Tok karınla uyunan uykunun tadı bir başka oluyordu. İnsan korkunç rüyalar görmüyor, genç, güzel kadınlarla düşlerinde sevişiyor, iliklerine kadar ısınıyordu.
Şerbetler içildi, yemekler yenildi. Akşama gerdek yapıldı. Hüseyin ile Huri'nin aşk romanı bu şekilde sona erdi. Zaten köylülerin aşkı işte hep böyle son bulur.
"İstiyorum ki halk, kendi çektiklerinin ayrımına varsın. Bir kez halk yoksulluğunun ayrımına varırsa... Daha doğrusu halk, halk olarak kendi gücünün farkına varırsa... Kaderine öylesine razı olmuş görünüyor ki."
İdamlık Ömer'di bunlardan biri. Demir güllesini iri bir karpuz gibi kucağında tutuyordu. Mutlu görünüyordu. Belki son defa zincire vurulmuş da olsa, kentin özgür havasını ciğerlerine çekiyordu.