Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.36.38
Beklemek ve Umut Etmek…
“Tanrı’nın geleceği insanın gözlerinin önüne sermeye tenezzül ettiği güne kadar tüm insani bilgeliğin şu iki sözcükle ifade edileceğini asla unutmayın: beklemek ve umut etmek!” (syf:764 II. Cilt)
Monte Kristo Kontu, Alexandre Dumas Pere tarafından 1844 tarihinde tefrika edilmiş bir eser. Kitap öylesine kaliteli ki daha sonra sinemaya, tiyatroya,
Monte Cristo Kontu (2 Cilt Takım)Alexandre Dumas · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202025,7bin okunma
İkinci cilt Yunus Emre'nin şiirlerinden oluşmaktadır. Yunus Emre'nin 75 adet şiiri bulunmaktadır. Eski bir kitap olduğundan sahaflardan alabilirsiniz.
İmparatorun Kızı II ~ YunSul
.
Son zamanlarda çizgi roman manga ve webtoon okumalarımı arttırdığımı söylemiştim. Ve İmparatorun Kızı’nın ilk cildini aşırı sevip hemen ardından bu ikinci bebeği okudum. İlk kitapta bayıldığım çizimleri yine ve yine kalbimi çaldı
Aslında Ariadna Kore’de doğmuş 25 yaşında kim olduğunu bilmediği biri tarafından öldürülmüş ve bir bebeğin bedeninde can bulmuş bir kadındı. Reenkarne olmuş ve zalim olarak adlandırılmış bir adamın kızı olarak dünyaya gelmişti. İlk kitapta babasının onu öldüreceği korkusuyla başlayıp yavaş yavaş alışmalarına ve harika iç sesine tanık olmuştuk. Şimdi ise daha da güzelleştiii
Prenses Ariadna için büyük doğum günü geliyor ve partiye hazırız İlk doğum günü, alışmaya başladığı babası ve yeni karakterlerle aşırı güzeldi. Bir de prensesimiz minik minik konuşmaya başlayınca tadından yenmiyor dostlarTabii hala babasıyla olan mesafesi var ama birbirlerine hayran iki çocuğun çaktırmadan birbirini sevmesi gibi bir bağ Ayyy hatırladıkça benim aşkım kabarıyor. Tabii yeni tanıştığımız insanlar, gizemli kişiler ve favorim Dadı Serira’nın minik oğlu Prensesimizin söyleme şekliyle Cito
Sarayda pıtır pıtır dolaşan prenses, babası Catiel’in minik kıskançlıkları ve farkında olmadan yaptığı tatlı hareketlerle bayıldım! Yeni karakterlerle daha da güzelleşen serinin üçüncü cildi için heyecanım arttıkça arttı. Siz de kesinlikle şans vermelisiniz
•
II. Dünya Savaşı yıllarında bir grup ilerici, sosyalist genç, örgütlü bir yapıda çalışmak için TKP ile temas kurmak ister ve partiyi arar. İllegal çalışan parti ile temas kurmak zordur, ayrıca Komintern'in 1937'de almış olduğu 'desantralizasyon' kararı uyarınca partiye, Kemalistlerle uyum içinde CHP'nin yasal bir takım yan kuruluşlarında yer alma, Avrupa ve dünyada yükselen faşizme karşı ülkedeki ilerici güçlerle birlik olarak Sovyetlere düşmanlık oluşmasını engelleme misyonu verilmiştir. Dolayısı ile parti faaliyetleri bir nevi askıdadır.
Vedat Türkali, kendisinin de içinde bulunduğu TKP'nin tarihini bir roman formatında yazmış olduğu bu eser için "diğer yazdığım kitaplar buna hazırlıktı" minvalinde konuşmuş.
Diğer romanlarında olduğu gibi, iç monologlar ağırlıklı bir üslupta olan kitap, oldukça akıcı biçimde, zengin bir karakter yapısıyla hacimli olmasına karşın kolaylıkla akıp gidiyor. TKP tarihindeki örneğin Mihri Belli, Reşat Fuat gibi gerçek kişilerin yanı sıra belki gerçek ama burada başka isimlerle anılmış çok sayıda karakterle kitap oldukça zengin içerikli.
Turgut, Necla, Halil, Seher, Refik, Galip, Mithat, Sait ve daha onlarca karakter. Konuya ilgi duyanlar için mutlaka okunması gerekli bir eser.
Monte Cristo Kontu I, Fransız romantik yazar Alexandre Dumas'a ait bir eserdir.
Monte Cristo Kontu I, Morell ailesinin Pharaon adlı gemisinde henüz 19 yaşındayken ikinci kaptan olarak görev yapan Edmond Dantes'e yapılan büyük ihanetin ve alınacak intikamın ilk adımlarının atıldığı eserdir.
Edmond Dantes, Pharaon gemisinde ikinci
Monte Cristo Kontu (2 Cilt Takım)Alexandre Dumas · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202025,7bin okunma
Huzur Hakkında Derinlemesine İnceleme
"Huzur" romanı, Türk edebiyatının önemli eserlerinden biri olan ve Ahmet Hamdi Tanpınar tarafından yazılmış bir romandır. Roman, 1949 yılında yayımlanmıştır. "Huzur", döneminde modernist bir yaklaşıma sahip olması ve Türk edebiyatında çağdaş bir roman anlayışının temsilcisi olmasıyla dikkat çekmektedir.
Romanın ana konusu,
Savaş ve Barış'ın II. cildini bitirdim. Bu şu demek: Bir okur olarak övünebileceğim bir iş yaptım. İki kitabı bir arada inceleyeceğim ama şimdi sadece ikinci cilt hakkında konuşacağım. Birinci cildin sonunda merak ettiğim biri vardı: Piyer. Kitabın kapağını gönül rahatlığıyla kapadım. Belki Dostoyevski yazsaydı bu şekilde sonlandırmazdı diye
Naatlar, samimi duygularla yazılan, riya kokmayan, son derece lirik metinlerdir. Mevlid türündeki eserleri de bu kapsamda değerlendirmek mümkündür. Türk edebiyatında pek çok mevlid yazılmış olmasının ardındaki neden, bu samimi duygular olmalıdır. Sultan II. Bayezid'e sunulmak üzere kaleme alınan Kût-1 Rûhi'de de 15. asır şairi Feyzî'nin Hz. Peygamber'e (SAV) duyduğu samimi sevgi hissedilmekte ve tabiri caizse bazı mısralar buram buram muhabbet ve özlem kokmaktadır.
Kût-1 Rûhinin yegâne nüshası, koleksiyonuyla meşhur Hattat Hasan Tahsin Efendi'nin kütüphanesinden çıkmadır ve bugün Berlin Devlet Kütüphanesi'ndedir. Bu yazmanın sonradan yenilendiği anlaşılan cildi, 17. asrın ünlü lake cilt ustalanından Çakerî'ye aittir. Çalışmada inceleme bölümünün ardından Kût-1 Rûhî'nin metni ve günümüz Türkçesi ile söylenişi bulunmaktadır.
Bence eserdeki en güzel noktalardan biri de bu ama hâlâ bilmediğim sözlükler olduğu için tekrar internetten anlamlarına bakmam gerekti.
CAN DOSTUM CİLT-A
“İnsanlara ve insanlığa bir faydan olmalı. Yoksa kendi haline yaşayıp da, kimseye faydan olmazsa; kendi hayatını yaşayan bir insan olarak bu dünyadan gelip geçersin. Oysa bir ömür geçirdiğin bu dünyada, bir iz bırakmalısın ki, senden sonrakiler bundan mutlu olsunlar, seni örnek alsınlar ve daha iyisini yapmaya çalışsınlar...
Bir Üstad'ın, Sezai ağabeyin hayatına şahidlik etmek.. Evet tam olarak Hâtıralar'ı okumak bu demek. Hayatında olan ailevi yaşantısından tutunda, dava için çektiği sıkıntılara kadar çok geniş bir hayat çizgisini okumak...
Bizim yaslanarak veya elimizde kahve ile okuduğumuz kitapların ve fikirlerin nasıl bir çileyle yoğrulduğunu görmek insanı biraz mahzun etse de, satırların sahibinin bu vakarı insanı kendisine getiriyor. Herhalde benim Hâtıralar'dan alacağım en büyük derste budur.
Ayrıca kitapta bazı tanıdığımız büyüklerle de aralarında geçen münakaşaları anlatıyor Üstad. Bu bana her zaman Hz.Ali (r.a) ile Hz.Muaviye(r.a) arasındaki durumu hatırlatır ki, burada taraf olmak bana bir şey katmayacaktır. Ben asıl buradan ders alırsam bir faydası olabilir bana.
Üstadım kitapta da belirttiği vecihle şöyle sesleniyor bize: "Bakın gençler sizlere ne zorluklarla, ne çileye katlanarak nice eserler çıkarmaya muvaffak olduk. Size kalan bunları öğrenip, üzerine çıkmanız. Ve size nice hatalarımız olabilecek şeyler de yazdık ki, ders alın. Güzelliklerimizi yazdık ki, daha güzellerini de üzerine ekleyip siz yapın. Hiç bir dava yan gelip yatarak kazanılmıyor, haydi göreyim sizi" diyor adeta...
Ve son olarak eserin tek kötü yanı, erken bitmesi. Yani üstadın vefatı 2021 yılında olmasına karşın hatıraları 1974 yılında bitiyor ki yaklaşık 47 senelik bir tecrübeden mahrum kaldık. En azından "bir cilt daha olaydı da tam doyum olaydı diyor insan..."
Rabbim Üstadımıza gani gani rahmet eyleye, âmin. Açtığı çığırı sürdürmek bizlere nasip olsun, âmin.
Tolstoy
Cilt I
Bir tarafta savaş bir tarafta aşk... Kadın ahlaksızlığı desem çok mu Tolstoy'a benzerim bilmiyorum ama gerçekten bazı karakterlerin erkekler karşısında takındığı hafif tavırlar hoşuma gitmedi. Tolstoy yine kadınları hedef göstererek yapmış yapacağını. Virginia'nın Tolstoy hakkında ahlak bekçisi dediği kadar var :)
Ne olursa