Oscar Wilde’ın yazdığı tek roman Dorian Gray’in Portresi benim çok etkilendiğim, en sevdiğim ve hiç unutamayacağım kitaplardan biri oldu. Bir ressamın, çok hoş, güzel bir genç erkeğin portresini yapmasıyla başlıyor roman, sanatçının kendisinden çok şey kattığını düşündüğü eserini başka kşmseyle paylaşmak istememesi ve ardından portresini çizdiği Dorian Gray’e vermesiyle olaylar gelişiyor. Güzelliği ve gençliğine hayranlıkla, tutkuyla bağlanan karakterimiz, hiç yaşlanmamayı, kendisinin yerine portresinin yaşlanmasını diliyor ve bu dilekle hayatı bambaşka bir yola girmiş oluyor. Romanda Oscar Wilde, iyi insan olmayı sorguluyor: vicdan, bencillik, bireysellik, iyi olmak-kötü olmak, yaşamın ve sanatın amacı gibi konularda çok etkileyici tespitleri var. İnsan sadece kendi benliği için mi yaşamalı, öyleyse böyle bir yaşam insanın kendi ruhu üzerinde nasıl etkiler bırakır? İnsan çevresinden nasıl etkilenir? Yoksa yazarın dediği gibi aslında cennet de cehennem de içimizde mi? Kitabı okurken bunları sorguluyorsunuz. Kitabın karakterleri muazzam. İyi karakteri de kötüyü de anlayabiliyor, kendi penceresinden bakabiliyorsunuz, iyinin de kötünün de çok sağlam temellere oturtulmuş felsefesi var ve bu okuyucuya çok akıcı bir şekilde aktarılıyor. Kitabın kurgusu zaten çok sürükleyici. Çok sağlam alt metni olan klasiklerden. Mutlaka ama mutlaka tavsiye ederim. Ben yakın zamanda kaybettiğimiz kıymetli çevirmen Nihal Yeğinobalı’nın çevirisini okudum (ki şu an @canyayinlari basıyor), çeviri gayet güzeldi.
Ali Şeriati kitabın başında yine 'sizi rahatsız etmeye geldim' diyor ve okuyucuyu yine rahatsız ediyor.
İlk kısımları biraz sıkıcı olabilir ama kesinlikle bırakmayın, kitap bir bölümden sonra sizi alıp bambaşka yerlere götürecektir.
Özgürlük kavramını ele alışı, verdiği his oldukça güzeldi. İşte ordan bir alıntı:
"Ey özgürlük! Ben zulümden
-''Uçurtmayı vurmasınlar, çocuklar uçurtma da uçurabilsinler diye...(ALINTI-#42452824)
Kuralları büyüklerin koyduğu dünyada çocuk olmak, çocuk kalmak, çocukça davranmak mümkün müdür? Hangi çocuk bunun altından kalkabilir, hangi çocuk bunu anlamlandırabilir?
Kadınlar koğuşunda geçen, annesiyle birlikte hapishanede
Ne garip şey" eskiden herşey güzeldi demek " eskiler nasıldı da güzeldi niye hep eskiler
değişen ne var?
Değişen çok şey vardı, herkes birbirini korur kollardı.
Eskiden, herkesin giyimi yerindeydi.
Eskiden, komşuluk ilişkileri vardı ,yemeğe toz atacak tozun kalmamışsa gider alırdın komşudan çekinmeden halbuki şimdi kapılarını çalmaya bile utanırsın .
Eskiden çocuklar dışarılarda şenlenirdi sabahtan akşama kadar şimdi ise ,hep evlerde .
Eskiden hasta olanların pencerelerinde çiçek saksıları bırakılırdı, gelen geçen ses edip rahatsız etmesin diye .
Eskiden, anne babaya saygı duyurulurdu onlara karşı bile gelinemezdi.
Eskiden, insanlar iyiydi.
Eskiden, yardımseverlik vardı .
Eskiden, insanlar naifdi .
Eskiden, paradan çok insana değer verilirdi .
Eskiden, biçok şey eksikti ama sevgi saygı çoktu.
Eskiden, sohbetler edilirdi .
Eskiden, kimse kimseyi canı istediği vakit rahatsiz etmezdi .
Eskiden, kadınların göz yaşı dökülmesin diye erkekler ceplerinde küçük parca bez taşırlardı...
eskiden eskiden eskiden
zaman ilerledikçe eskilerin kıymeti daha iyi bilinsin diye insanlar kötüleşiyor ..!🌸