Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
"Bilmezsin, bu Hidayet ne hokkabazdır. Kimse yokken Naima okur, misafir gelince elinde Plutarkos'la karşılar. Gece saraya söver, gündüz saraydan ihsan alır. Salonlarını döşeyen antika eşyalar gibi konağına aldığı misafirlerde de damga ve üslup arar; Hidayet'in konağını biraz da misafirleri döşer."
Sayfa 60 - oğlakKitabı okudu
Eş-Şekûr
Şükretmek , iyiliğe iyilikle karşılık vermek demektir. Allah'ın verdiği nimetlerden dolayı kulların ona şükretmesi bir vecibedir. Allah kendisine şükredenlere karşı daha çok nimetlere ihsan eder. Onun hazinesi tükenmez "Şükrederseniz daha çok veririm." mealindeki ayet bu hususu anlatmaktadır
Reklam
Nasıl ki mide bir rızk ister; öyle de, kalb ve ruh ve akıl ve göz ve kulak ve ağız gibi insanın latîfeleri ve duyguları dahi Rezzâk-ı Rahîm'den rızklarını isterler ve müteşekkirâne alırlar. Her birisine ayrı ayrı ve onlara lâyık ve onları memnun ve mütelezziz eden rızkları, hazine-i rahmetten ihsan edilir. Belki Rezzâk-ı Rahîm, onlara daha geniş rızk vermek için göz ve kulak, kalb ve hayal ve akıl gibi o latîfelerin her birisini, hazine-i rahmetinin birer anahtarı hükmünde yaratmış. Meselâ göz, kâinat yüzündeki hüsün ve cemâl gibi kıymettar cevher hazinelerinin bir anahtarı olduğu misillû, ötekiler dahi –herbiri– birer âlemin anahtarı olur; îmân ile istifâde eder. Ramazan İktisad Şükür
Sayfa 56 - RnkKitabı okudu
Yani bütün mevcudatta sebeb-i medh ü sena olan kemalât onundur. Öyle ise hamd dahi ona aittir. Ezelden ebede kadar her kimden her kime karşı gelen ve gelecek medh ü sena ona aittir. Çünkü sebeb-i medih olan nimet ve ihsan ve kemal ve cemal ve medar-ı hamd olan her şey onundur, ona aittir.
Yani her kalp sahibi bir insan; zîcemal, zîkemal, zîihsan bir zatı sever. Ve o sevmek dahi cemal ve kemal ve ihsanın derecatına nisbeten tezayüd eder, perestiş derecesine gelir, canını feda eder derecede muhabbet bağlar. Yalnız bir defa görmesine, dünyasını feda etmek derecesine çıkar. Halbuki bütün mevcudattaki cemal ve kemal ve ihsan, onun cemal ve kemal ve ihsanına nisbeten; küçük birkaç lemaatın, güneşe nisbeti gibi de olmaz. Sözler
Sayfa 642Kitabı okudu
"Nasıl ki mide bir rızk ister; öyle de, kalb ve ruh ve akıl ve göz ve kulak ve ağız gibi insanın latîfeleri ve duyguları dahi Rezzâk-ı Rahîm'den rızklarını isterler ve müteşekkirâne alırlar. Her birisine ayrı ayrı ve onlara lâyık ve onları memnun ve mütelezziz eden rızkları, hazine-i rahmetten ihsan edilir. Belki Rezzâk-ı Rahîm, onlara daha geniş rızk vermek için göz ve kulak, kalb ve hayal ve akıl gibi o latîfelerin her birisini, hazine-i rahmetinin birer anahtarı hükmünde yaratmış. Meselâ göz, kâinat yüzündeki hüsün ve cemâl gibi kıymettar cevher hazinelerinin bir anahtarı olduğu misillû, ötekiler dahi –herbiri– birer âlemin anahtarı olur; îmân ile istifâde eder."
Sayfa 57 - rnkKitabı okudu
Reklam
Îro Mi Dî Weqtê Seher • Melayê Cizîrî
îro mi dî weqtê seher Ew dilbera sundus di ber Dîsa di lebsê sor û zer Nûrek munezzeh bû beşer Biskên siyah xalên di qer Reşkagulê zulf çûne ser Eswed bû da`im secde ber Min bestî `eqda niyyetê
590 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.