Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Herkes çalışmasını diğerlerinin hataları üzerine inşa ediyor.
Sayfa 256 - Koridor YayınlarıKitabı okudu
Siz ruhumdan öptünüz bayım. Ve bilmelisiniz ki en yaralı yerim tam da orası. Bilmiyorsunuz...bilmiyorsunuz kan revan içindeki bir ruhun tüm yara izlerinin üzerine çiçekler açtırıyor varlığınız. Kapanıyor acılarım. İçim dışım çiçek bahçesi şimdi.
Reklam
Kim tarafından ve ne zaman söylendiği bilinmeyen bir bildiri de, Kızılderili reis şöyle seslenir Beyaz Adam'a: "Toprağımızı alma isteği üzerine düşüneceğiz. Halkım "Beyaz Adam'ın almak istediği nedir?" diye soracak. Bunu bizim anlamamız zor. Eğer o güzelim havanın, köpüren suyun sahibi biz değilsek, onu bizden nasıl alabilirsiniz ki? Güneşte parıldayan her bir çam ağacının, kara ormanların üzerinde asılan sisin, vızıldayan arının, halkımızın belleğinde ve düşüncelerinde kutsal bir anlamı var. Ağaçta yükselen özsuyu Kızıl Adam'ın anısını taşıyor. Bir toprağın parçasıyız, toprak da bizim parçamız. Hoş kokulu çiçekler kızkardeşlerimiz bizim, rengeyiği, at, yüce kartal ise erkek kardeşlerimiz. Irmağın köpüren dalgaları, çayırdaki çiçeklerin öz suyu, tayın yeri, her biri bir ve tek soya, bizim soyumuza ait. Bu yüzdendir ki, Washington'daki Büyük Reis bizden toprağımızı isterken, çok şey istiyor.
Sayfa 132
BEYAZ LÂLE Hudutta bozulan ordu iki günden beri Serez’den geçiyordu. Hava serin ve güzeldi. Ilık bir sonbahar güneşi, boş, çimensiz tarlaları, üzerinde henüz taze ve korkak izler duran geniş yolları parlatıyordu. Bu gelenler, gidenlere hiç benzemiyorlardı. Bunlar adeta ürkütülmüş bir hayvan sürüsüydü. Hepsinin tıraşları uzamış, yüzleri pis ve
Ey okunmamış kitap, bir gün gelecek okunacaksın. Üzerine belki mavi, belki elâ, belki yeşil gözler eğilecek. Ve seni okurken ağlayanlar olacak, gülenler olacak. Gösterişsiz kapağının altında saflığına sakla ey kitap, güzel yüzler, güzel sözler, güzel kirpikler göreceksin. O gün, beklenmeye değer. Bu mevsim üşütmesin seni. Çiçekler gibi baharı beklemeyi bil.
“Bu tür müzik hakkında fazla bir şey bilmiyorum. Biraz düşünmem gerek.” “Düşünme,” diye fısıldadı. “Hisset. Anlamaya çalışmadan, müziğin senin üzerine bir deniz gibi yayılmasına izin ver.”
Reklam
Eskisini yıkmadan bir arsanın üzerine yeni bir bina dikemezsin…
Herkes çalışmasını diğerlerinin hataları üzerine inşa ediyor. Bilimde gerçekten orijinal olan hiçbir şey yoktur. Önemli olan, her bir bilim adamının eldeki bilginin toplamına yaptığı katkıdır.
Sayfa 256 - CharlieKitabı okudu
Gregor Mendel
Bezelyeler üzerine yaptığı deneyler basit bir soruya yanıt bulmayı amaçlıyordu: Hayvan ve bitki türlerinin içindeki çeşitlilikleri belirleyen şey nedir? Bir bitkinin büyük ya da küçük olmasını, bir çiçeğin beyaz ya da mor olmasını ne belirliyor? O dönemde pek çok biyolog bu özelliklerin karışımla ilgili olduğuna inanıyordu. Karışım teorisine göre beyaz çiçekli bir bitki mor çiçekli bir bitki ile karıştığında ortaya açık pembe renkli çiçekler çıkıyordu. Benzer bir şekilde kısa boylu bir bitki ve uzun boylu bir bitkinin, karışımından orta boylu bir bitki türeyecekti.
Eskisini yıkmadan bir arsanın üzerine yeni bir bina dikemezsiniz...
Sayfa 213Kitabı okudu
Reklam
Gözü açık olanlar bu kadarcık bir irşad üzerine çiçeklerin güzelliğine ibret gözüyle bakıp cenabi hakk'ın kudretine hayran olacaklar
"Nedir bunlar? "diye sordu Frost. "Konfetiye benziyor," dedi Rizzoli. Maura cımbızı parçacıklardan birine bastırıp ne olduğunu anlamaya çalıştı. "Bunlar konfeti değil," dedi. "Kuru çiçekler." Bu simgelediği şey odada yeniden derin bir sessizliğin hükmetmesine neden oldu. Aşkın sembolü, diye düşündü Maura. Yas tutmanın sembolü. Seneler önce neandertal insanının ölülerini çiçeklerle gömdüğünü duyduğunda ne kadar çok duygulandığını hatırladı. Bu duydukları derin acının dolayısıyla da insancıl oluşlarının çok güzel bir kanıtıydı. Bu bebeğin arkasından da yas tutulmuş diye düşündü. Beze sarılmış, üzerine kurutulmuş çiçek yaprakları serpilmiş ve sonra da yün bir battaniyeyle kundaklanmış. Öylece atılmamış, defnedilmiş ve sonsuzluğa uğurlanmış..
Sayfa 176 - Martı YayınlarıKitabı okudu
Bana önemli işlerini söyle sana kim olduğunu söyliyim
Görüyorsun ki çok önemli işlerim var benim!" "Önemli işler mi?" Bana bakıyordu. Elimde çekiç, parmaklarım yağdan simsiyah olmuş, ona çok çirkin gözüken bir nesnenin üzerine eğilmiş olan bana... "Tıpkı büyükler gibi konuşuyorsun!" Biraz utandım ama o acımasızca sürdürdü: Her şeyi birbirine karıştırıyorsun, karmakarışık
Başını bilgece sallayan Dickon," Ne iyi,"dedi." Hiçbir şey temiz topraklar kadar güzel kokmaz, üzerine yağmur yağmış taze çiçekler hariç tabii. Yağmurlu günlerde fundalıklara gezmeye çıkarım ve çalıların altına uzanıverip fundaların üzerine düşen damlaların yumuşacık sesini dinler ve koklar dururum. Annemin dediği gibi, burnumun ucu bir tavşanınki gibi titrer."
Sayfa 100
Düşünme. Hisset. Anlamaya çalışmadan, müziğin senin üzerine bir deniz gibi yayılmasına izin ver...
Sayfa 107Kitabı okudu
1.500 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.