“Ne garip değil mi Çağatay? Dünya bu kadar güzel. Güneş bu kadar harikulade batıyor. Phi Phi diye bir cennet var, hatta böyle harikulade bir seyir noktasına sahip. Ancak milyarlarca insanın olduğu koca dünyada, şu manzarayı şu an burada izleyip tadını çıkaran sadece ikimiziz. İnsanlar korkularına esir olarak çoğu zaman yaşamayı
Sayfa 174Kitabı okudu
Ne güzel, ne saf
"Temiz olan aşk çok mübarektir. İnsan her aşka cevap veremez lakin aşkı üzmez de..."
"Aşk nedir?"
"Neymiş?"
"Aşk, Füsun'un karayolları, kaldırımlar, evler, bahçeler ve odalarda gezinirken ve çay bahçelerinde, lokantalarda ve akşam yemeği sofrasında otururken, ona bakan Kemal'in duyduğu bağlılık duygusuna verilen addır."
"Hmmm... güzel cevap," derdi Füsun. "Beni görmediğin zaman aşk olmuyor mu?"
"O zaman fena bir takıntı, bir hastalık oluyor."
Sayfa 476Kitabı okudu
Hayat bir keşif yolculuğu dur. Neyi keşfedeceksin? özünü, kendini
Hayata daha tam ayak uyduramamış yada ne yapmak istediğine karar verememiş , sürekli kendini suçlayan ve kendi arayışına çıkanlar için güzel bir kitap.
Kitapta 
Deniz Bayramoğlu ve 
Doğan Cüceloğlu hocamızın kendi aralarında ki sohbetten oluşuyor.
Bir insan kendi olarak ne kadar var ?
Hayatının anlamı nedir?
Umutsuzluk nasıl aşılır ?
Ve böyle devam eden sistematik bir şekilde soru cevap olan çok etkileyici bir eser okuduğuma çok mutlu oldum.
“ umutsuz insan kendini bir çemberin içinde hisseder ve nereye dönerse dönsün bir çıkış bulamaz ” s 64
Çocukken yok sayılmış ve görülmemiş kırgın , kızgın o kadar çok yetişkin var ki yazar burda o yetişkinlere yönelik çok güzel konuşuyor öyle ki bazı yerlerde durup dakikalarca düşünmemek elde değil.
Kendi kanımca bu kitabı kırgın , umutsuz ve hayata ayak uydurmakta zorluk çekmekte zorlanan kişilere öneriyorum.
