslam sancağını taşıyan bir milletin yurdunda terörist devletin büyükelçisinin durması, hem ecdadın kemiklerini sızlatır hem de Rabbimizin gazabını üzerimize çeker.
Ey Siyonist büyükelçi! Şuheda kanıyla sulanan Anadolu’dan defol!"
Herşey elinin altındayken insan neden kendini öldürmek istesin ki?
VERONİKA...
Bir gün 4 kutu uyku ilacı alarak intihar girişiminde bulundu.
Neden mi?
Çünkü monoton bir hayat yaşıyordu. Her istediğene sahip renkli bir yaşam sürüyordu. Ama bir şeyler eksikti. Mutlu değildi.
4 kutu uyku ilacını içti. Ve Slovenya'nın nerde olduğunu kimse bilmediği için intihar ettiğini düşünmelerini sağlayacak -hiç kimse böyle bir nedenden dolayı intihar etmez- bir mektup yazdı. Ama intihar girişimi başarısız oldu. Ve gözlerini bir akıl hastanesinde açtı
EDUARD...
Zengin bir ailenin tek çocuğu. Büyükelçi olan babası mesleğini ona devretmek istiyor. Ama Eduard'ın hayallari var: o ressam olmak istiyor. Cennetin Görüntüleri'ni çizmek istiyor. Her aile gibi onun aileside onun hayallerini önemsemeyip kendi isteklerini yaptırıyorlar. Ve bu Eduard'ı "deli" ediyor.
Veronika hastanede gözlerini açtıktan sonra bir hafta ömrü kaldığını öğreniyor. Başlarda başaramadım diye üzülsede sonraları yaşamak istiyor. Peki onu yaşama bağlayan şey ne mi?
"DELİLİK" (Ve tabii sevgi. Şizofren ve yakışıklı bir gence karşı duyduğu aşk.)
Farklı olmak delilik ama Veronika'yı yaşatan şey de delilik.
BELKİ TAM ANLAMIYLA YAŞAMAK İÇİN DELİRMEK LAZIM.
" BİR HATIRAT:
Daha önce İş bankası yayınları hatırat serisinden çok kitap paylaşmıştım; bu serinin "hastasıyım" diyebilirim...
Bu kitap 2020 yılının son aylarında çıkmıştı. O zaman kitap satış yerinde görüp, "sonra alırım" demiştim, araya salgın tedbirleri girdi sonra kitap yok oldu. Bu yılın başında yeniden basıldı. Bu