Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Yeni dönemin başladığını ilk ifade eden, İsmet Paşa olmuştur. Demokrasiye geçiş sürecinde önemli bir kırılma noktası olarak tarihi geçen 19 Mayıs 1945 tarihli konuşmasında İsmet Paşa şunları söylemiştir: “Memleketin siyaset ve fikir hayatında demokrasi prensipleri daha geniş ölçüde hüküm sürecektir." Paşa'nın bu konuşmasından cesaret
Yaratılanların bir kısmını da, hem ol sözüyle hem de iki sıfatıyla-celal ve cemal- (kudret elleriyle) var etti. İnsan bu şekilde yaratılmıştır. Hem celal hem cemal sıfatları yaratılışında mevcut olduğu için "insan Allah'ın suretine göre var oldu" denilir.
Sayfa 10
Reklam
Ebu'l-Alâ Afîfî'nin Talikat adlı esere Giriş Yazısı
İran ve Türk şairleri, -Hakkın ezelî nûruyla âlemin bütün yönlerini nasıl aydınlattığını; -Hakkın isimlerinin, Varlık ile ezelî yokluk halindeki mevcutların a'yânını nasıl aydınlattığını; -bunlardan her birisinin, aynaların görünen şeylerin sûretlerini yansıttığı gibi, isimlerin kemâllerini nasıl aksettirdiğini; -ilâhî celâl sıfâtlarının cehennem ateşinde ve şeytanlarda, cemâl sıfâtlarının ise, cennet ve meleklerde nasıl tecellî ettiğini; -insanın kendi nefsinde bütün bu sıfâtları toplayıp, büyük âlemde bulunan cemâl ve celâl sıfâtlarının kendisinde bulunduğu küçük bir âlem nasıl olduğunu tavsif etmişlerdir. Bunlar, vahdet-i vücûd mensubu Iran ve Türk şairlerinin ifâde ettiği bazı düşüncelerdir, hepsi de, özü itibarıyla, İbnü'l-Arabi'nin sisteminden ve Fusûsu'l-hikem kitabında ifâde ettiği bir takım görüşleridir. Ebu'l-Alâ Afîfî 20 Ağustos 1946/23 Ramazan 1365 İskenderiye
Sayfa 31 - İZ YAYINCILIK ☪ 2. Baskı İstanbul, 2002Kitabı okudu
KORKU NEDİR? KURANDAN TAHLİL
Takvâ sözcüğünün anlamında “korku” ve “korkmak” unsurları bulunmasına rağmen,takvâ’nın sadece “korku” olarak anlaşılması doğru değildir. Fakat ne yazık ki, birçok meal ve tefsir, takvâ ve ittikâ sözcüklerini sadece “korkmak” anlamıyla açıklamıştır. Takvâ veittikâ sözcüklerinin ifade ettiği korunma ve sakınmanın Arapça’da havf, mehâfet, rehbet gibi
Celal ve Cemal Sıfatları için...
Arkadaş! Cenab-ı Hakk'ın sıfât-ı ezeliye âleminde biri celalî, diğeri cemalî iki türlü tecellisi vardır. Celal ile Cemal'in sıfât-ı ef'al âleminde tecellisinden; lütuf ve kahr, hüsün ve heybet tezahür eder… Âsâr ve a'mal âleminden âlem-i âhirete intıba' edince; lütuf, Cennet ve nur olarak; kahr da, Cehennem ve nar olarak tecelli eder. Sonra âlem-i zikre in'ikas edince; biri hamd, diğeri tesbih olmak üzere iki kısma ayrılır. Sonra âlem-i kelâmda tecelli edince, kelâmın emir ve nehye taksimine sebeb olur. Sonra âlem-i irşada intikal edince; irşadı tergib ve terhib, tebşir ve inzara taksim eder. Sonra vicdana tecelli edince, reca ve havf husule gelir. Sonra irşadın iktizasındandır ki, havf ile reca arasındaki muvazene devamla muhafaza edilsin ki, reca ile doğru yollara sülûk edilsin, havf ile de eğri yollara gidilmesin. Ne Allah'ın rahmetinden me'yus, ne de azabından emin olunsun.
Mahiyet-i Küfür
12 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.