Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Beyza Nur Deniz

I made it fifty-fifty. Which is about the cruelest thing you can do to someone you love, give them just enough good to make them stick through a hell of a lot of bad.
Reklam
People think intimacy is about sex. But intimacy is about truth. When you realize you can tell someone your truth, when you can show yourself to them, when you stand in front of them bare and their response is “You are safe with me” - that’s intimacy.
İnsan kendisinin eksik parçasını bulmak umuduyla aşık olur. O yüzden de aşık olduğu insanı düşünürken, kişisine göre değişmekle birlikte, az ya da çok hüzünlenir. Çok eski bir zamanda kaybettiği, özlemle andığı, uzaklarda kalan bir odaya adımını atmış gibi hislere kapılır.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Beni çok şaşırtan -karşı cins hakkında kaba da olsa büyük olasılıkla gerçek olan bir ifadede bulundu diye Miss West neden rezil bir feminist olsundu ki- bu haykırış sadece yaralı bir kibrin çığlığı değildi; o adamın kendine inanma gücünün uğradığı saldırıya karşı bir protestoydu.
Bu bakımdan, fethetmek, hükmetmek zorunda olan saygıdeğer bir büyük için, çok sayıda insanın, hatta insan ırkının yarısının doğal olarak kendisinden aşağıda olduğunu hissetmek çok önemlidir. Sahip olduğu gücün ana kaynaklarından biri de budur herhalde.
Reklam
Bir yıl içinde kadınlara dair kaç kitap yazıldığı hakkında bir fikriniz var mı? Bunlardan kaçının erkekler tarafından yazıldığı hakkında?
Ama neden “kabahat” diyelim? Neden; eğer hayali yıkan ve onun yerine koyan şey, her ne idiyse felakete övgü düzmeyelim, bir aldanış idiyse?
İnsan, insan ırkının bir üyesi olduğu için şiir okur ve insan ırkı tutkuyla doludur! Tıp, hukuk, bankacılık, bunlar hayatı devam ettirmek için gerekli. Ama şiir, aşk, sevgi, güzellik? Bunlar da bizim yaşama nedenlerimiz!
Reklam
Elbette gazetlerde öyküler vardı, hendeklerdeki ya da ormanlardaki cesetler, ölesiye dövülmüş ya da sakatlanmış, eskiden dedikleri gibi saldırıya uğramış; ancak bunlar başka kadınlar hakkındaydı ve bunları yapan erkekler başka erkeklerdi. Hiçbiri tanıdığımız erkekler değildi. Gazete öyküleri bizim için rüya gibiydi, başkalarının gördüğü kötü rüyalar. Ne korkunç derdik, öyleydiler ancak inandırıcı olmaksızın korkunçtular. Aşırı melodramatiktiler, bizim hayatımıza ait olmayan bir boyuta sahiptiler.