Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Fatih DOĞANCI

Büfenin yanındaki gazozcu yaşlı hanım gecenin tüm gölgelerini eteklerinin etrafına ağır ağır sarar gibiydi.
Sayfa 72 - YKY, 25.BaskıKitabı okuyacak
Reklam
Asıl korkulması gereken insanlardır, sadece onlar, daima.
Sayfa 31 - YKY, 25.BaskıKitabı okuyacak
Biz aşağıdayız, sintinede, anamız ağlıyor, leş gibiyiz, t.şaklarımızdan ter damlıyor, işte bu kadar! Yukarıdaki güvertede ise efendiler, gölgede, pembe yanaklı, parfüm kokularını havaya salmış güzel kadınları kucaklarına oturtmuş, keyif çatıyorlar. Derken bizi güverteye çağırıyorlar. Sonra dilimdir şapkalarımı kafalarına geçirip başlıyorlar bize sıkı bir zılgıt çekmeye: "Leş sürüsü, savaş çıktı!" diye böğürüyorlar. 2 No 'lu Vatandaki pisliklerin gemisine saldıracağız, kafalarını uçuracağız! Haydi! Ne lazımsa gemide var! Hep bir ağızdan! Önce hep beraber "Yaşasın 1 Nolu Vatan!" diye avazınız çıktığı kadar bağırın bakalım, yer gök inlesin.Sesiniz ta uzaklardan duyulsun! En sıkı bağırama hem madalya hem de yüce İsa'nın vaftiz şekerinden vereceğiz! Ulan ne duruyorsunuz!
Sayfa 25 - YKY, 25.BaskıKitabı okuyacak

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Yunan tayyarecileri Yunan olmasa gerek. Kara ordusunun cesur ve inatçı harp gücüne rağmen tayyarecileri tabansız! Belki megalo idealinin tahakkuk etmeyeceğine inanan bir zümre. Havada karşılaşmaktan hiç hoşlanmıyorlar.
Sayfa 100 - Yapı Kredi Yayınları, 8.BaskıKitabı okudu
Bu şerait altında ve bu kadar zorluklar içinde çalışmaklığımıza rağmen, adet fazlalığı ve malzeme iyiliği düşmanlarda olduğu halde, daima düşman hava kuvvetlerinden üstün bir mevki muhafaza etmiştik.
Sayfa 91 - Yapı Kredi Yayınları, 8.BaskıKitabı okudu
Reklam
"İşte bu yüzden saçımı hep karıma kestiririm " dedi. "Hem para almaz hem de politikadan söz açmaz"
Sayfa 50 - Can Yayınları, 17.BaskıKitabı okudu
En sağlam karınca yuvası bile bar­daktan boşanırcasına yağan yağmura otuz saniyeden fazla dayanamazdı. İnsanoğlunun evrendeki yerini düşünecek olursak bu karıncalardan ne kadar üstün sayılabiliriz ki acaba?
Sayfa 166 - Can Yayınları, 2.BaskıKitabı okudu
Görünen o ki Tanrı, o müthiş merhametiyle var oluş yolunda acele eden ulus ve sınıfları yok ediyor. İnsanlık şöleni için yazılmış o ateşli "mene tekel*" i mi okumak istiyorsunuz? Geceleri, yozlaşmış ve edepsiz şehirlerimizin duvarlarına yansıyan ışıltılı yazılara bakmanız yeter! ... * Mene mene tekel ufarsin (Aramice) : Babil Krallığı 'nın yıkılışını duvarda belirerek Belşazzar 'a haber eden alamet.
Sayfa 247 - Jaguar Kitap, 1.BaskıKitabı okudu
Soru şu; İnsan hiç mutlu olabildi mi ? Tek başına insan, evet, bütün canlılar gibi; ama tüm insanlık, hayır. İnsanın trajedisi, insanlığa dönüşmeye mecbur bırakılmış olmasıdır ya da geri dönülmez bir şekilde uluslara, ırklara, inançlara, devletlere ve sınıflara, zengin ve fakire, eğitimli ve cahile, yönetenler ve yönetilenlere bölündükten sonra, çok geç bir zamanda insanlığa dönüşmüş olmasıdır. Atları, kurtları, köyün ve kedileri, tilkileri ve geyikleri, ayıları ve keçileri bir araya toplayın; tek bir yere kapatın ve adına "Sosyal Düzen" denen o akıldışı kalabalığın içinde bir arada yaşamaya ve ortak hayatın kurallarına uymaya zorlayın -işte o zaman mutsuz, tatminsiz,kaçınılmaz olarak biçimsiz bir sürü olacaktır ve bu sürünün içinde hiçbir mahlûk kendini evinde hissedemez. İşte insanlık denilen büyük ve heterojen sürünün resmi de aşağı yukarı budur. Uluslar,devletler ya da sınıflar birbirlerine baskı yapmadan, birbirleriyle çatışmadan uzun süre bir arada yaşayamazlar; ta ki taraflar için sayanılmaz bir seviyeye gelene kadar- ya da sonsuza dek birbirinden uzakta (eğer dünya yeterinde büyük olsaydı bu mümkündü( veya birbirlerine karşı ölüm kalım mücadelesi vererek yaşarlar. Urk, ulus ya da sınıf gibi biyolojik insan varoluşları için homojenliğin ve el değmemiş mutluluğun tek yolu kendilerine yer açmak ve diğerlerini yok etmektir.
Sayfa 238 - Jaguar Kitap, 1.BaskıKitabı okudu
Hummalı girişimler ve teknolojik zenginlik gözünüzü kör etmesin; bunlar çoktan ölümün damgasını vurduğu organizmanın tümündeki ateşli hastalık döküntüleri yalnızca. İnsanlık böylesi hızlı bir yükselişe hiç tanık olmamıştı; ama yine de bana tek bir mutlu insan bulun, halinden memnun tek bir sınıf ya da mevcudiyetini tehdit altında hissetmeyen tek bir ulus gösterin. Medeniyetin bütün armağanları, Karun bolluğundaki manevi ve maddi değerler arasında, hepimiz karşı konulmaz bir belirsizlik, endişe ve huzursuzluk hissine kapılmış haldeyiz.
Sayfa 238 - Jaguar Kitap, 1.BaskıKitabı okudu
Reklam
Her koleksiyoncunun, koleksiyonuna yeni bir parça katabilmek için hırsızlık yapmaya ya da cinayet işlemeye hazır olduğunu herkes bilir; ama bu onların ahlaki değerlerine herhangi bir şekilde halel getirmez.
Sayfa 139 - Jaguar Kitap, 1.BaskıKitabı okudu
Deprem
Toprağın sarsıntısı denizin fırtınasına benzemiyor, büsbütün ayrı bir şey; denizde her zaman müteyakkız bulunuyoruz; deniz, biliyoruz ki insanoğlu için güvenilecek bir unsur değildir. Onu başından düşman olarak aldığımız için su bizde mukavemet, müdafaa ve zafer sevkitabii ve ihtiyaçlarını uyandırıyor. .. Halbuki toprak böyle değil; o insanlığın en güvendiği unsur­ dur. Saadetini, refahını, emniyetini ona bağlamıştır. Onu her zaman itaatli, müşf ı k veyahut hiç olmazsa lakayt ve sakin görr n eğe alışmışızdır. Toprağın sarsılması işte bu emniyetin yı kılmasıdır ve bir dost tarafından hançerlenmeğe benzeyen vahim bir hali var­ dır. Onun için denizden gelen tehlike karşısında atik ve cesaretli kesilen insan, topraktan gelen tehlike karşısında maneviyatını kaybetmiş bir sürü şekline giriyor. lik zelzele gecesi daha bu işin manasını anlamadığım için erkenden yatağıma girdim ve Selanik tarihini okumağa başladım. Fakat beş dakika sonra harap evin bütün kirişlerini ayrı ayrı gıcırdar bulunca ve baş üstünde bir buçuk metre kalınlığında bir toprak tavanın her an beni gömmeğe hazır bulunduğunu anla­ yınca sokağa fırladım.
Sayfa 91 - Dergah Yayınları, 9.BaskıKitabı okudu
Tutkuyla inanmanın ilk adımı korkudur. Kimliğimizi, hayatımızı, durumumuzu veya inançlarımızı kaybetme korkusu. Korku barut, nefret ise fitildir. Son içerik olan dogma ise nihayetinde sadece aydınlatan bir kibrittir.
Sayfa 343 - Kırmızı Kedi Yayınevi, 1.BaskıKitabı okudu
Rutin ilhamın hizmetçisidir.
Sayfa 316 - Kırmızı Kedi Yayınevi, 1.BasımKitabı okudu
Yaşlılık dinin çilesidir. Ölüm kapıyı çaldığında, şüphecilik pencereden fırlar. Ciddi bir kalp hastalığı insanı korkudan Kırmızı Başlıklı Kız 'a bile inanacak hale getirir.
Sayfa 291 - Kırmızı Kedi Yayınevi, 1.BasımKitabı okudu
189 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.