Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Aliye
İpsiz sapsız bir yer burası. Ama insanları öyle değil. Görülmeyen iplerle birbirlerine bağlanmış gibi hepsi sanki. Nereye çekersen iplerini, hepsi birden oraya hareket ediyorlar... İplerinin başındaysa televizyon kutularıyla bastırılmış, son kullanma tarihleri geçmiş kokuşmuş zihniyetler var. Karşıdan karşıya dahi üç kere sağa bakıp geçerler yani,
Sabahattin Ali'nin, eşi Aliye Hanım'a yazdığı mektup
“Benim Sevgili Aliye’m, Mektubunu aldım. “Ben fena kız değilim, senin meyus olmayıp saadetin için hayatımı şimdi fedaya hazırım!” diyorsun. Aliye, bana böyle şeyler yazma… Sonra ben sana deli gibi âşık olurum. Senin ne iyi kız olduğunu biliyorum. Muhakkak ki hayatımda yaptığım ve yapabileceğim en iyi iş seninle hayatımı birleştirmek oldu. Bundan
Reklam
Hasretinden prangalar eskittim. .....'Dört Yanım Puşt Zulası’
“Bunu anlatmak doğru mu bilmiyorum. Çok kişisel bir şey. Çok duygusal. Artık anı olmuş. Kitabımın adını ben 'Dört Yanım Puşt Zulası’ koymuştum. Ama sevgili kardeşim Ali Özoğuz buna engel oldu. Bana ‘Kitabına böyle bir ad koymaya hakkın yok’ dedi. ‘Seni 15 yaşında çocuklar, kızlar taparcasına seviyorlar. Sen bununla ola ki burjuvazinin tuzaklarını söylüyorsun. Ama şu da var, o çocuklara saygı duymalısın. Hatta bu adı bir şiirine bile verme, mısra olarak kalsın.' Düşündüm, Ali’ye hak verdim. Madem öyle, kitabımın adı Hasretinden Prangalar Eskittim olsun dedim. Şunu da söyleyeyim, başlangıçta ‘eskittim’ değildi, ‘çürüttüm'dü o sözcük. Yani ‘Hasretinden Prangalar Çürüttüm’. Fakat ‘çürüttüm’ sözcüğünü sevmedim. Her ne kadar doğrusu ‘çürüttüm’ de olsa sevemedim. Bir de bu sözcükte üç tane ‘ü’ geliyor ya arka arkaya, kulağımı tırmaladı, iç kulağımı, yani gönlü­ mü tırmaladı. Her şairin bir de yüreğinde kulağı vardır. Onu tırmaladı işte. Müzik ve anlam bakımından daha güçsüz buldum. O nedenle ‘eskittim’ dedim."
Çok sevgili Aliye,
Hakikaten anlaşmak gayet mühim meseledir. Ve sen, ihtimal, içinde gizli bir anlaşmamak korkusuyla üzülüyorken, bu hikâyeler sana benim içimi gösterip anlayabileceğimizi, yakın olduğumuzu ispat edince derhal kaleme sarıldın, bütün teklif ve merasimi, bütün suni ve nezaketleri bir tarafa bırakıp bana içini döktün. Bunun için sana ne kadar çok teşekkür etsem, ne kadar minnettar olsam azdır.
Sabahattin Ali
Sabahattin Ali
🍂
Canım Aliye, Ruhum Filiz
Canım Aliye, Ruhum Filiz
🪽🌒
"Çok sevgili Aliye... Köylü kıyafetindeki resmine bakmaya doyamıyorum. Her gece başucumda duruyor, ona bakarak uyuyorum. Ben dünyada Bu kadar güzel gülen, Güldüğü zaman Bu kadar güzel olan İnsan görmedim."
Allah’ın cehennemden uzaklaştıracağı için kızıma Fatıma adını verdim
Ebû Hureyre (r.a.)’den rivayet ettiği bir hadis-i şerifte: “Onu sevenleri, Allah’ın cehennemden uzaklaştıracağı için kızıma Fatıma adını verdim” buyurdu. Peygamber Ocağının En Nadide Gülü Hz Fatıma Nebiler Efendisinin son çiçeği… Rasulullah (s.a.v.)’ın dünyada neslini devam ettiren nur yumağı… Kızlarının en küçüğü… Cennet gençlerinin efendileri
Reklam
İttihat, Osmanlıda oğlancılık, Rabıta, 28Şubat, Apollo, Yunan...
_İttihat Terakki Cemiyeti_ _Mustafa Kemal Paşa, Rauf Orbay, Kazım Karabekir, Fethi Okyar, Halil Kut, Mehmet Akif Ersoy, Fahrettin Paşa, Enver Paşa, Cemâl Paşa, Talat Paşa, İsmet İnönü, Celal Bayar, Ali Fuat Cebesoy, Ali Çetinkaya, Ziya Gökalp, Hacı Bekir, Tevfik Rüştü Aras, Said Halim Paşa, Nuri Conker, Çerkez Ethem, Yunus Nadi… _1889 devletin
çok sevgili aliye, sana neler yazayım ki sen neşe içinde yüzesin.ben neşeyi senden öğreneceğim.hayat ve felaketler beni o kadar gülmekten ve neşeden uzaklaştırdı ki kendimi,senin getirdiğin bu saadet dünyası içinde bile şaşkınlıktan kurtaramıyorum.o kadar talihin kahrına uğramışım ki hayatta bana da mesut olmak nasip olabileceğine inanamayacağım geliyor.evde iki resmini de karşıma alarak saatlerce bakıyorum ve bu saadet adeta beni sarhoş ediyor.sevinçten ağlamak istiyorum.ben son zamanlarda her şeyden ümidimi kesmiş,kendimi gülen,oynayan hayattan ayırarak birkaç türlü kitabın arasına atmış bulunuyordum.sen bu karanlık ömrümün içine bir sevinç ışığı gibi,kurumaya yüz tutan ekinlere can veren bir nisan yağmuru gibi birdenbire geldin.ben bu kadar bol hayat ve saadet yağmuru altında kendimi unutmuş gibiyim.şimdi ömrümün tek bir gayesi var:bir gün evvel sana kavuşmak,seni kollarımın arasına almak, güzel,temiz yüzüne saatlerce,senelerce hiç doymadan bakmak.ancak o zaman tam neşeli,senin istediğin gibi neşeli olabileceğim.senden ayrı,senden uzak bulunurken benden nasıl neşeli şeyler istiyorsun?bana yaz aliye'ciğim. sayfalarca mektuplar yaz.her şeyden, hayattan, insanlardan,bahardan,kendinden bahset.asıl sen bana neşe ver...ben buna muhtacım.seni binlerce defa kucaklar, güzel gözlerinden dudaklarından öperim. sabahattin ali.
Güzel Gözlüm..
Çok sevgili Sabahattin Ali'nin canından çok sevdiği Aliye'sine her mektubunun sonunda onu güzel gözlerinden öpmesi.. Çünkü bana göre gözlere hitap edilmiş sözler, kelimeler daha gerçekçidir. Gözler yalan söylemez çünkü.. Mesela sevdiğiniz bir insana baktığınızda gözlerinizin içi parıldar sanki sizin sevginize onlar da eşlik eder. Birisini gözlerine bakarak sevmek ve yaşamın geleceğin orada olduğunu bilmek.. Saf sevgi tam da burada başlıyor aslında..
Sabahattin Ali'nin Mektubu
Benim Sevgili Aliye’m, Mektubunu aldım. “Ben fena kız değilim, senin meyus olmayıp saadetin için hayatımı şimdi fedaya hazırım!” diyorsun. Aliye, bana böyle şeyler yazma… Sonra ben sana deli gibi âşık olurum. Senin ne iyi kız olduğunu biliyorum. Muhakkak ki hayatımda yaptığım ve yapabileceğim en iyi iş seninle hayatımı birleştirmek oldu. Bundan
Reklam
BUNLARI BILIYOR MUYDUNUZ? 2
Cahit Sıtkı Tarancı
Cahit Sıtkı Tarancı
Küçükken yaramazlık yaptığı için babası tarafından pencereden aşağı sarkıtılmıştır. O günden sonra ölümden korkmuş ve eserlerinde hep "ölüm” temasını işlemiştir.
Nazım Hikmet Ran
Nazım Hikmet Ran
Nazım Hikmet'in en değişik özelliği devamlı beyaz pantolon giymesiydi. İlham geldiğinde aklındaki sözleri hemen beyaz pantolonuna not alıyormuş. Tüm dünyanın
BUNLARI BILIYOR MUYDUNUZ ?
CAHİT SITKI Küçükken yaramazlık yaptığı için babası tarafından pencereden aşağı sarkıtılmıştır. O günden sonra ölümden korkmuş ve eserlerinde hep “ölüm” temasını işlemiştir. NAZIM HİKMET Nazım Hikmet’in en değişik özelliği devamlı beyaz pantolon giymesiydi. İlham geldiğinde aklındaki sözleri hemen beyaz pantolonuna not alıyormuş. Tüm dünyanın
91 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.