Usame b. Zeyd’ den naklen şöyle der: Allah Resulü (a.s) bizi cihada göndermişti. Cihat esnasında ben bir adama yetiştim. O, “Lailahe illallalah” dedi. Ben kargımı ona sapladım ve öldürdüm. Bu işten gönlüme bir şüphe düştü. Sonra bunu Hz. Peygamber’e anlattım. Allah Resulü ( a.s ) : “Lailahe illellah dediği halde onu niçin öldürdün?” diye sordu. Ben, ey Allah’ın Resulü! O, ölümden kurtulmak için söylemiştir, dedim. “ONU KALBİNDEN SÖYLEYİP SÖYLEMEDİĞİNİ BİLMEN İÇİN KALBİNİ Mİ YARDIN?” buyurdu.
Ondan sonra da şu ayet nazil olmuştu:
“Ey iman edenler! Allah yolunda savaşa çıktığınız zaman iyi anlayıp dinleyin. Size selam verene, dünya hayatının geçici menfaatine göz dikerek «Sen mümin değilsin» demeyin. Çünkü Allah'ın nezdinde sayısız ganimetler vardır. Önceden siz de böyle iken Allah size lütfetti; o halde iyi anlayıp dinleyin. Şüphesiz Allah bütün yaptıklarınızdan haberdardır.” Nisa, 94
Enaniyet damarından Allah'a sığınırım. Peşin hükümlü olmaktansa cahil olmayı yeğlerim. Yukarıdaki hadiseyi aldım kalbime astım!! Asmayıpta ayıplayanlara ve hiç olmamış gibi davrananlara ne demeli...