Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
İsimsiz.
E-book olarak okumak İsterseniz. drive.google.com/file/d/1upa9t7o... Her son yeni bir başlangıca gebedir. Bitmek; kimine göre bir son, başkasına göre yeniden doğuştur. Her şeyin sonu olduğu gibi bununda bir sonu vardır. Geç olsa da öğrendim artık. Şimdi baktığımda geride ne bırakabiliyorum ve siz
4.48 Psikoz Tam metin
(Çok uzun bir sessizlik) Ama senin dostların var. (Uzun bir sessizlik) Çok dostun var. Onların sana bu kadar koltuk çıkmaları için ne veriyorsun onlara?
Reklam
Gönüllü Kulluk Üzerine Söylev - Etienne de la Boetie
Sayısız insanın isteyerek, dahası köle gibi tek bir tirana boyun eğmeleri, ne kadar utanç verici ve haysiyet kırıcı! Onlara mülkiyet üzerinde, ana ve babaları üzerinde, karıları ve çocukları üzerinde, dahası kendi hayatları üzerinde hicbir hak tanımayan bir tiran - nasıl bir insandır böyle biri? O, ne bir Hercules'tir ne de bir Samson'dur! Çoğunlukla halkın arasında bir cüceden, en yavşak korkaktan başka biri değildir - iktidarının asıl kaynağı, kendi gücü değildir; o, çoğu zaman en aşağılık fahişelere kölelik eder. Ona boyun eğenler, ne kadar aşağılık yaratıklardır! İki, üç ya da dört kişi tek bir kişiye karşı baş kaldırmadıklarında, bu anlaşılabilir bir cesaret eksikliğidir. Fakat yüzlerce ve binlerce insan tek bir kişinin vurduğu zincirlere sabır gösterdiklerinde, insanoğlunun saygınlığından ve irade özgürlüğünden geriye ne kalır? Bir tirandan kurtulmak için zorbalık şart değildir. Ülke artık ondan bıktığında, o kendiliğinden yıkılır. Yeter ki, aşağılanmış ve köleleştirilmiş olan halk onun elinden bütün haklarını alsın. Özgür olabilmek için, boyunduruktan kurtulmaya yönelik sağlam bir irade yeterlidir... Bundan böyle köle olmayacağınız konusunda kesin karar alın - işte o zaman özgür olursunuz! Tirandan desteğinizi geri çekin, işte o zaman o, altından kaidesi çekilmiş bir sütun gibi yıkılacak ve paramparca olacaktır."
Kız Çocuğu
K. Köyü’nde sıradan bir yaz günüydü. Burada günler birbirine o kadar çok benzerdi ki haftanın veya ayın hangi günü olduğunu kimse bilmezdi. Ortadan akan bir derenin ikiye ayırdığı köy, sağlı sollu iki tepeye kurulmuştu ve bu haliyle adeta ortadan ayrılmış kalın bir kitaba benzerdi. Derenin suyu yazın kuruyacak kadar azalır, ilkbaharda ise birkaç
"DÖŞEĞİMDE ÖLÜRKEN"İ NASIL OKUMALI? 1- "Döşeğimde Ölürken" ve Faulkner William Faulkner, beşinci romanı “Döşeğimde Ölürken”i 1929'da yalnızca altı haftada, Büyük Depresyon’ın başlangıç tarihi olan 29 Ekim 1929’dan bir gün önce başlayarak, yazdı . 1930'da küçük düzeltmeler yapıldıktan sonra yayınlanan roman,
cesaret ana ve çocukları- brecht
Reklam
Müslüman mı, Yoksa Tebaa mı Yetiştiriyoruz?
Aslında, asırlardır birinci kaynaktan gelen İslam fikrinin anlaşılamamasının neticesi olarak biz, gençliğimizi yanlış eğitiyoruz. Düşmanımız eğitimli, sert ve pervasız, Müslüman ülkeleri teker teker işgal ederken biz gençliğimize nazik olmasını, ‘‘sineğe bile kötülük düşünmemesini’’, kaderine boyun eğmesini, ‘‘her türlü iktidar Allah’tan olduğuna
Atatürk
Nutuk kitabının 348 ve 349. sayfaları “Şüphe etmemek gerekirdi ki, Ermeni kıtali konusundaki sözler, gerçeğe uygun değildir. Aksine, güney bölgelerinde, yabancı kuvvetler tarafından silahlandırılan Ermeniler, gördükleri koruyuculuktan cesaret alarak bulundukları yerlerdeki Müslümanlara saldırmaktaydılar. İntikam düşüncesiyle her tarafta insafsız bir şekilde öldürme ve yok etme siyaseti gütmekteydiler. Maraş’taki feci olay bu yüzden çıkmıştı. Yabancı kuvvetlerle birleşen Ermeniler, top ve ağır makineli tüfeklerle Maraş gibi eski bir Müslüman şehrini yerle bir etmişlerdi. Binlerce çaresiz ve suçsuz ana ve çocukları işkenceyle öldürmüşlerdi. Tarihte bir benzeri görülmemiş olan bu vahşeti yapan Ermenilerdi. Müslümanlar yalnız namuslarını ve canlarını korumak için karşı koymuş ve kendilerini savunmuşlardı. Yirmi gün süren Maraş soykırımında, Müslümanlarla birlikte şehirde kalan Amerikalıların, bu olay hakkında İstanbul’daki temsilciliklerine çektikleri telgraf, bu faciayı yaratanları, yalanlanamayacak bir şekilde ortaya koymaktaydı. Adana ili içindeki Müslümanlar, tepeden tırnağa kadar silahlandırılan Ermenilerin süngülerinin baskısı altında her dakika öldürülmek tehlikesiyle karşı karşıya bulunuyorlardı. Canlarının ve bağımsızlıklarının korunmasından başka bir şey istemeyen Müslümanlara karşı uygulanan bu zulüm ve yok etme politikası, uygar dünyanın dikkatini çekecek ve onları insafa getirecek nitelikteyken, aksinin yapıldığını iddia ederek ondan vazgeçilmesini isteme gibi bir teklif nasıl ciddi olarak kabul edilebilirdi?”
SUSMA MAKAMI
Kırılmak kadar üzülmekte bu işin içindendir, sanki acının yüreğinde ki senfonisi,yaylaları gezen hırçın bir at misali boynuna geçirilmiş ateşten bir halat ehlileştirme çabası.Her şeyin kavgasının yaşandığı yer de sevmenin kavgasının tezatlığı hapsolmuşluk içinde kendine esir düşmek,seni aramak yerin en dibinde,seni seyretmek yahut sevmek ne
Geyik
Yakın zamanda omzuma dövmesini yaptırmam sonucu çevremdeki kıt akıllı yurdum insanı tarafından yalnızca boynuz kelimesi üzerinden bayat esprilere konu olabildiğini gördüğüm, kendini Türkçü, milliyetçi olarak nitelendiren kişilerin bile hakkında doğru düzgün bir bilgiye sahip olmadığı çok kıymetli bir hayvan olan geyik hakkında bir derleme yapıp
70 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.