125 syf.
9/10 puan verdi
Ömer Tuğrul İnançer
Dinin tasavvuf boyutundan söz edebilir misiniz?
Din üç sacayağı üzerine oturur: İmân, İslâm, ihsân.
Tasavvuf ihsân boyutundandır.
Yâni ihsân, sen Allah'ı görmüyorsan da O'nun seni gördüğünü bilmendir. Hatta sadece bilgi değil öyle davranmandır ihsân.
Tasavvuf işte bu ihsânın müesseseleşmiş şeklidir. Ama bugünkü fotoğrafına bakıldığı
Sayfa 55 - HayyKitap genişletilmiş 2. Baskı, Şubat 2012Kitabı okudu
Merhaba kitap severler;
@lovelybooktr 'den çıkan @denizpurut 'ın kaleme aldığı #Benzatenaşıktımsenüstünegeldin isimli kitabı okudum.
Biz bu kitabı 
Merve Karadavut moderatörlüğünde güzel bir grupla okuduk.Vesile olduğu için teşekkür ederim.
Bu kitabı okurken dünya keşke daha yaşanır bir halde olsaydı... Sizin şikayet ettiğiniz hayat, başka birinin yaşamak istediği özendiği bir hayat...Bir kez daha içim kan ağlayarak sizinle paylaşmak istiyorum...
Kitabın yorumuna gelince;
Hiç bir yere sığamayan Kaya, bir şekilde yetimhanede büyümek zorunda kalır.Okuma yazma öğrendiğinde annesinin bıraktığı mektupla neden yetimhanede olduğunu öğrenir.
En yakın arkadaşı Eymen geleceği için yurttan ayrılınca yetimhanede Sıla'yla karşılaştığında gönül kapısına alır...Ve yaşları geldiğinde kurumun,müdürü yardımcı olur yuva kurarlar.Her şey güzel giderken kader oyununu tekrar oynar...
Ben üzülerek bitirdim kitabı çok fazla detay vermek istemiyorum.
Yazar,yaşadıkları kolay olmayan soğuk yatakhanedeki çağresiz,annesiz,babasız büyüyen çocukların yalnızlığını duygularıyla ve diliyle anlaşılır bir şekilde okuyucuya sunuyor... Kaleminiz daim olsun...
Okuyucusu bol olsun...
Aşağıya kitapdan alıntı ekliyorum. "Gitmek,hazırlanarak yapılan bir eylem değildir." "Onu, annesi değil bu şehir doğurmuştu;bu binalar,şu kornalar ve sonunda duvarlar örülü olan o çıkmaz sokaklar..."
Babamın küçük kızıydım ben !
Elinden tutup bakkala götürdüğü,
Şeker alıp mutlu ettiği küçük kızı..
Küçücük bir kızdım ben..
Kanayan dizleri olan,
Pembe elbiseler içinde,
Saçı iki yana örülüp prenses ilan edilen..
Yetmedi bana bu mutluluk,
Büyümek istedim.
Ve bir gün geldi büyüdüm..
Babam artık elimden tutmuyor,
Şekerle alınacak bir gönlüm yok..
İnsan kanayan dizlerini özler mi?.
Ben özledimm...!
Öyle çok anılar biriktirmek isterdim ki seninle, öyle çok oyunlar oynamak ve senden sabahlara kadar hikâyeler dinlemek. Sen “uyku vakti” dedikçe son bir tane için yalvarmak. Öyle çok seni tanıyabilmek isterdim ki babacığım. Büyümek ve seninle dertleşmek. Tüm bunları seninle hiç deneyimleyemedim ben çünkü sen, ben henüz çok küçükken veda etmiştin bizlere. Seninle ilgili anıları hep başkalarından dinledim; ne kadar iyi bir insan olduğunu, güler yüzlülüğünü, beni kesin çok seveceğini… En sevdiğin rengi, hep gittiğin yeri, bayıldığın yemekleri ve çok daha fazlasını hep başkalarından öğrendim.Bir resmin vardı hep başucumda olan. Seni hep o yaşınla hayal ettim, hiç yaşlanmadın, boyun hiç değişmedi ve gözlerinin bakışı hiç farklılaşmadı… Gözlerimi kapattığımda hep tek bir halin vardı gözümde ve seninle yaşayamadığımız tüm anıları o tek bakışın içine sakladım…
Bugün yine sensizliğin bin kat arttığı özlemin iyice depreştiği birgün...
Babalar günün kutlu mekanın cennet olsun BABAM...
Mutluluk sıkıyor canımı,
yeniden içimin umut dolması huzursuz ediyor beni .
Doğmak büyümek ve ölmekte.
Mutsuz ,mutlu olacaksam olayım ama ortasında kalmayayım istiyorum ,
belirsizlik , umuttan sonra gelecek o kabuslar sıkıyor artık yüreğimi ben benlikten çıkıyorum ,başka bir insan oluyorum sanki...
Dik dur. Dizin kanadığında çaktırmadığın gibi, gözlerin kanadığında da koyverme hemen kendini! Çocukluk işte, düşmüşsen bırak da kanasın biraz. İzin ver ki kabuk da bağlasın. Aynı çocuk değil midir kanadığında ağlayıp kabuğunu soymaktan da kendini alıkoyamayan?
Korkma, düş! Hatta zevk al daha da aşağılara düş bazen. sürünsen ne yazar, geçmeyecek mi sonunda?
Utanma! Düşmekten de hiç korkma! Çünkü düşmek, kalkmak için aradığın o elin sana ait olduğunu öğretecektir.
İşte o zaman değişecek her şey.
Allah'ım, ne zor şey şu büyümek! Hayata tutunmak, tutunduğun dalın bir meyvesini çalmak için kökünü kesen insanlarla uğraşmak.
Sonra sevmek, uğrunda ölecek kadar çok sevmek. Yaşayabilmeyi göze almak adına çok sevmek. Her şeyden vazgeçmek hatta ve hatta büyümek, kim bilir belki de içindeki çocuktan vazgeçmek...
.
..
Sayfa 40
Her zaman ki gibi sıradan ve yorucu bir gün vardı önümde çok da belliydi sabahından... her neyse yine iş bitmiş tarladan eve döneceğim yeni avm 'lere inat unutulmaya direnen küçük bir bakkaldan elmalı bir soda aldım ki asla sade içemem. Herneyse oturdum bakkalın önüne rahatıma bakıyorum bir yandan da sodamı yudumluyorum . Yıne boş geçti derken günüm bir kız çocuğu babasının kucağında yaklaşık 3 4yaşlarında bakkala geldi bi bakış attı bana bi baktı mutlu mutlu nedeni ise kim bilir ben bile tahmin edemiyorum ...babası soruyor ne istersin ne alcan falan ben de kulak misafiri oluyorum.. sonra araca bindim tam ayrılcam bakkalın kapısından küçük kızın bana baktığını fark ettim sonra yine gözlerime bakıp bana el salladı güle güle dercesine. Bir elimde sodam diğer elimle bende ona karşılık verdim ve gülümsedi... ben neden büyümek istemediğimi bir kez daha farkına vardım , gülümsemek ama nedenini bilmeden gülümsemek ama yinede gülmek. beni mutlu ettin teşekkür ederim kuçük kız iyi ki varsın...
Ama herşeyden önce insanım,
Ve vicdanımı henüz bir daracağına asamayanlardanım.
Yaşım yirmi dört ama yaşlanıyorum.
Sizin kör baktığınız hayatın çıplak halini yaşıyorum.
Ben aykırıyım bayım
Her gün önüme süslenerek çıkan sistemin düşmanıyım.
Bir çocuk ölünce anne oluyorum,
Bir anne ölünce yetim.
Siz daha çok büyümek isterken
Ben daha çok küçülüyorum.
Yaşımdaki rakamlar değişiyor,
Bir de saç rengim.
Şimdi gidip kendime yeni bir uçurtma yapacağım,
Siz büyük olmanın keyfini çıkarın
Ben hep çocuk kalacağım..
Sayfa 121Kitabı okudu
Atatürk’ün Türk Gençliği’ne Bıraktığı Emanet
Yıl 20 Ekim 1927, Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk partisi, Cumhuriyet Halk Fırkası’nın 2. Büyük Kongresi. Mustafa Kemal ATATÜRK, kürsüde gözyaşlarını tutamadığı o konuşmayı yapmış; Türk Gençliğine seslenmiş. Nutuk’un “Türk Gençliğine Bıraktığım Emanet” adlı bölümünde yer alan Gençliğe Hitabe’yi, O’nun aramızdan ayrılışının üzerinden geçen 82 yıl sonra
