Akış
Ara
Keşfet
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
Kitap Türleri
Dergiler
Çevirmenler
İncelemeler
Alıntılar
İletiler
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.38.13
Andy Weır yine yapmış yapacağını!
Yazarın 3 kitabını da okudum ve hiçbirinde hayal kırıklığı yaşamadım. ( Artemis beklentimin biraz altında kaldı, o da benim beklentimden dolayı)
Okuduğum en iyi bilim-kurgu kitabı olan Marslı 'ya, yine Weir' in kitabı olan "Kurtuluş Projesi" rakip oldu. Hangisi daha iyi seçemiyorum.
Ece üneri televizyondan ve katıldığı tv programlarından tanıyordum kitabını okuyana kadar hayatı dolu dolu yaşamış ve çevresinde olan biteni gözlemlemiş olaylara kayıtsız kalamamış bir kadın duruşun seviyordum şimdi daha çok sevmeye başladım çünkü hayata ve insana değer verdiğini başkasının başına gelen olaylardan nasıl etkilendiğini okurken hissedebiliyorum türkiyenin gündemini yaşanan belli başlı olayları kendine özel üslubuyla ve akıcı dilliyle anlatmış ben çok beğendim eleştiriyi öyle güzel ve zeki bir dil ile yapmış ki hayran olmamak elde değil ülkenin böyle aydın insanlara ihtiyacı var sonundaki kadın cinayetlerine olan vurgusu çok güzel hepimizin gördüğü ama bir kaç gün sonra unutuğumuz dahada kötüsüyle karşılaştığımız kadın cinayetlerinin niye bu kadar fazla olduğunu güzel bir tespit ile anlatmış kitabın beli yerlerinde boğazım düğümlenmiş hissediyorum ama bir yer var ki beni mahvetti " ölmekten korkmuyor kadınlar, düşünebiliyor musunuz? Gerçekleştiğinde çocukları orada olsun istemiyorlar. Bir de mümkünse cinayet, boğazları kesilmek suretiyle gerçekleşmesin." Bu cümleleri okurken boğazım düğümlendi kadın cinayetlerinin geldiği noktayı çok iyi anlatmış ara ara okunması gereken bir kitap çok beğendim tavsiye ediyorum
Ahtapotun’un Rüyası yazardan okuduğum ilk eser ve kesinlikle son olmayacak. Yazarın dilini, hikayenin akışını ve olay örgüsünü gerçekten çok beğendim. Son zamanlarda herkesin ilgisini çeken neredeyse okumayanı kalmayan Ben Kirke, Akhilleus'un Şarkısı gibi kitapları sevenler bu esere de mutlaka bir şans vermeli. Bahsettiğim kitaplarda Yunan
Ülkemizdeki annelik algısını ve çocuğa bakış açısını tek tek tespit etmiş ve bu algıların yerine yenisini oluşturmaya calismis emek kokan bir kitap. Anlatılan şekilde yetişen neslin daha iyi bir anne olma çabasına katkıda bulunuyor. Farkındalık sağlıyor. Anlatımı çok yalın. Ebeveynlerin okuması gerekli bir kitap bize çocuklarımızın Allah ın bir emaneti olduğunu biz bağırdığımızda ruhunda silinmeyen izler bıraktığımızı anlatıyor. Bununla nasıl başa çıkacağımız konusunda yardımcı olmaktadır.
ömrümü çürüttün Cioran
Çürümenin Kitabı, yaklaşık 3 ay gibi bir sürede okudum(?). Kitabı bitirdim fakat okudum diyebilir miyim bilmiyorum. Bazen Cioran abi ne demek istiyorsun anlamıyorum dedim, bazen de çok iyi söylemişsin, tam yerinde tespit dedim. Yaklaşık 5-6 yıl sonra tekrar elime almam gerektiğini hissediyorum. Okumayı düşünen arkadaşlara başarılar diliyoruuummm.
Yazar, insanların sosyal paylaşım ağları aracılığıyla her türlü bilgiye ulaşabildiklerini bununla birlikte insanlar ya tamamen bilimsel verilere göre hareket edip değerlendirme yapıyor, ya da bir kısmı işin sadece felsefesinde kalıyor. Yazar bu kitapla, bazı tasavvufi konulara farklı bir yaklaşım getirebilmeyi amaçlıyor, işin aslı; tayyi mekân, rabıta ve benzeri pek çok konunun günümüzde kuantum teorileri ve atom altı boyutla da izahlarının mümkün olabileceğini açıklıyor. Yani kuantumu en iyi evliyaların bildiği gerçeğini bir ölçüde de yansıtıyor.
Gerek fizikçilerin, gerek mutasavvıfların elde ettikleri bilgi için "keşf/ keşf etme" terimini kullanırlar. Aslında sıradan bir tesadüf gibi görünen bu terim, bize fizikçilerin de tasavvuf ehlilerinde var olmayan bir şeyi değil, Allah'ın evrene yerleştirdiği kural ve prensipleri tespit ettiklerini anlatmaktadır. Aralarındaki fark, bilimin ancak bazı vasıtalarla çok uzun zaman zarfında keşf edebildiği kuralı, mutasavvıfın riyâzet ve mücâhede sonucu ilm-i ledün ile ve araç gereç kullanmadan Allah'ın bir lütfu olarak daha kısa zamanda keşf etmiş olmasıdır.
Kuantum fiziğindeki sonsuz olasılıklar kaosu, tasavvufta kabul edilen son manevi makam olan Hayret Makamı’na denk geliyor diyebiliriz.
