Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Davut Sakallı

Davut Sakallı
@davutsakalli
83 okur puanı
Kasım 2017 tarihinde katıldı
Radyo oyunlarını okurken, radyo oyunlarının, kolaylıkla okuma tiyatrosuna da uyarlanabileceğini düşündüm. Yani "radyo oyunu" desek de, gördüğüm kadarıyla oynanabilmesi için günümüzde bir radyoya gerek yok. Ancak türün adı "Radyo oyunu/radyo tiyatrosu" kalmış. Acaba buna başkaca bir isim bulmak gerekir mi? Bir de "Okuma Tiyatrosu" var. "Okuma Tiyatrosu" için metin, Tiyatro metinlerinden uyarlanıyor. Acaba radyo oyununa da "tiyatro oyunu" mu desek? "İşitsel Tiyatro Oyunu" mesela... Kısaca, "İşitsel oyun" da denilebilir. Okuma tiyatrosuna da "İşitsel tiyatro" desek... İki disiplini bir arada ele alınabilir. Belki de ele alınmıştır. Bilmiyorum. Bilenler varsa yoruma yazabilir.
Radyo Oyunları
Radyo Oyunları
Reklam
Çevirmen, çevireceği kitabı kaç kez okumalı? (A) Çevirirken okusa yeter. (B) 2-3 kez (C) 4 kereden fazla
Doğru Kağıt Tasarrufu Yöntemi
Yayıncılıkta kağıt krizinin olduğu bu dönemde, basılabilen kitapların sayfa ebatlarının küçültüldüğünü görüyorum. Kağıt tasarrufu için sayfa ebadını küçültmek bence çok doğru bir yaklaşım değil. Kağıt tasarrufu için, aksine sayfa ebadı büyütülmeli; satır araları küçültülmeli; paragraf boşluklarını ise tamamen kaldırılmalıdır. Paragrafları bölümlemek illa gerekiyorsa bu ( §/¶/❡/⁋/※/○/●/□/♤/♡/◇/♧/✤/✿/❁/❈) gibi sembollerle, boşluk bırakmadan yapılmalıdır. Dipnotlar ve açıklamalar sayfanın altı yerine, numarası ile birlikte ilgili cümleden hemen sonra parantez işareti "( )" içinde kullanılmalıdır. (1. Bunun gibi...) Bunlardan sonra hala yeterince tasarruf yapılamadıysa, font boyutunun küçültülmesi yoluna gidilebilir. Font boyutu küçültüldükten sonra, her satırdaki kelime sayısı dikkati dağıtacak kadar artmış ise, metin iki sütüna bölünmelidir. Gene sütunların arası minimum seviyede tutularak kağıt tasarrufu sağlanabilir. Yaşı yetenler hatırlayacaklardır. Bu biçim, basılı ansiklopedilerin ve sözlüklerin biçimidir. Az kağıda mümkün olan en çok yazıyı sığdırabilirsiniz. Bir kitaplığı dolduracak yazılar bir rafa sığacak kadar küçülür.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
YENİ BİR YAYINCILIK ANLAYIŞI ÜZERİNE DÜŞÜNCELER
(●) Basılı kitapların satışına dayanan yayıncılık düzeni sona ermektedir. (●) Basılı kitapların hammaddesi, üretimi ve bağlantılı süreçler ekonomik bakımdan oldukça yüklü bir iş haline gelmiştir. (●) Kitap fiyatları her okurun ulaşabileceği seviyeden uzaktadır. (●) İnternet ağı, bilgiye ulaşmayı daha hızlı ve daha kolay bir hale
Fiziki kitapçıların kültür üzerindeki önemi
Bir gün önce bir youtube içerik üreticisi ile yorumlarda tartıştım. Kısaca, teknolojinin geliştiğini, artık fiziksel kitapçılara ihtiyaç olmadığını, devrinin geçtiğini falan söylüyordu. Ona İzmir'de olmama rağmen yaşadığım ilçede kırtasiyeciler ve sınav kitapları satanlar dışında kitapçı olmadığını, kitabın herhangi bir nesne olmadığını, rafta,
Reklam
Sinemanın sanattan kabul edilmesi emperyalizmin bir oyunudur. Hiç bir endüstri sanat eseri üretmez. Dolayısıyla sinema endüstrisi de sanat üretmez. Sanatı sanatçılar üretir. Gazete, dergi, kitap ya da bir albüm sanat eseri değildir. Gazete, dergi ve kitabın içindeki yazılar; albümün içindeki müzik, sanat eseri olabilir. Bunun gibi bir filmin kendisi değil, öyküsü sanat eseridir. Kısacası sinema bir sanat değildir. Sinemanın sanat olmaması kötü bir şey de değildir. Sinemanın sanat olmaması onun değerini azaltmaz. Aksine olması gereken değeri verince, sinema gerçek yerini bulacaktır.
Selçuklu devrinden, belki daha önceden beri, Anadolu'da yaşayanlara TÜRK deniyor. Türklerin Anadolu'daki kökeni binlerce yıl önceye tarihleniyor. Buna rağmen, TÜRK'ÜM sözünü çarpıtmak hangi düşüncede olursa olsun (ümmetçi-etnikçi-marksist) bir ulusu tarihinden koparma niyetlidir.
Bugün bir kez daha anladım ki basılı olan kaynaklar dışında diğer kaynaklar tırı vırı. Elimdeki kitapta olan metin, İnternet'teki resmi/korsan kaynaklarda ya hiç yok ya da eksik (özet halinde). Düşündürücü.