Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
“Hiç kimse hiçbir zaman yeni bir şey başlatmıyor, Bayan Nemur,” dedim. “Herkes çalışmasını diğerlerinin hataları üzerine inşa ediyor. Bilimde gerçekten orijinal olan hiçbir şey yoktur. Önemli olan, her bir bilim adamının eldeki bilginin toplamına yaptığı katkıdır.
Koridor Yayıncılık
Hiçbir şey temiz topraklar kadar güzel kokmaz,üzerine yağmur yağmış taze çiçekler hariç tabii.
Reklam
Hiçbir şey temiz topraklar kadar güzel kokmaz, üzerine yağmur yağmış taze çiçekler hariç tabii.
Kendilerine yazılı iletişimin bozulması üzerine inşa ettikleri bir bilim dalı yaratan yapısal dilbilimcilere hayran olmamak elde değil. Bunlar, hayatlarını giderek artan bir şekilde, giderek daha az önem arz eden şeylere vakfeden kişiler... Bu uğurda ciltler dolduruyor, kütüphaneleri beş para etmeyen konuların hassas dilbilimsel analizleriyle dolduruyorlar.
Koridor Yayıncılık
“Bu tür müzik hakkında fazla bir şey bilmiyorum. Biraz düşünmem gerek.” “Düşünme,” diye fısıldadı. “Hisset. Anlamaya çalışmadan, müziğin senin üzerine bir deniz gibi yayılmasına izin ver.”
Koridor Yayıncılık
İzmir'deki kiliselerin çanları çalıyor ve kadınlı erkekli, rıhtımı doldurmuş olan yerli Rumlar, Yunan askerlerinin üzerine demet demet çiçekler fırlatarak ve "zito" diye bağırarak gösterilerde bulunuyorlardı. Bu arada işgal komutanı Zafiriu'nun bir beyannamesi halka dağıtılırken İzmir Metropoliti Chrysostomos da aynı komutana hoş geldin dedikten sonra, elindeki haçı havaya kaldırmış, onu ve onunla birlikte bulunanları takdis etmiş, güzel bir Rum kızının taşıdığı altın bir tepsinin içinden aldığı tuz ve ekmeği komutana sunmuştu. Sadece vatanı kurtaranlar için yapılan bu törenden sonra, Chrysostomos büsbütün coşmuş ve rıhtımda sıralanmış bulunan Yunan askerlerine karşı, onları Türkler aleyhine kışkırtan bir konuşma yapmıştı. İşte işgalcilere karşı ilk kurşun bu sıralarda atıldı ve Osman Recep Nevres (Hasan Tahsin) adındaki gazetecinin silahından çıkan kurşunlar, Konak önüne kadar yürümüş olan Efzun birliğinin bayrak taşıyan iri yarı erini yere yuvarladı. Gerçi, yurdunu savunma uğrunda silahını ateşleyen Hasan Tahsin'i, Yunanlılar hemen parçaladılar. Fakat Hasan Tahsin'in bu örnek hareketine başka Türklerin katıldığı da görüldü. Nitekim adı sanı belli olmayan yağız çehreli bir Türk delikanlısı da bir sokağın başında silahını ateşledi; mermisi bitinceye kadar bu harekete devam eden delikanlı daha sonra kayboldu.
Sayfa 182Kitabı okudu
Reklam
2. Su - kasina Tercihen yağmur suyu ya da kaynak, dere, göl veya denizden alınmış su ile bir tas doldurulur. P.V. Mahathera şöyle der: "Eğer su hareketli ise ya da içinde küçük kabarcıklar varsa bunlar uggaha-nimitta (kopya imaj)'da da belirecektir. Ama patbhaga-nimitta (imaj ötesi) hareketsiz ve gökyüzüne yerleştirilmiş bir ayna gibi
BİR ZAMAN YOLCUSU: SELİM PUSAT (RUH ADAM ROMANI) Ruh Adam, Atsız'ın tarihî romanlarına göre hayli değişiktir; bir tür post modern romandır. Bu sebeple romanı incelerken biz de farklı bir yol izlemeyi tercih ettik. Selim Pusat'ın ve Romanın Hikâyesi: Selim Pusat adını ilk defa 08 Haziran 1951 tarihinde, Orkun dergisinin 36. sayısında
Algernon:(
gece geç vakit onu arka bahçeye gömdüm. Mezarının üzerine bir demet kır çiçeği koyarken kendimi tutamayıp ağladım.
Kâinatın ve Kalbimizin Sahibi, Sevgilimiz, bize perdeler ardından muhabbet gönderiyor. Toprağın eliyle çiçekler gönderiyor bize. Bizse O'nun muhabbetine kör olup, toprağın elini öpüyoruz. Böylece, tenimizden gözümüze, ta kalbimize kadar uzanan bir iltifatın üzerine toprak saçıyor, En Sevgili'den gönderilen lütfu yerlere çalıyoruz. Sevgili'den haber verecek yıldızlara gebe ufkumuzu daraltıyor, kapatıyoruz. Öylece aydınlık güneşler bize görünmeden geçip gidiyor, karanlığa düşüyoruz. Yani, kendi zindanını kendi elleriyle örüyor insan.
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.