Hayır, fikir kendi başına bir güç değildir. Bilinçte tek başına olsa bir güç haline gelebilirdi. Ama orada duygusal hallerle çatışma içinde bulunduğundan, mücadele etmek için kendinde eksik olan gücü duygulardan ödünç almaya mecburdur.
Felaket geldikten sonra, ah bilseydim, denir. Aslında biliniyordu, ama söz konusu olan duyarlı, duygulara dayanan bir bilgi değildi, halbuki irade bakımından geçerli olan tek bilgi türü budur.
"Sadece yazmaya çalışan biriydim belki de? Beceremeyen. Bir türlü tutturamayan. Yazdıkları anlaşılmayan. Beğenilmeyen. Sevilmeyen. O yüzden deliren biri de olabilirim."
Kimin kim olduğuna önem veren bu dünyanın kimseye önem vermemesi üzerine düşünmeye başladığımız anda her şeyin altüst olacağını bildiğimizden olsa gerek, hiçbirimiz gerçekten kim olduğumuzun peşine düşmüyoruz. Sadece hayali bir tanrının kulu olduğunu sanmak yetiyor insana.
Hepimizin geçmişinde yarım yamalak bir gerçeklik ve bolca hayal var. Anlattığımız hikayelerden birbirimizi yarım yamalak tanıyoruz. Hepimiz birbirimizin hikayelerine, hiç sorgulamadan, olduğu gibi inanıyoruz. Bizi bir arada tutan tek şey bu inanç.
Ben doğumu ve ölümü düşünüyorum, onlar hayatta kalmanın yolunu. Benim aklımda olanlar ve olmayanlar, onların aklında olacaklar ve olmamışlar. Ben hep şimdiki zamandayım, onlar hep gelecek zamanda.
Çoğu insanın hayatta başarısız olmasının bir nedeninin tam da akla uygun davranmak için hala özgür olduğu noktanın farkında olmaması, ancak karar almak için artık çok geç olan bir noktada yaptığı seçimin farkına vardığı söylenerek genelleme yapılabilir.