Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Karabibik'e Özgü Sözlük Alan: Kır, açıklık, tarla olmayan yer. An: Hudut. Behr: Dehr. O vaktin behrinde: O tarihte. Beslengi: Besleme, üvey kız. Birinti: Birikinti, topluluk, kalabalık. Boynuz: Boynuz ağacı [keçiboynuzu]. Bu gez: Bu defa. Camıs: Camus, manda. Çetele: Köylüler borçlarını çetele ile hesap ederler ki bunla￾rın
Akıl, yabani bir at gibi oradan oraya koşturup duruyor. İşte ben şimdilerde, aklımı bir ahıra kapatmak yerine, onu korumaya almak için etrafına yüksek bir çit yaptırıyorum. Kapısına da köpeklerimi bağladım mı kimsenin yanıma yaklaşabileceğine ihtimal vermiyorum. Ben aklıma güveniyorum da çevresine pek güvenmiyorum
Reklam
Not bırakırsın, anlatırsın, ağlarsın... Geride kalanları acıtmaya çalışırsın. Hâlâ bir umudun olduğunu gösterir bu haber veriş, kendini özetleyiş. İşte böyle ölemezsin. Bağın varsa gidemezsin. Ben not bırakmadım giderken, çıt çıkarmadım. Çıkaracağım tüm seslerin duyulmayacağını anladım. Gitmedim aslında, kabullendim ve vazgeçtim. Kapıyı kaparken, kolundan tutanın olmadığında eyleminin adının terk etmek olmadığını anladım. Terk eden, terk edilmiştir. Ardında bırakacağı gürültü sadece başarısız bir intihar girişimidir.  Yani gitmek bana ait bir eylem gibi görünürken, anladım ki giden sendin. Bir sene sonra geriye bakıyorum da, sen gittin ya ben çok güzelleştim...
“. Rüzgârın taşıdığı ağlama sesleri ve haykırışlar evlerin duvarlarında yankılanıyordu. Ama kimse onları dinlemiyor, kimse onları duymuyordu.”
Sayfa 67
Hayatlarımızda sorumluluk ve sahiplenme ile ilgili bütün kargaşalar aslında bir sınır sorunudur.Ev sahiplerinin arazilerinin çevresine çit çekmesi gibi,bizim de zihinsel,fiziksel,duygusal ve manevi sınırlar belirleyerek neyin sorumluluğumuz altında olduğunu ve neyin olmadığını belirlememiz gerekmektedir.
Reklam
“Otlardan yaptıkları yataklarının ölüm döşekleri olacağını hiç tahmin etmemişlerdi.”
Sayfa 32
Kırıldık
Çıt diye kırılıyor iki insan. Bir vakit kaynadıkları yerden. Kimse duymuyor.
Sayfa 145Kitabı okudu
"Çoğu hayatlarını biraz olsun kendi kapasitelerine uygun hâle getirmeden önce iş işten geçene kadar beklemedi mi? Başarının o yüce tanrısallığını kovalarken gençlik hayallerini heba etmedi mi? Bu adamların çoğu şimdi nergis gübresi! Yine de biraz daha yaklaşırsanız fısıldadıklarını duyabilirsiniz çocuklar? Hadi," dedi, "eğilin. Hadisenize. Duydunuz mu?" Çocuklardan çıt çıkmıyordu, bazıları çekine çekine fotoğraflara doğru eğildi. "Carpe Diem,” diye fısıldadı Keating. "Anı yaşayın. Hayatlarınızı olağanüstü kılın."
Sayfa 25
Ölürsem düşemem, yer yok, birbirimize yapışmış durumdayız, öyle bir durumda çevremi bir çit gibi saran başkaları sayesinde ayakta kalacağım. Ayakta durmak için başkalarına ihtiyacım var.
Sayfa 39
Reklam
Arada bir kendi kendime çıldırdığım oldu, çıt çıkarmadan. Kimseye duyurmadan.
herkes içinde üç-beş yalnız besliyor herkesin gözü başkasının yalnızlığında bir 'çıt' yeterdi oysa bir insanla bir 'çıt', açılıp kapanmaya şimdi herkesin ortasında şimdi bir insanın ortasında çarpışan üç-beş yalnız üç-beş yaralısı var herkesin hayatında ve yalnızca bir cümlesi: Biz çok yalnızdık! Ve galiba yalnızlığın bol gelmesinden içimizdeki bu kalabalık öyle korktuk ki yalnızlığımızdan kimseye bırakmadık!
Afrodizyak etkili parfüm sıkmış olabilirler :)
" Ben avlu kapısında nöbet bekliyordum . Ortalıkta çıt bile yoktu Bir ara dalmışım, bir kadının sesiyle ayıktım.Sana yemek getirdim , dedi kadın. Tepeden tırnağa ak libaslar içindeydi.Şu yukarı kayalıklardan ,şu aşağıdaki alandan yandan yönden hiç ses çıkarmadan ak libaslar giyinmiş kadınlar geliyorlardı.Sonra ne olduğunu anlayamadım.Gözümü açtığımda kollarımın , ağzımın bağlı olduğunu anladım. Öteki nöbetçiler de yanımda yatıyorlardı, avlunun ortasında, taşların üstünde. Ayağa kalktım , odaya koştum , İnce Memed yoktu .Dağa yukarı baktım, binlerce ak libaslı kadın doruğa yukarı ağır ağır çekilip gidiyorlardı . Arkalarından koştum , bir kaç el de ateş ettim , bir baktım ortada kimsecikler yok .Cin miydi, peri miydi, insan mıydı bu kadınlar,artık onun orasını ben bilemem , Allah bilir . " " Çiçeklideresinin canavar kadınlarıydı .Hani o İnce Memede ağıt yakan kadınlar.Onlar ne cin, ne peri , ne feriştahtı , düpedüz insandı. " Öteki nöbetçiler de aşağı yukarı buna benzer şeyler söylediler.Yalnız , onlara göre kadınlar çırılçıplaktılar, hepsinin de memeleri dimdik, sert ve sivriydi.Bunlar da onları yakalamak için arkalarından koşmuşlar, yetişmişler , kadınlardan tuhaf , bayıltıcı bir koku esince kendilerinden geçmişlerdi .
Sayfa 597 - YKYKitabı okudu
Tû nizanî xezal im, xezala egît im Gerdana min zer e, ser milê min dirêj e Porê min kej e, nava min qendîl e Zenda min bazin e, tiliya min gustîr e Lêva min tenik e, pozê min qerenfîl e Sî û sê gulî li ser bejna min a tenik û zirav e Çit e, teresên gundê me, çar eşîr in lo lo lo lo sekvano tû nizanî...
Sayfa 147Kitabı okudu
“Sevdiğin çiçeğe bir şey olmayacak. Bir tasma çizerim koyunun için. Çiçeğin için de bir çit çizerim."
Sayfa 53 - Can YayınlarıKitabı okuyor
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.