Kim kardeşi için kuyu kazarsa, O kuyuya kendisi düşer. İmâm Ca'fer-i Sâdık (r.a) ...
İnkilapKitabı okuyor
Ca'fer-i Sâdık (R.A.) Hazretleri kendi müridlerinden ve sevdiklerinden ayrılarak bir zâviyeye girip oturmuştu. Müridleri kendisini bulup ve bulunduğu mağaranın kapısına oturmuşlardı. İçlerinden seçtikleri sözcüleri Şeyhe dedi ki:
Şeyhimiz! Kerem eyle. Gel bizim aramızda yine bize nasihatlarına devam et. Mübarek nefeslerinizden bizim ölü gönülferimiz dirilsin. Bizim kurtulmamıza sebep olasınız.
O sultan dedi ki:
Şimdi bu zaman, tez elden pişman olacak ve sükûtu tercih edecek zamandır.
Sayfa 78 - Arslan YayınlarıKitabı okudu
Çeşitli gulât firkalarında hulul ve tecsid.
* Abdullah b. Sebe" "Şüphesiz, Ali ilâhtır"
* Şürey'iyye'nin inancına göre "Allah Teâlâ beş kişiye hulul etmiştir: Hz. Muhammed, Ali, Fatima, Hasan ve Hüseyin." (r.a.)
* Ümeyriyye ki bunlar Hattabiyye'nin bir koludurlar- Ca'fer-i Sadık'a tapmışlar, onun kendilerinin rabbi olduğunu iddia etmişlerdi.
* Cenahiyye, "Allah'ın ruhu peygamberlere ve imamlara hulul eder" iddiasındadır.
* "Beyâniyye'nin iddiası ise "ilâhî bir parça Hz. Ali'ye hulul etmiş ve onun bedeniyle bir olmuştur; bu ilähl parça sebebiyle o gaibi biliyordu."
* Hattâbiyye de imamların ilâh olduklarını ileri sürmektedir. Ebu'l- Hattab "Hasan ve Hüseyin'in çocukları Allah'ın oğullarıdır, onun sevgilileridir. Şüphesiz, Ca'fer de ilähtır." deyip duruyordu.
* Rezzamiyye (Ebu Müslim Horasini'nin öcünü alan gulât firkastdur) ilah ruhunun Ebu Müslim'e hulul ettiği zehabına kapılmıştır.
*Kamiliyye, "imamet şahistan şahsa intikal eden bir nurdur. Bu nur bir şahista nübüvvet olur, diğer bir şahista da imamet olur." görüşündedir.
* Cenahiyye, "Allah'ın ruhu önce Adem'de idi sonra başka bedenlere intikal etti ve en sonunda da kendisine (yani firkanın kurucusuna) geldi." fikrindedir.
* Harbiyye, hulul mânâsında olmak üzere kendisinin ilah olduğuna kaildir. Hattabiyye'den bir grup da Ebu'l-Hasan'ın ilah olduğuna iddia etmişler ve ona tapmışlardır.
Sayfa 61 - ŞİA FIRKALARIKitabı okuyor
Ön yargılı olmayın.
“Size din kardeşinizin bir hatası ulaşınca, yetmiş yoldan tevil edin, hüsn-ü zan edin. Yetmiş yoldan dahi tevil edemezseniz, mutlaka benim aklıma gelmeyen bir sebepten böyle yapmıştır deyin.”
Ca'fer-i Sâdık (r.a.)
Ca'fer es-Sâdık'a (r.a), "Yüce Allah'ı gördün mü?" diye sorulunca hazret, "Ben görmediğim rabbe ibadet etmem!" cevabını vermiştir. Kendisine, "O'nu nasıl gördün; halbuki, gözler O'na ulaşamaz" diye sorduklarında ise şu cevabı vermiştir: "O'nu gözler baş gözü ile göremez, fakat imanın hakikatine ulaşarak kalpler O'nu görür. O, zahirdeki duyu organları ile bilinmez, insanlar ile kıyas edilmez."
