Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

cloudsssd

cloudsssd
@cloudss
1990
364 okur puanı
Nisan 2021 tarihinde katıldı
Bilinaçaltı
Bilinçaltının bazı insanların kararlarını nasıl etkilediğine bir bakalım. Hepimizin istekleri ve arzuları var. Çoğu insan mükemmel hayat arkadaşını bulmak ya da çok para kazanmak ister. Bazı insanlar için bu arzular, dünya görüşleri üzerinde büyük etkiye sahiptir ve burunlarının ucundaki şeyleri görmek yerine sadece istediklerini görmelerine neden olabilir. Eşlerini bulma arzusu bazı uyumsuzlukları ya da kusurları görmelerini engelleyebilir. Kolay yoldan para kazanma ihtiyacı, sonucu apaçık kötü olabilecek bir şeye yatırım yapmalarına ya da dolandırılmalarına yol açabilir. Ancak bu insanlar bilinçsiz olarak çoğunlukla inanmak istediklerine inanırlar. Derinlerde bir yerde bir şeylerin yanlış olduğunu bilirler ve genellikle bu nispeten garip his olarak ortaya çıkar; kendilerini kandırdıklarını söyleyen bir içses ya da bir önsezi olarak. Bazı insanlar içseslerini dinler, diğerleri ise istekleri doğrultusunda düşünmeye ve kendilerini kandırmaya devam ederler. Her iki yol da bizim düşünüş, davranış ve hissediş şeklimiz üzerinde bilinçaltının güçlü etkisine örnektir.
Reklam
Hayata Bakış
Dünyaya bir çocuğun gözüyle bakmaya çalışın; beklentiler ve yargılar olmadan. Beklediğinizi değil, orada olanı görün. Sakin olun. Zevk alın. Beklentilerinizin bakış açınızı daraltmasına izin vermeyin. Eğer bir partiye sadece iyi bir eşle karşılaşmayı bekleyerek giderseniz çok iyi bir arkadaşı kaçırabilirsiniz. Etrafınızın fırsatlarla çevrili olduğunu aklınızdan çıkarmayın. Önemli olan doğru yere bakmak ve orada gerçekten olanı görmektir.
Mânâ
Eskiden beni oyalayan, ilgimi çeken çok daha fazla şey vardı. Ayrıca sanatı çok kutsal bir şey miş gibi görürdüm. Edebiyat, sinema ve müzikten çok büyük haz alırdım. Bana bir sürü hayal kur durup düşündürürlerdi. Şimdi o eski can sıkıntısı zamanları daha da uzadı. Birçok şeye ilgimi yitir dim. Kırk yılda bir roman okuyorum, bu dijital çağda her film elimin altında ama eskiden olduğu gibi ağzımın suyu akarak seyrettiğim çok az film var. Yeni çıkan romanlar da beni eskisi gibi he yecanlandırmıyor. Sadece eski şarkılarımı söyle yerek istediğim kadar uzatabileceğim başarılı bir kariyerim var. Ama bir hedefim yok, bu da hayatı sıkıcılaştırıyor. Kendimi hem yorgun hem moti vasyonsuz hissediyorum. Amatörlükteki o zevkim geri gelse, çok mutlu olurdum.
Sayfa 245Kitabı okudu

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Çeşitlilik şart. Ne hep antepfıstığı, ne hep beyaz leblebi. 250 gram hepsinden katacaksın hayatına. Benim önerim 250 gram yalnızlık, 250 gram aile, 250 gram sosyal hayat, 250 gram da kişisel gelişim. Al sana mükemmel denge.
Sana tek sözüm var. Umarım yokluğu ile sınanmazsın, seni seven birinin. Senin sevmen demiyorum bak. Onların kıymetini biliyorsun nedense.
Reklam
Neden?
“Hayır, sen değilsin.” Bunu nerede duyarsan duy, lütfen ama lütfen anlamaya çalış. Neden sen değilsin? Neden seni almadılar işe? Neden o seninle çıkmadı? Neden? Sende faklı ve eksik olan ne? Peki, elindeki mevcut malzeme değiştirilebilir mi? Geliştirilebilir mi? “Evet” ise, süper. E “hayır” ise, o zaman hedef değiştir. Alçaktan uç, Süpermen!
Zafer
Sevilmek, muhakkak güzeldir ama mesele sevmek değildir. Sevilebilmektir.Yani sen istediğin kadar sev birini, onun da seni sevebilmesi için sende bazı şeylerin çözülmüş olması lazım.
Para
Hangisine daha çok saygı duyarsın? Birinin paraları ateşe atabilme kahramanlığı göstermesine mi yoksa Hamdi'nin gururunu hiçe sayıp annesine, ailesine bakıyor olmasına mı? Gerçek fedakarlık hangisi? Üretici eylemler ile üretici olmayanlar, yaratıcı eylemler ile yıkıcı olanlar arasında mutlak bir çizgi çizmek imkansızdır. Bir çıkmazın soyut bir çözümü olamayacağı için, bu çıkmaz da ancak yaşanabilir. Her koşulda, varolan gerçekliğin perspektifinden, para yakmak kaçınılmaz olarak verili dünyaya irrasyonel, "imkansız" bir öğe sokan bir aşırılıktır.
Sayfa 178Kitabı okudu
Kış Uykusu
İsmail'in edimi Kant'ın arzuyu kontrol etmede aklın ağırlığını ortaya koyan o meşhur örneğini hatırlatır: Varsayalım ki birisi arzu ettiği nesne ve fırsat karşısında olduğu zaman, haz eğilimine karşı koyamadığını bir özür olarak öne sür sün. Acaba bu fırsatın, bulunduğu evin önüne bir darağacı kurul muş olsa ve bu kişi bu hazzı tadar tatmaz asılacak olsa, eğilimini baskı altına alamaz mıydı? Ne cevap vereceğini bulmak için uzun uzadıya düşünmeye gerek yok herhalde
Sayfa 178Kitabı okudu
Kış Uykusu
Gitmedim. Gidemedim . ... Ne olur sen de gitmemi isteme . ... Senden ayrılmanın benim için ne derece korkunç, hatta olanaksız olduğunu çok iyi biliyorum. Tıpkı artık beni sevmediğini bildiğim gibi. Biliyorum, eski günlere dönemeyiz. Gerek de yok buna. Beni bir uşağın gibi, bir kölen gibi yanına al. Ve hayatımıza senin istediğin gibi de olsa devam etmemize izin ver. Beni affet
Reklam
-Bir insanın hür olup olmadığını anlamak için mevkiine bakma. Zira iş tersinedir. Makam yükseldikçe, o makamın sahibi daha fazla esirdir.
Sayfa 119Kitabı okudu
Hiçbir şeyden korkma; hiçbir şey isteme. O zaman bir atın bir ata, bir arının bir arıya karşı korkunç ve müthiş bir silahı olmadığı gibi, hiç kimsenin de sana karşı korkunç ve müthiş bir silahı olamaz. Arzularının ve korkulannın seni esir etmek için efendilerinin tıpkı bir kalede olduğu gibi senin gönlünde beslerdikleri silahlı bir ordu olduğunun farkında değil misin? Bu askeri kov! Kalene hükmet, derhal hür olacaksın!
Sayfa 119Kitabı okudu
-Sende sana bahşedilmeyen, benim diyebileceğin hiçbir şey yoktur. Sana her şeyi veren senden bir şeyi geri mi alıyor. Ona mukavemet etmekle sen sadece deli değil, aynı zamanda nankör ve haksızsın!
Sayfa 120Kitabı okudu
Hatırla ki sadece şan ve şeref, mevki, servet arzusu bizi boyunduruğa sokmaz. İstirahat, rahatlık, seyahat, okuyup yazma arzulan da bizi esarete götürürler. Bir kelime ile, ne olursa olsun, bize yabancı her şey, kıymet verdiğimiz takdirde bizi esarete götürebilir.
Sayfa 126Kitabı okudu
Bir insan sana bir sırrını emanet etti ve sen de ona bir sırnnı emanet etmenin namusluca, doğru ve nazik bir hareket olduğunu zannediyorsun. Sen bir hoppa ve bir aptalsın. Ekseriya tatbik edildiğini gördüğün şeyi hatırla. Sivil elbise giymiş bir asker bir vatandaşın yanına oturur ve şuradan buradan konuştuktan sonra, Caesar'ın aleyhinde bulunmaya başlar. Bu açık kalbiilik karşısında yumuşayan vatandaş askerin emanet ettigi bu sırrı, sadakatına delil sayarak ona gönlünü açar, hükümdardan şikayet eder ve nihayet asker kendisinin ne oldugunu açıga vurarak, onu zindana sürükler. İşte bu, her gün raslanan bir hadisedir. Sana sırrını söyleyen ekseriya namuslu bir adamın maskesini ve elbisesini taşır. Zaten bu emniyet degildir. Bu, boşbogazlıktır. Senin kulağına söyledigi şeyi rastgeldiğine söyler. O, delinmiş bir fıçı gibidir. Kendi sırrını saklayamadığı gibi senin sırrını da saklayamayacaktır.
Sayfa 141Kitabı okudu
163 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.