Çocuk yıllarımda ve sonra hapishane yaşantım boyunca yaşadığım mahrumiyet, beni israfa karşı oldukça hassaslaştırdı. Eşyalarımı başkalarıyla paylaşma konusunda oldukça cömert sayılırım. Bazen aşırı cömert davrandığım için eleştirilirim bile. Örneğini; 1990 yılındaki ziyaretim sırasında cebimde kalan son parayı ihtiyacı olan birkaç arkadaş ve
Sherlock Holmes keyif için sokağa çıkan, keyif için gezen bir insan değildir. Tanıdığım en kuvvetli
insandır, fevkalâde boks bilir. Fakat lüzumsuz yere vücudu yormanın enerji israfından başka bir şey
olmadığı kanaatindedir. Ama iş icabı hareket etmeye, yürümeye, enerji sarfına başladığı zaman da yorulmak bilmez.
O gün hava çok güzeldi, ilkbahar
KEHRİBAR PİPO
Sherlock Holmes keyif için sokağa çıkan, keyif için gezen bir insan değildir. Tanıdığım en kuvvetli insandır, fevkalâde boks bilir. Fakat lüzumsuz yere vücudu yormanın enerji israfından başka bir şey olmadığı kanaatindedir. Ama iş icabı hareket etmeye, yürümeye, enerji sarfına başladığı zaman da yorulmak bilmez. O gün hava çok
"Boş verin bunları. Beni dinleyin siz. Şu yedi yüz florini alın ve gidip rulet oynayın.Benim için kazana bildiğiniz kadar kazanın, çok fena paraya ihtiyacım var."
Sen, sen olarak yok olmak zorundasın, o zaman gerçek ortaya çıkar. Gerçeğin ne olduğuna dair hiçbir fikre sahip değilsin, rüyalarında bile. Sen gerçek dışısın ve gerçek dışılıkta yaşıyorsun. Rüyalarda yaşıyorsun, uykuya dalmış vaziyettesin. Uyanışın nasıl bir şey olacağını kavrayamazsın.
Yalnızca bir tek şey söylenebilir: Bildiğin hiçbir şeyi