Dedi ki: 'Melek bana geldiğinde ayakta duruyordum ama dizlerimin üzerine çöktüm ve sürünerek uzaklaştım, omuzları titriyordu. . . Kendimi dağın yamacından atıp aşağı yuvarlanmayı düşündüm ama tam ben bunu düşünürken karşımda belirdi ve bana Hz. Muhammed ben Cebrail'im sen de Allah'ın Elçisisin' dedi. Sonra bana 'Anlat!' dedi, 'Ne anlatayım? dedim. Beni tuttu ve üç kere sıkıca kendine bastırdı, 'Neredeyse boğulacaktım ve ölüyorum' diye düşündüm, ardından tekrar 'Allah'ın adına yaratanı, insanı bir kan pıhtısından yaratmış olanı, Allah'ın en cömert olan olduğunu, kelâm ile öğrettiğini ve insanlara bilmediklerini öğreten olanın O olduğunu anlat, ' dedi. "
Muhammed b. Tirmizi:
"Fütüvvet, Rabbin için nefsinin düşmanı olmandır
Muhâsibi:
"Fütüvvet, adil davranıp intikam almamaktır
Cüneyd:
"Fütüvvet; eziyet etmemek, cömert olmak ve şikåyet etmeyi terk etmektir,"
MEHDİ EBU ABDILLAH MUHAMMED B. MANSUR (H. 158-169)
Mehdi'nin ismi, Ebu Abdillah Muhammed b. Mansur'dur.
Yüz yirmi yedi veya yirmi altı senesinde Eydec şehrinde dünyaya geldi.
Annesi Ummü Musa bintu Mansur el-Humeyriyye'dir.
Mehdi fazlasıyla cömert ve onurlu biriydi. Şekli güzeldi.
Zındık ve ateistlere reddiye için ilk olarak cedel kitaplarını tasnif etmeyi emreden odur.
Mehdi delikanlılık çağına gelince, babası onu Taberistan ve ötesindeki bölgeye emir olarak tayin etti. Orada eğitim aldı.
Sonra babası onu veliaht olarak atadı. Babası ölünce ona biat edildi.
Hicri 169 senesinde vafat etti.