Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.37.31
Aşk mı?sadakat mı?.
Değişik hisler içerisinde okuduğum bir kitap oldu açıkçası. .Çoğunlukla topluma ters olan şeyler var ama güzel de bir aşk var.
Cemile ,zengin bir aileye gelin giden güzel bir kadın. Köyün neredeyse tüm erkekleri gibi onun da kocası savaşa gitmiş ve hastanede yatıyor. Tüm erkek işlerini köyün kadınları yapmak zorunda ..Cemile'nin en büyük yardımcısı ve arkadaşı ;"kicine bala "dedigi küçük kaynı.Sonra bir savaş gazisi olan Danyar geliyor köye ve beraber çalışmaya başlıyorlar ve güzel bira ask hikayesi başlıyor. Tabi burda bence temel sorun,kaynının bunu bilmesi ve hatta çanak tutması..O çocuğunsa en büyük hayali bir ressam olabilmek..
Aytmayov un en ünlü eserlerinden "Cemile"
Fransız şair Louis Aragon öyle etkilenmiş ki öyküden, Fransızcaya çevirmiş ve kitap Aytmatov un Avrupa'da tanınmasını sağlamış..
Etkili bir aşk hikâyesi...
Cemile, Cengiz Aytmatov'a ilk büyük şöhretini kazandıran eseri. Birçok yorumcu en güzel aşk hikâyesi olarak değerlendirmiş. Hikâyeyi Cemile'nin kocasının erkek kardeşi, 15 yaşındaki bir genç çocuktan dinliyoruz.
Biraz içeriğinden bahsetmek istiyorum.(Spoiler içerir.)
.
İkinci Dünya Savaşı yılları, Kırgızistanlı
Geçtiğimiz yıl Kırgız edebiyatının ünlü ismi Cengiz Aytmatov'un Ketebe Yayınlarından çıkan külliyatını almıştım. Bu yıl okumalarımda mümkün olduğunca yer vermeye çalışacağım. Doğrusu ilk tercihimi Cemile'den yana yapmamın sebebi inceliğiydi. Tevafuk olmuş, araştırdığımda Cemile'nin yazarın ilk kayda değer eseri olduğunu öğrendim. Öncesinde sadece bir iki kısa hikâyesi var.
Hem çok sevdim hem de nefret ettim. Çok sevmemin sebebi yazım, üslup, betimlemeler, ahenk, karakterlerin ifade ediliş tarzı. Bozkır, köy ortamı, içinde bulunulan zamanın koşulları hepsi çok başarılı aktarılmış. Nefret etmemin sebebi ise konusunun ta kendisi, karakterler ve verilen mesaj. Yani biçim yönünden güzel yazılmış içerik yönünden uygunsuz bir hikâye.
Atalarımızın yaşanmışlıkları bizi nasıl etkiler?
Kitapla hiç bilmediğin zamanlarda gezer, tanımadığın hayatlara misafir olur ve duymadıklarını öğrenirsin...
Bugün 3'ünü de içinde barındıran bir kitapla geldim.
"Kimseye etmem şikayet" şarkısını bilmeyen yoktur sanırım. Hüzünlendirir ama herkes kendine yakınır dinlerken. Peki eserin gerçek ve travmatik hikâyesini biliyor musunuz?
İlk olarak bunun neresi 'dünyanın en iyi aşk hikayesi'? Dönem okura yarı yarıya olsa da iyi aktarılmış olabilir tüm puanım buna zaten ama kitap saçma sapan bir olay örgüsünü ve tamamen yasak bir aşkı anlatıyor. Kurgu sonuçta deyip geçemeyeceğim. Çünkü ona kalırsak Sadık cephede şehit düşebilirdi ya da mektuplarında Cemile beni beklemesin diyebilirdi. Tamam kimse Cemile'nin yerinde olmak istemez ama dünyada başka kadın yokmuşçasına cepheye yardıma giden herkesin Cemile'nin peşinde olmasına mı sinir olayım yoksa Cemile'nin bunları görüp evli olduğu kişiyi değil de aşığı Danyar'ı düşünüp herkesi etrafından kovmasına mı? Ha bir de anlatıcı dahi yengesine yani Cemile'ye aşık. 'Bunu da dünyanın en iyi aşk hikayesi' diye önümüze koymuşlar. Saçma sapan bir kitap okudum bana göre. Hoşlanmadım. Önermiyorum.
Milletinin tarih seyrinde kazandığı sosyal, kültürel, edebî ve askeri, ezcümle bütün maddi ve manevi zenginliğini eserlerine yansıtan, yapıtlarında kendi ifadesi ile tipik insanı ortaya koymaya çalışan 𝐀𝐲𝐭𝐦𝐚𝐭𝐨𝐯'un, kendisine ilk şöhreti kazandıran ve birçoklarınca en güzel aşk hikâyesi olarak değerlendirilen, töre ve çevre şartlarının insan
Savaş çıkaranlar gün yüzü görmesin
Toprak Ana kitabı bana biraz Sultanmurat ile Cemile kitabını andırdı biraz benzerlikler var.
Klasik Cengiz Aytmatov kitabı yine savaşları konu alıyor, savaşın acı yüzünü gösteriyor bize. Sürekli savaşlara lanetler ediliyor kitapta. Çünkü giden geri gelmiyor, kalanlar ise daha kötü oluyorlar. Zaten geriye kalanlar hep çocuklar ile kadınlar oluyor. Savaş en çok çocuklar ile kadınlara zarar veriyor.
Yaşar Kemal'in dediği gibi "savaş çıkaranları alıp savaşın en ön cephesinde koyacaksın, gel arkadaş savaş diyeceksin. Bakalım ondan sonra hiç savaş çıkarırlar mı?"
Aliman bana biraz Cemile'yi andırdı, dul kalıyor ama Aliman'ın hikayesi biraz daha kötü sonlanıyor. Cemile'nin hikayesi en azından mutlu bir şekilde bitiyor. Tolgonay ise bana Sultanmurat'ı andırdı hırsızların peşinden ayıyla giderken atının vurulması sahnesi Sultanmurat kitabında geçiyor benzerlik olarak bunlar var. Onun dışında pek benzerlik yer almıyor.
Okuması çok güzel, çok akıcı kitabı elinize aldığınız anda bırakmak istemiyorsunuz. Çünkü hep devamını merak ediyorsunuz ve sonları şaşırtıcı oluyor.
Şunuda eklemek isterim sonu üzebilir, hatta ağlatır.
İyi okumalar.
1943 yılında Kırgız bozkırlarında küçük bir köyde geçiyor hikaye. Köyün tüm erkekleri savaş gittikleri için köylerde sadece kadınlar ve küçük çocuklar kalmıştır. Şen şakrak, güzeller güzeli Cemile evlendikten dört ay sonra kocası savaşa gitmiştir ve kocasının ailesi ile baş başa kalmıştır. Köydeki tüm iş yükü kadınların omuzlarındadır.
Savaşta yaralandıktan sonra köye dönen Danyar ve Cemile'nin aşk hikayesini bizlere Cemile'nin kaynı Seyit anlatmaktadır.
Kitabın arka kapağında "dünyanın en güzel aşk hikayesi" olduğunu belirten bir alıntı var. Bunun ifade etmediği şey, bunun sadece romantizm anlamında bir aşk hikayesi olmadığı, aynı zamanda daha derin bir aşkla ilgili olduğu; toprağa, geleneğe, müziğe, sanata, yaşamın kendisine olan aşk. Örneğin Seyit'in Danyar'ı ilk kez şarkı söylerken dinlediği şu anlatımı ele alalım:
"Deli gibi aşıktı Danyar. Anladığıma göre sevdiği bir de yoktu. Onunkisi toprağa, yaşama karşı duyulan bir aşktı, derin bir tutkuydu. Yalnız, Danyar sevgisini içine gömmüştü; onu müziğiyle dışa vuruyor, onunla yaşıyordu şimdi. Yoksa sevmeyen bir insan, sesi ne denli güzel olursa olsun, böyle türkü söyleyemez."
Dil, lirik ve akıcı bir şekilde ilerliyor. Burada da harika bir zaman ve mekan duygusu var. Kendimi tamamen bozkırdaki kırsal yaşamın içindeymiş gibi hissettim.
Spoiler içerir.
Hayatın ahlaki unsurlar üzerine tesis edilmezse iplik yumağına dönüşeceğini düşünen ve bunu da ispat edebilecek benim için elbette ki bu hikaye aşk hikayesi değildi. Aşk, kimseyi incitmemeli. Başkalarına karşı sadakatsizlik içeren bir ilişkiye aşk denmemeli. Her neyse, romanın anlatımını tesirli buldum. Danyar'ın doğaya olan sevgisi ve Cemile' nin güzelliğinin yanısıra güçlülüğüyle de yansıtılan bir karakter olması hoşuma gitti.