Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Büşra Güler istek : VEDAYA ZAMAN YOK :Arkasında iz bırakmayan bir kayıptı o. Şimdiye kadar... Evde çıt çıkmıyordu. Ne işe gitmeye hazırlanan annesiyle babasının seslerini duyuyordu, ne de okula geç kalan erkek kardeşinin gürültüsünü. Acaba önceki gece yüzünden onu cezalandırıyorlar mıydı? Ders çalışması gerekirken arkadaşlarıyla dışarı çıkmış, dönüşte de babasıyla tartışmıştı. Herkes neredeydi? Neden ailesi ortadan kaybolmuştu? Bu gizemin üzerinden yirmi beş yıl geçse de, Cynthianın kafası hala cevaplanmamış sorularla doluydu. Ailesi öldürülmüş müydü? Yoksa kaçırılmış mıydı? Eğer hayattalarsa onu neden terk etmişlerdi? "Vedaya Zaman Yok, ara sokaklarda geçen heyecan verici bir macera. Linwood Barclay, tek bir yanlış adım bile atmıyor ve okuru şaşırtmaya devam ediyor. Vedaya Zaman Yoku gece okumaya başlamayın yoksa bitirene kadar gözünüze uyku girmeyecek demektir." CharlaIne Harris
Kadın olmak en korkulan şeylere göğüs germek ama gece yarısı eşyalardan gelen bir "çıt" sesiyle ödünün patlaması demek.
Sayfa 8
Reklam
Göl Ebedi gecesinde bu dönüşsüz seferin Hep başka sahillere doğru sürüklenen biz Zaman adlı denizde bir gün, bir lahza için Demirleyemez miyiz? Ey göl, henüz aradan bir sene geçti ancak,
Arkadaşları, yeni evli gence, bir çay sohbetinde: -“Sen evleneli neredeyse bir sene oldu, ama maşallah sizin evden çıt çıkmıyor, siz hiç tartışmaz mısınız?” diye sorarlar. “Hayır” diye cevaplar yeni evli genç ve ilave eder: -“Akşam işten geldiğimde, kapı açılınca hanıma şöyle bir bakarım. Eğer hanım, eteğinin ucunu belinde topladıysa bilirim ki hanımın günü iyi geçmemiş ve havası yerinde değil. Hiç ekmek, yemek sormadan usulca mutfağa süzülür, aceleyle birkaç lokma atıştırır ve ortalıktan toz olurum. Olur ya bazen de benim asabım bozuk olur. O zaman fesin püskülünü her zamankinin aksine soldan sarkıtırım. O da bunu görür, asabi olduğumu anlar ve hiç sesini çıkarmaz, hemen yemeğimi, çayımı hazır eder. Etrafımda pervane gibi döner. Bu nedenle biz hiç kavga etmeyiz. Dinleyenlerden biri: -“Peki birader, kapı açıldı, yenge eteğin ucunu belinde toplamış, sen de fesin püskülünü soldan sarkıtmışsın. İki taraf da asabi, o zaman ne olacak?” diye sormuş. Ötekiler de “Hah! Şimdi ne olacak?” demiş. Genç gülümsemiş; -“Bundan kolay ne var, fesin püskülünü hafif bir fiskeyle soldan sağa atarım” demiş. Bazende alttan almasını, karşındakine, sevdiğine değer vermeyi, bencil olmamayı bilmek gerek.
Çetin Emeç Öldürüldü. Çetin Emeç sadece bir gazeteciydi. Bir kalem, bir kağıt ve çıt çıt ederekten yazan bir daktilodan ibaretti tüm cephanesi. İşte, tüm bu mevcudiyetiydi katline ferman!
Görmediğinizi düşünün, kapatın gözlerinizi. hiçbir şey yokken sadece karanlık, sonra duymadığınızı ekleyin buna. sessizlik.. çıt yok. hiçbir şey duymuyorsunuz..sonra koku almadığınızı..ve dokunsanız da , size dokunsalar da hissetmediğinizi.. yani beş duyunuzla hiçbir şeyi fark etmediğinizi düşünün.. sessiz bir karanlıkta hissiz bir şekilde belki de ölümde gibi.. ama yinede varsınız, çünkü düşünüyorsunuz.. insan nefes aldığı, gördüğü, tattığı için değil düşündüğü için var. düşündüğü için var olan bir varlık düşündüğü için asla cezalandırlmamalı..
Sayfa 143Kitabı okudu
Reklam
Bir ara, askerden birkaç ay evvel, 1976 baharında Japonya ve Hindistan'a gitmeden önce Ankara'da Genelkurmay'da komutanlar beni Millî Savunma'ya çağırmışlardı. Uzun masa; komutları başına beni oturtuyorlar, "Anlat bakalım atom bombası nasıl yaparız" diye soruyorlar. Ben de onun kolayı var, dağın tepesine bir çit çekersin, üstüne çok gizlidir, girmek yasak, atom bombası araştırma merkezi dersiniz, bir yerlerde bunu yazarlar ve dünyada itibarımız artar, zaten ötesine Amerika müsaade etmez, diyordum.
Sayfa 286Kitabı okudu
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.