Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
unutmuş gibi yaptığım her şeyi hatırlıyorum. biliyorum hangi acımın hangi yarama denk düştüğünü. ve sırf bu yüzden Loriana, aynaya bakarken gözlerimi gözlerimden kaçırıyorum Ne olur kimseye söyleme ama ... çok yoruldum. Pinterest den buldum ve çok hoşuma gitti kitabı okumadim fakat yinede bu alıntıyı paylaşmak istedim.
"Çok yükseğe çıkamam ; bende yükseklik korkusu var. Kimseyi yarı yolda bırakamam ; bende alçaklık korkusu var.Hayatta silgim hep kalemimden önce bitti, çünkü kendi doğrularımı yazacağım yerde, tuttum başkalarının yanlışlarını sildim. Beklenen hep geç geliyor ; geldiği zaman da insan başka yerlerde oluyor.Kimseye göstermem üzüntümü. Gündüz gülerim, geceleri yalnız ağlarım. " Alıntı çok hoşuma gitti, sizlerle de paylaşmak istedim. ♡
Reklam
Zülfü Livaneli' nin " Keşke insanlar da yunuslar kadar iyi olsaydı." sözünden çok etkilendim, çok hoşuma gitti ve kitabı okumama rağmen kitapta geçen bu alıntıyı paylaşmak istedim.
TANYA, MİŞA, LENA VE RİNAT: ŞİMDİ NEREDELER? Gerçekten de, şu anda bizler neredeyiz? Çoğumuzun güvenebileceğimiz sürekli bir işe ve ücrete sahip olduğu SSCBde yaşamış olan, yarının getirecekleri konusunda sınırsız ve sarsılmaz bir güven duygusu içinde yaşamış olan bizler. Hasta olduğumuzda bizi tedavi edecek doktorların ve bizleri eğitecek
Evet gençlik, gençliğini yapacaktir. Ama gençlik, hayvanlar gibi davranmaktır. Hayır, tam olarak hayvan gibi değil de, daha çok şu küçük oyuncaklar gibi davranmaktır. Hani sokaklarda satarlar ya, içinde makamizması, dışında da anahtarı olan küçük teneke adamlar vardır, anahtarını grr grr grr kurarsın, bıraksın yürür gider ya kardeşlerim. Ama düz çizgide gider ve tabii bir şeylere toslar, düz gider tos tos toslar, yaptığındanda vazgeçemez. İşte genç olmak, bu küçük makinelar gibi olmaktır.. Alex’in bu son konuşmaları hoşuma gitti ve paylaşmak istedim instagram.com/kisiselgelisima...
Sayfa 170Kitabı okudu
Çok hoşuma gitti paylaşmak istedim :)
Hüseyin Nihal Atsız öğretmen olarak atandığında gençliği fikir ve dava yolunda geçmiştir, bu yüzden hiçbir kadınla duygusal bağ kurmaya vakit ayıramamıştır. Atandığı okulda ise meslektaşı bir kadın dikkatini çeker, yeşil gözleri vardır. Atsız o zamana kadar hiçbir kadına ilgi duymamışken, gün geçtikçe bu kadına kendini kaptırır ve en sonunda kendiyle uzun mücadeleler sonucunda açılmaya karar verir. Bir şiir yazar ve sevdiği hanımın dolabına koyar. Sevdiği hanım ise zarfı bulduğunda Nihal Atsız’dan olduğunu anlayarak, zarfı açmadan, mektupta ne olduğunu merak etmeden, olduğu gibi Nihal Atsız’a geri verir. Atsız sonraları çıkardığı şiir kitabında, bu şiire “Geri Gelen Mektup” ismini koyarak yayınlar. O yeşil gözlü hanım ise Atsız ile mezara bir sır olarak gider. Şiir ise şöyledir; GERİ GELEN MEKTUP Ruhun mu ateş, yoksa o gözler mi alevden?  Bilmem bu yanardağ ne biçim korla tutuştu?  Pervane olan kendini gizler mi hiç alevden?  Sen istedin ondan bu gönül zorla tutuştu.  Gün, senden ışık alsa da bir renge bürünse;  Ay, secde edip çehrene, yerlerde sürünse;  Herşey silinip kayboluyorken nazarımdan,  Yalnız o yeşil gözlerinin nuru görünse...