Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
424 syf.
·
Puan vermedi
Blogundan alıntılama yapıyorum. Spoi içerir. Yazarın ilk romanı ve yazarın anlarımını, dilini ve akışını çok sevdim. 43 yaşında aldığı haberle hayatı tamamen değişen Süreyya’nın kendi hayatını anlattığı bir kitap. Süreyya, kendi hayatını başkası yazmış gibi yazar ve kendisinin yazmış olduğunu çok çok sonradan anlıyoruz. Ama Süreyya’yı yeteneksiz
Unutma Beni Apartmanı
Unutma Beni ApartmanıNermin Yıldırım · Hep Kitap · 20173,601 okunma
7/10 puan verdi
nova atlantis
Siyaset Felsefesi tarihindeki en iyi ütopya diyemem ama Bensalem ve Süleyman Evi topluluğu gayet ilgi çekici. Bilimin üzerine kurulu, din ve erdemi de yanına çok önemli konular olarak alan bir düzen olması en güzel yanlarından. 1624’te yayınlanmış bir kitapta bu kadar bilimsel konunun ele alınması epey şaşırtıcı.. Ayrıca ben mi zorlama bir yorum getirmeye çalıştım bilemiyorum ancak minerallerle olan çalışmaları, şimşek, yıldırım modellerini yapmaları, sinek vb. canlıları üretmeleri bana 1953 yılında yapılan Miller-Urey deneyini çağrıştırdı. Bu bağlamda kitap, eminim bir çok bilimsel çalışmaya ön ayak olmuştur. Tamamlanmış olsaydı sanırım daha etkili ve sağlam bir ütopya olabilirdi. Ütopya halkının her ne kadar hoşgörülü oldukları belirtilse de ırkçılık, din ayrımcılığı ve cinsiyetçilik çok inceden, hafifçe hissedilebilir fakat her ütopyanın bir çatlaktan sızıntı veren yanı vardır sanırım.
Yeni Atlantis
Yeni AtlantisFrancis Bacon · Kabalcı Yayınevi · 20112,500 okunma
Reklam
“Çocukluğunda ebeveyni ile sağlıklı bağ kuramayanlar, büyüdükten sonra hep ana babalarına benzeyen kimselere çekilir, kendilerini tanıdık ve tekinsiz duygulara taşıyan bu insanlara hissettikleri kaygılı yakınlığı aşk zannederlermiş. İçin için çocukluktakine benzer bir hikaye kurup bu defa farklı bir sonla bitirmeyi diler, ancak incinmiş o eski çocuk gibi davranmayı sürdürdükleri yeni ilişkilerde de aynı finali yazmaya devam ederlermiş. Çiğdem hanım terapilerde bunu anlatmış ve yıllarca sebebini çözemediğimm karanlık döngü bir nebze aydınlatmıştı.”
456 syf.
·
Puan vermedi
·
14 günde okudu
EV Muhabir, editör ve köşe yazarı olarak tanınan ve akabinde İlk romanı Unutma Beni Apartmanı 2011 senesinde büyük yankı uyandıran sevgili Nermin Yıldırımin Ev kitabını deneyimleme fırsatı elde ettim uzun bir süre zarfında büyük gelgitlerle okuma yaptığım eser inanılmaz ruhsal yorgunluklarıda beraberinde getirdi. Uzun bir yol üzerinde, yolla beraber, yoldaş olanların Evini arayanların hikayesiydi. Parçalanmış bir aileden doğan ana karakterimiz Camino de Santiago’nun Portekiz ayağının kıyı rotasını arkadaşı Ogo ile yürüyen iç yolculuklarına, geçmiş hesaplaşmalarına ve bunun yanında içsel yolculuğumuza da çıkıyoruz yer yer.. seherin iç dünyasını sorgularken bir anda kendimizi de bir çıkmazda buluyoruz. Ayrıca bir de psikolog Çiğdem karakteri de ön planda. Onun sayesinde bir de EMDR tekniğiyle hafıza üzerinden ve fotoğraflar vasıtasıyla çocukluğuna, oradaki duygulara dönmesini, o günlere yeniden bakmasını okuyoruz. Ama şu var ki kitabı okuma zamanim şimdi değilmiş. Çünkü kafamı ve kendimi toparlama güçlüğü çektim. Farklı bir zaman ve psikoloji de yeniden okumak en iyisi. Nermin yıldırımin diğer kitaplarından başlamak çok daha iyi olacak siz okurlar için. sevgiler, selamlar..
Ev
EvNermin Yıldırım · Hep Kitap · 20203,491 okunma
Çiğdem Hanım bir yanıyla en yakınlarımla bile paylaştığımdan çok daha fazlasını bildiği için beni en iyi tanıyan, bir yanıyla da minicik bir odanın dışında hiç görüşmediğimiz için -o evlere şenlik karşılamayla karanlıkta yan yana geçirdiğimiz iki acayip saat sayılmazsa- tümüyle yabancı biriydi. Karşısında soyunmak da, çıplaklığıma alışmam da kolay olmadı. Özellikle ilk seanslarda tepemi en çok attıran şeylerden biri, bana kendimi zavallı hissettirmek konusundaki özenli çabasıydı. Ne zaman yeni bir fotoğraftan söz açsam, gözlerimin ta içine bakarak dinliyor, sonra da en müşfik sesiyle, "Bunu yaşamak zorunda kaldığınız için çok üzgünüm" diyordu. Bir; kimsenin benim için çok üzgün olmasından hazzetmiyordum. Tüm hayatımı acınacak biri gibi görünmemek gayesi üzerine inşa etmiş ve galiba tam da bu nedenle hiç tanımadığım birine kendimi acındıracak meczupluk makamına erişmiştim.
Eskiden, zırhımı bedenimin doğal bir uzantısı saydığım yıllarda, ağlamamaya öylesine şartlanmıştım ki, zamanla gözyaşının nasıl çağrıldığını unuttuğumun farkına varamadım. Bir gün artık ağlamadığımı değil, ağlayamadığımı anladığımda şaşırdımsa da pek umursamadım. Fakat Çiğdem Hanım'ın kalbimin magmasına çomak soktuğu terapilerle birlikte işin rengi değişti. Dolup da taşamadığım o süreçte, gözyaşı denen müstesna deterjanın içimin mahzenlerin yıkabileceğine ikna olarak, küsüp giden yaşlarımın gönlünü almanın yolunu aramaya başladım. Çiğdem Hanım'ın, "Rahat bırakın kendinizi, sıkmayın" telkinlerine rağmen sonuç fiyasko oldu, bulamadım. Sanki gözlerimin ardında fiziksel bir bariyer, bir gözyaşı barajı vardı da, yükselen damlacıklar oraya takılıyor,
Reklam
456 syf.
·
Puan vermedi
Bu kitap sayesinde tanıştığım bir yol: El Camino De Santiago, namıdiğer Aziz Yakup Yolu.. Hac yolu olarak da bilinen bu yola Portekiz'de başlayan kahramanlarımız Seher ve Ogo'nun yürüyüşlerine eşlik ediyoruz biz de, yolda peşlerine takılan Şerbet'i de unutmamak lazım tabii. Bu yola herkesin çıkış hikayesi farklı: Kimi son nefesine yetişemediği annesinin pişmanlığıyla, kimi hikaye biriktirmek için, kimiyse yolun sonunda hayatına son vermek için.. Kitap yol üzerine kurulu olsa da esas anlatılan Seher'in kendiyle, küçük yaşta anne babasının onu bıraktıkları akraba evleriyle ve en yakın arkadaşı Kader'le ve geçmişiyle hesaplaşması üzerine.. Arada terapisti Çiğdem Hanım'la olan seansları da bize Seher'in iç dünyasını açıyor, onun hayatı boyunce bir 'ev'e ait olamayışını fotoğraflar ve rüyalar üzerinden kurguluyor. Kitabın sonlarına doğru ise bir sürpriz karşılıyor bizi ve en sonunda başka bir sürpriz.. Okuması keyifli ama yavaş, sindirilerek ilerlenebilecek bir kitap..Ben sevdim; önerilir, okunur
Ev
EvNermin Yıldırım · Hep Kitap · 20203,491 okunma
Önündeki deftere bir şeyler karaladıktan sonra anlayışlı gözlerle yüzüme bakıp, "Konuşacağımız ilk fotoğraf bu mu olsun istiyorsunuz?" diye soruyor Çiğdem Hanım. "Yo, bunu dünmüş gibi berraklıkla hatırlayabildiğim için anlattım. Açıkçası neden anlattım ben de bilmiyorum." "Dedenizin ölümü sizi etkilemiş olmalı." "Bilmem. Henüz ölümün anlamını çözemeyecek yaştaydım. Garip gelmişti sadece. O çarşaf, bıçak ritüeli filan. Saçma bir şeydi yani ölüm, sanırım hâlâ da öyle." "Peki bu kayıp hayatınızda neyi değiştirdi sizce?" Hazırlıksız yakalandığım soru karşısında durup düşünüyorum. En nihayet zihnimin kuytularında ürkütücü bir aydınlanmayla yanıp sönen cevap beni rahatsız ediyor. Sükûnetle yüzüme bakan genç kadını kırık dökük cevaplıyorum: "Evimi."
Sayfa 12 - HepkitapKitabı okudu
456 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Muuuuhteşemmmm.. Öyle güzel bir kitap ki.. Acaba depresif midir iyi gelir mi şu an benjm icin zamani mi diye ön yargiyla basladigim; basladigim andan itibaren beni kendine bağlayan, tek solukta okuduğum canim eser.. İyiki tanistik Çiğdem.. Bana öyle güzell seyler kattin ki, yaptigin yolculukta ben de seninleydim ve seni hiç yalniz birakmak istemedim..Okuyun, okutun, pişman olamayacaksınız..
Ev
EvNermin Yıldırım · Hep Kitap · 20203,491 okunma
Yâ hû Mahmud Eren, sen ne yapmak istiyorsun? Senin amacın ne? Hâlis Aydemir gibi küfür sözlere sahib bir adam sana yetmedi de Nureddin Yıldız, M. Emin Yıldırım gibi adamlarla mı beraber hareket ediyorsun? Sen bu bid'atçı adamları tanımıyor musun? Ne yani sana sayfa sayfa bu heriflerin kritiğini mi yapalım? Hani Mahmud Efendi Hazretlerimiz Bayraktar Bayraklı gibi bir bid'at ehli var diye Çiğdem Yaylası'na gitmeyi reddetmişti. Bunu sen anlatıyordun kürsülerinde. E sen nasıl oluyor da bu kadar bid'at ehliyle beraber hareket ediyorsun? Bu programla senin masken düşmüştür. Artık hiç bir İhvan Mahmud Eren'i dikkate almamalıdır.
135 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.