Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
"Genel olarak kadınların çok daha sakin olması beklenir ama kadınlar da erkeklerin hissettiği gibi hissediyor, kadınların da aynen erkek kardeşleri gibi melekelerini korumak için harekete ve çabalarını göstermek için bir alana ihtiyaçları var, aynen erkekler gibi onlar da katı sınırlardan, sonsuz bir durgunluktan acı çekiyor; o yüzden nispeten ayrıcalıklı hemcinslerinin, kadınların kendilerini eve kapatıp puding yapmaları ve çorap yamamaları ya da piyano çalmaları veya çantaları süslemeleri gerektiğini iddia etmeleri gerçekten çok dar kafalılık. Geleneklerin kadın cinsiyetine layık gördüğü görevlerden daha fazlasını yapmaya çalışan, daha fazla şey öğrenmeye çalışan insanları suçlamak ya da onlarla alay etmek çok düşüncesizce bir davranış."
Tarafını seç
"Kadına yazmayı öğretmek, fitneye sebep teşkil eder" diyor dinin Peygamberi. Bir de Mustafa Kemal Atatürk ne diyor kadınlar için onu görelim: "Tarlalarda erkeklerle birlikte çalışan, kasabalarda pazar yerine giden, yumurta ve tavuğunu satan, ondan sonra kendisine gerekenleri bizzat satın alan, çalışmalarının hepsinde kocalarına yardımcı olan kadınlar!.. Ben bu kadınlar arasında kocalarından daha iyi işten anlayanlara ve hesap yapanlara rastladım." "Bir toplum, cinslerden yalnız birinin yüzyılımızın gerektirdiklerini elde etmesiyle yetinirse, o toplum yarı yarıya zayıflamış olur. Bizim toplumumuzun uğradığı başarısızlıkların sebebi, kadınlarımıza karşı ihmal ve kusurdur:' İşte biri Allah'ın Peygamber'i ki kadınlar tarlalarınız. onlara dilediğiniz taraftan yanaşın diyor. Diğeri de bu toplumun bağrından çıkan deha bir lider. Bu da kadınlar erkeklerin arkasında değil yanlarındadır, beraberdir, omuz omuzadır ve eşittir demektedir.
Reklam
İbn Abbas, Cahiliye döneminde bazı insanların cariyelerini fuhşa zorladıklarını ve onlar üzerinden para kazandıklarını ifade etmektedir. Cariyelerin hepsi fuhşa zorlanmazdı ancak fuhuş sektöründe çalışan kadınların tamamı cariyelerdi. Onların âdeta tekelinde olan bir başka alan da eğlence hayatıydı. Rivayetler kimi zengin ve itibarlı Arapların evlerinde şarkıcı cariyelerin bulunduğunu ve eve gelen misafirleri eğlendirdiklerini göstermektedir. Eğlence ve fuhşun bir arada olduğu mekânlarda çalışan kadınlar da yine cariyelerdi.
Sayfa 28 - SELENGE YAYINLARIKitabı okudu
222 syf.
·
Puan vermedi
·
4 günde okudu
Osmanlı döneminde yaşanan bir aşk, her dönemde olan iyi ve kötü insanlar ve dönemin siyasi olayları… Hepsini barındıran bir eser Aynı Yıldızın Altında. O zamanların siyasi karmaşası içinde, kadının konumu değişirken; hem toplum içerisinde varlığını kanıtlamaya çalışan, hem de aşkını yaşamaya çalışan o kadınlar… Bazen ilerledikleri yolda tökezleseler de asla vazgeçmediler. Bazen aşkları yarım kaldı, sevdikleri toprak altında yitti bazen ise, meydana çıkıp kadınların gücü için birbirlerine destek oldular. Her şeyi denediler, ama vazgeçmeyi asla düşünmediler. Dirayetli karakterleri ile örnek olan birer kadın oldular… İki kız kardeş Nerime ve Nebiye, sevdiklerine asla tam anlamıyla kavuşamadılar. Hep yüreklerinde taşıdıkları yara ile hayatlarına devam ettiler. En dibe düşmüşken, daha güçlü kalktılar düştükleri yerden ve hep sıkı çalıştılar. Yeniden kendilerini topladıklarında, sevdiklerinin çoğu yoktu yanında. İki kardeş birbirine sımsıkı sarılarak devam ettiler yaşamaya. Ta ki, olaylar karışıncaya kadar… O karmaşa da bile dimdik duran bu kadınlar, yıllarca neler yaşadılar?.. Yaşanan dönemin izlerini taşıyan ve yansıtan, yalın anlatımı ile sıkmayan ve yazılan aşk olayları ile daha da merakla kendini okutan bir eserdi benim için. Saf sevgi ve kadının gücünü okumaktan öte izledim bu romanda. Son sayfalarda ise gözyaşlarım ile veda ettim esere… Yazarın kalemi daim, okuyucusu bol olsun.
Aynı Yıldızın Altında
Aynı Yıldızın AltındaOya Akçizmeci · Ayrıkotu Yayınları · 20247 okunma
1944'te 14,9 milyon Alman kadın istihdam edilmekteydi (Avusturya dahil) ve bu rakam Alman sivil işgücünün yüzde 53'ünü oluşturmakta ve on beş ila alt­mış yaş arası tüm Alman kadınların yarısından fazlasını kapsamak­taydı. Düşük istihdam yerini tam istihdama ve daha sonra, büyük ölçüde savaş sanayiinin genişlemesi nedeniyle emek kıtlığına yol açın­ca, sanayideki kadın işçi sayısı 1933 (1,2 milyon) ile 1936 (1,55 mil­yon) arasında yüzde 28,5, ertesi iki yılda yüzde 19,2 arttı. Sadece ça­lışan bekar kadınların sayısı değil, çalışan evli kadınların ve annelerin sayısı da arttı. Weimar dönemi ile 1939 arasında işgücü için­de evli kadınların sayısı ve tüm çalışan kadınlar içindeki oranları dra­matik bir biçimde yükseldi ve sanayideki evli kadın işçilerin sayısı neredeyse ikiye katlandı (1925'te yüzde 21,4, 1933'te yüzde 28,2, 1939'da yüzde 41,3; tüm çalışan evli kadınlar: 1925'te yüzde 31, 1933'te yüzde 37, 1939'da yüzde 46). 1939'da tüm çalışan kadın­ların yüzde 24'ünden fazlasının çocukları vardı ve bunlardan evli olanlar, tüm evli çalışan kadınların yüzde 51'ini oluşturmaktaydı.
136 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
5 günde okudu
"Yalanlar üzerine bir evlilik kurulamaz..." Umuda Yolculuk, Elif Ünal Yıldız Fısıldayan kalemler başkanı Elif Ünal Yıldız Hanım'ın bana hediye etmiş olduğu 'Umuda Yolculuk' kitabını büyük bir dikkatle okudum. Sonuna kadar kitabın sonu nasıl bitecek diye merakla diyorsunuz. Kaç defa kitaptaki karakter Yağmur'un yüzü
Umuda Yolculuk
Umuda YolculukElif Ünal Yıldız · 20237 okunma
Reklam
"Çok uzun yıllar boyunca bütün toplumlarda kadınlar, erkeklerin sahip olduğu basit bir eşyadan başka bir şey değildi. Ortaçağ civarlarında buna karşı çıkmaya çalışan kadınlar, sırf erkekler öyle karar verdiği için cadı diye avlanarak yakıldı. Bırak yönetici olmayı, çok uzun bir süre yöneticiyi seçebilmek için oy hakkı bile olmadı. En acısı da kadını ikinci sınıf gören bakış açısının, 1980'lere kadar bilim dünyasında bile kendisine güçlü bir şekilde yer bulmasıydı. Peki, şu an çok mu farklı?
"Düşünsel anlamda var olmaya çalışan kadınlar bir toplumda erkekler için tehdit olmaya başlamışsa, bu korku zamanla içinde şiddeti de doğurur. Çoğu öldürür ve bu toplumca normal karşılanır. Çünkü öldürenler ile normal karşılayanların düşünceleri arasında erkekleri yeğ tutan bir ilinti vardır."
Bir erkeğin kaleminden ilginç bulduğum bir yazıyı sizlerle paylaşıyorum
Annelik kutsal mı? Annelik bir roldür ve bir Kadın tek bir rolden ibaret değildir. ● Tek role sıkıştırılan bir hayat, ● Gizli depresyonlar, ● İfade edilmemiş öfkeler, ● Aralıklı patlayan 30 40 yaş sendromları doğurur. Kutsallaştırdıkça; çocuk sahibi bir kadını kendisi olmaktan, kendi amaçlarını gerçekleştirmekten, varoluşunu
622 syf.
10/10 puan verdi
·
5 günde okudu
Oblomov sen tembel değilsin.
Hüzünlenerek bitirdiğim kitaplardan oldu kendisi. Çok da keyif alarak bitirdim. Herkes demiş tembellik, aylaklık vs. Sorun bakalım Oblomov ne yaşamış. İlla ki yaşamıştır. İnsanın durduk yere tembel olması benim için imkansızdır. Ya çevresindeki insanlar kötüdür ya da gerçekten ciddi bir travma yaşanmıştır, öyle değil mi? Amacım kitaptaki ana
Oblomov
Oblomovİvan Gonçarov · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202139,3bin okunma
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.