156 syf.
·
Puan vermedi
Anne babası tarafından masal okutularak uyutulan veya büyütülen bir çocuk olmamama rağmen ilkokul öğretmenim vesilesiyle dünya edebiyatında yer edinmiş, kült sayılan bütün masalları okumuş olabilirim. Bu kitabı okurken aradan bu kadar zaman geçmiş olmasına rağmen detayları anımsarken hep gülümsedim. O zaman idrak edemediğim şeyleri şimdi düşündüm
Bir Masal Anlat
Bir Masal AnlatFiliz Özdem · Yapı Kredi Yayınları · 201634 okunma
120 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
İNCELİKLİ DUYGULARIN KİTABI “GECE SÜTÜ”
Gece Sütü
Gece Sütü
İNCELİKLİ DUYGULARIN KİTABI “GECE SÜTÜ” Şeyda Apaydın’ın ilk öykü kitabı “Gece Sütü”nde yer alan ilk öykü “Damla Sakızı”, onu ve dolayısıyla onun kalemini tanımama vesile olan öyküdür. Ödüllü bir öyküydü. Bahçelievler, Tunalı, Sıhhiye Köprüsü ve fıskiyelerden yükselen suyunda zarif, beyaz kuğuların yüzdüğü Kuğulu Park’ıyla bir Ankara
Gece Sütü
Gece SütüŞeyda Apaydın · Arte Yayınları · 20226 okunma
Reklam
İnsan ve Sembolleri - Arketipler
_Rüyanızda şeytanla mücadele ettiğinizi gördüğünüzde fark edeceksinizdir ki mücadele ettiğiniz yalnızca kendinizdir. Düşünü gördüğümüz kimse, İçimizdeki diğer yandır. Tanrım şükürler olsun ki beni böyle yaratmamışsın. Düş, düşü gören kişiye değil, bir topluluğa, halka, insanların tümüne aittir. Gelecekteki kişiliğimiz çok önceden oradadır ama
_Psişe, insan zihninin, bilincinin ve bilinç dışının tamamıdır. Galaksilerin ardında tanrıyı aramayı hayal edemeyiz. Her şey psişenin ürünüdür. Eski yunanca'daki psyche sözcüğü, "kelebek" anlamına gelir." Latince'deki animus ruh ve anima can, eski yunanca anemos rüzgar sözcüğüyle aynı köktendir. _Vücudun merkezi de başta
Allahım bu nasıl bi koku
Bu kokuda bir tazelik vardı, ama limon ya da turunç tazeliği değil,Mürr ağacı, tarçın yaprağı, kıvırcık nane, huş ağacı, kâfuru, çam iğnesi, mayıs yağmuru, ayaz ya da kaynak suyu tazeliği... de değil, hem de bir sıcaklık vardı, ama bergamot, selvi, misk gibi değil, yasemen,nergis gibi değil, gül ağacı gibi değil, süsen... gibi de değil. Bu korku hem uçucu hem ağır ögeleri olan bir karışımdı, karışım değil bunların birleşimiydi, üstelik az, zayıf, yine de sağlam, taşıyıcılığı olan,ince,tiril tiril bir parça ipekli gibi... yine ipekli gibi de değil, içinde bisküvi eritilmiş ballı süt gibi- ama bu da olur mu hiç,süt nerede, ipek nerede! Kavranmaz bir şeydi bu koku, tasvire sığmaz, hiçbir yere oturtulamayan bir şey....
Sayfa 83
şubat - 17. bölüm
samim akça: isaac christin novak'ın kim biliyor musun? arif komiser: bilmiyorum, kimmiş? samim akça: al tahra diye bir yer duydun mu hiç? peki bağdat diye bir yer duydun mu? al tahra, bağdat yakınında küçük bir kasaba. adem babamızla havva annemiz hani elmayı yediler falan, o hikayeyi de hatırlıyorsundur herhalde. neyse, o elmayı yiyip
Reklam
60 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.