Tasavvuf, Allah Teâla'yı layıkıyla tanımak, O'na sağlam bir şekilde kulluk etmek, kulluğu da hayatı boyunca yapmaktır. Tasavvuf, güzel ahlâkı yaşamak içindir.
Cüneyd-i Bağdâdî hazreti tasavvufu, her kötü huyu terk etmek, iyi ahlâk ile ahlâklanmak olarak tarif edilmiştir. Tasavvuf, çok uzun bir yoldur.
Tasavvuf, nefsin ve şeytanın insan yollarını genişlettiği bir yerde Allah'ın emrettiği hakikate yapışmaktır.Tasavvuf, Allah'ın nimetlerine kanaat getirip hoşnut ve razı olmaktır. Tasavvuf, Allah'ın gönderdiğin nimetlere değil, onun sahibi Allah Teâlâ'ya yönelmektir. Çok uykusuz kalarak çok ibadet tasavvuf değil, bunlarla Allah'ın aşkı, korkusu, muhabbeti meydana gelirse tasavvuftur. Tasavvuf, ibadetlere yapışmadan, ahlâkı güzelleştirmeden, kader-i ilâhiyeden hoşnut ve razı olmadan ele geçmez.
Sayfa 85Kitabı okudu
Cüneyd-i Bağdâdî k.s. Hazretlerine sordular:
-Allah teâlâ'yı görmek ister misin?
Hayır, dedi.
Neden diye sorulunca Hazreti İmâm şöyle cevap verdi:
-"Musâ aleyhisselam Allahı görmek istedi ama görmedi. Efendimiz ﷺ ise böyle bir taleb de bulunmadı ama gördü."
(Keşfu'l-mahcub,366)
Bir derviş, ârif bir zâta sorar:
“–Cüneyd-i Bağdâdî Hazretleri mi, Bâyezîd-i Bistâmî Hazretleri mi daha büyüktür?”
O zât şu cevabı verir:
“–Bu iki velî arasındaki fazîlet büyüklüğünü tayin edebilmek için onlardan daha büyük bir velî
olmak lâzımdır...” (Ahmed Eflâkî, Menâkıbu’l-Ârifîn, II, 225)
Dindarlığını Merak Eden
Yalnız Kaldığındaki Haline Baksın..!
Cüneyd-i Bağdadi
Cüneyd-i Bağdadi şöyle der; "Tevbenin üç anlamı vardır. İlki, suçluluk ve pişmanlık; ikincisi, alışkanlıklardan kurtulma; üçüncüsü, kişinin kendisini haksızlık ve husumetten arındırmasıdır." Gazzâlî'ye göre de insan, tutku ve dürtülerine mağlup olabileceği için eksiktir. Ancak akıl ve zekanın tutkulara gem vurmasıyla olgunlaşır.
Allah kuluna çok fazla soru sormaz, sadece şunu sorar:
“Ben seninleydim, sen kiminleydin”
Cüneyd-i Bağdadî Hz.