Sahilde rahat ve sakin bir yere yerleştiler. Evleri küçük ve gösterişsizdi. İç ve dış yapısının özel bir üslubu vardı. Döşenmesinde sahiplerinin zevki, düşünüşü belli oluyordu. Oraya birçok eşya getirmişlerdi. Her tarafta Rusya'dan, yabancı ülkelerden gönderilmiş paketler, sandıklar, bavullar görünüyordu. Konforu seven bir adam, belki bu birbirine uymayan mobilyaları, eski resimleri, kolları bacakları kırılmış heykelleri, çoğu değersiz fakat birer hatıra olarak sevilen ufak tefek ziynet eşyasını görünce omuzlarını silkerdi. Ancak zevk sahibi bir insan şu ya da bu resme, zamanla sararmış bir kitaba, eski bir çiniye, eski paralara gözleri parlayarak bakabilirdi.
Her koleksiyoncunun, koleksiyonuna yeni bir parça katabilmek için hırsızlık yapmaya ya da cinayet işlemeye hazır olduğunu herkes bilir; ama bu onların ahlaki değerlerine herhangi bir şekilde halel getirmez.
Psikiyatristlere göre "değersiz şeyleri" biriktiren ve ne bulursa toplayan adamlara istifçi deniyor. Hani çöp ev falan diyorlar ya o. E adam yeteri kadar zenginse değersizlerin yanında değerlileri de topluyor, daha geniş eve çıkıyor, her şeyi güzelce tasnif ediyor, oluyor sana koleksiyoner. Şimdi hemen oradan itirazlar yükselecek "Ama onlar birbirinden farklı falan diye ama şimdi burada biz bizeyiz kimseyim kandırmayalım, normalde evini belediyeye temizletip ağlata ağlata tedaviye alacağınız adamlar yalıda oturduğu zaman gidip plaket veriyorsunuz."Oh ne güzel de toplamışsın, ne güzel de biriktirmişsin, aşkolsun doğrusu, Moskova'nın batısındaki en geniş matruşka koleksiyonu sizde, ev ocak matruşkadan geçilmiyor, pes doğrusu," diyorsunuz.