Tarih Ötesi/ s. 3
İsmin nedir, ne işle uğraşırsın, dedi.
-Adım Deniz, Bir işim var mı, kestirmek zor. Ama bazen şu asırlık konağın anahtarı, bazen oyalanacak bir iş arayan emeklinin dinlendiği bank, bazen bir bardak demli çay, bazen de dalıp saatlerce şu karşıki adaya bakan ve bir diş kovuğunu doldurmayan nedenlerden ötürü insanlığının yaşadığı hengameyi anlamaya çalışan bir talebe...
Dedim: Dudağının şarabı bizi arzudan öldürdü.
Dedi: Sen bağlılık göster, onda bağlılara sevgi görülür.
open.spotify.com/track/0S8tYVLgA...
Mehmet Akif ERSOY 'Çanakkale Şehitlerine'
Şu Boğaz Harbi nedir? Var mı ki dünyâda eşi?
En kesîf orduların yükleniyor dördü beşi,
-Tepeden yol bularak geçmek için Marmara’ya-
Kaç donanmayla sarılmış ufacık bir karaya.
Ne hayâsızca tehaşşüd ki ufuklar kapalı!
Nerde -gösterdiği vahşetle “Bu: Bir Avrupalı!”
Dedirir- yırtıcı, his yoksulu, sırtlan kümesi,
Varsa gelmiş, açılıp mahbesi, yâhud
interstellar
Zamanı gelmişti bir an önce sönmüş yıldızları toplamalıydı.Uzun süre tekrardan parlamayan yıldızları toplamaktı görevi.Yaklaşık sekiz yıldız yılıdır bu işi yapıyordu.Arkadaşı elini gökyüzüne yöneltti ve meraklı gözlerle sordu.Bazı yıldızlar parlaklıklarını korurken bazıları neden sönüyor?
Onlar dedi yarına dair umut etmeyi bırakan insanların gökyüzüne attıkları imzalar.İmza derken neyi kastettiğini pek anlayamamıştı.
Anlayabileceğin şekilde söyleyeyim bir nevi iz gibi düşün.Dünya’ya dair senden kalan birkaç iz.Peki onları toplayıp nereye götürüyorsun diye sordu.Az ileride büyük bir boşluk var oraya dedi.Böyle olunca o insanların bu dünyadan izleri mi siliniyor dedi korkunç bir yüz ifadesi ile.Tam olarak değilse bile büyük oranla evet. Peki onların tekrardan parlamaları mümkün değil mi?
Pek değil dedi çok nadir yerine geri taktığım yıldız oldu.Peki onları eski parlaklıklarına kavuşturan şey neydi?
İyi geceler....
Ben mücevher sevmem dedi kadın, anlamam da... Tek taş, beş taş deyince, çocukluğumun oyunları gelir aklıma. Mücevher sevmem ben, vefa severim. Çiçek severim ben, sadakat severim, edep severim, şiir severim...
Birhan Eroğlu.
İçimi döküyorum sana ben her bestemde
Her yerde seni görüyorum inan bu semtte
Kardeşim dedi cıgaraya az tütün ekle
Hayalleri sarıp içelim şimdi 3'lüyle
Seviyordun ya hani hemde deliler gibi
Seni benden fazla söyle biri hiç sev dimi
Haklısın sende kaldıramadın bu sevgimi
Özlersin sende emin ol kahve gözlerimi...
"üstadim" dedim.
"Bayrama ne alayim?"
Dedi;
Bir kac piri fâniden gönül,
Bir kac cocuktan gülücük,
Alabilirsen bir kac fakirden de dua al. "
Cahit Zarifoglu
Zavallı hançer, dedi, sen de, ben de bir kalbe giremedik.
Peyami Safa
Cesaret
Bugün yaşadığım bir meseleyi anlatmak istiyorum. Derin derin düşünürken Allah'ın işidir işte denk getiriyor. Baba oğul birine denk geldim ve çocuğa sordum "babanı seviyor musun?" diye. Evet anlamında başını salladı. Sonra çocuğa babamın dün durduk yere bana karşı yaptığı hürmeti anlattım. Babası bana "bunda neye şaşırdın ki?
“Şu anda, sana güzel bir söz söyleyebilmek için, on bin kitap okumuş olmayı isterdim” dedi ..
Gene de az gelişmiş bir cümle söylemeden içim rahat etmeyecek: “Seni tanıdığıma çok sevindim kendi çapımda ..”
Oğuz Atay